Uyanık Olmak

ALLAH insanı zayıf olarak yaratmıştır. Bu sebepten dolayı insan yanılabilir, hata yapabilir, başarısızlık yaşayabilir. Böyle durumlarla karşılaştığında çoğu insanda moral bozukluğu, asabilik, özgüven kaybı olur. Bu da insanı daha da içinden çıkılmaz bir duruma doğru sürükler.

İnsanların bu noktada göz ardı ettikleri çok önemli bir gerçek vardır. Başarıyı da, başarısızlığı da veren Allah’tır. İnsan kendisine benlik verdiği zaman içinde bulunduğu durumu kendisi çözmek zorunda olduğunu düşünür ve artık kendisini tamamen şeytanın telkinleriyle baş başa bırakır.
İnsan şeytandan gelen bu telkinleri kendi düşüncesi zannetmeye başladığındaysa artık o insan yavaş yavaş şeytanın dostu olmaya başlamış demektir. Ancak nefsin iki yönlü özelliğini bilen insan bu telkinlere aldanmaz. İçinden gelen “sen bu işi beceremeyeceksin, bu hatayı senden başka hiç kimse yapmazdı….” gibi sözleri karşı uyanık olur ve hemen Allah’a sığınır. Allah’tan yardım diler ve ona güvenerek işlerini ona teslim eder. Hata yaptığında hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmaz. İnsanın eksikliklerle, acizliklerle birlikte yaratıldığını bildiğinden kendisinin de hata yapabileceğini kabul eder ve içinde bulunduğu durumu Allah’ın mutlaka bir hayırla yarattığını düşünerek, öğüt almaya ve ders çıkarmaya çalışır. Aynı durumla karşılaşmamak için önlem alır. Allah’ın hataları bağışladığını bildiği için içini rahat tutar.
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. “Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma…Bakara-286
Bu iç huzuru yaşaması ancak insanın uyanık davranmasıyla olur. Çünkü onu hiçbir zaman rahat bırakmayan ezeli bir düşmanı vardır.
“Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse sizde onu düşman edinin.” Fatır-6 insanı sürekli olarak hata yapmaya zorlayan, onu gaflet haline düşüren, akıllı davranmaktan alıkoyan şeytan bu eylemine Allah’ın önünde ant içerek başlamıştır.
Dedi ki: “Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım. Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna. Hicr 39-40
Şeytanın bu özelliğini bilen insanlar böyle bir durumla karşılaştığında uyanık davranarak hemen Allah’ın ayette belirttiği gibi davranır.
Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir. (Allah’tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. Araf 200-201
Ancak akıllı davranmayıp, sürekli hataya düşmek ve daha sonra Allah’tan yardım dilemek samimiyetsizce bir davranış olur. İnsan işlerini Allah’a teslim ederek yapmanın yanında, kendi iradesini de kullanarak elinden gelen en iyi şekilde, en akıllıca hareket etmelidir. Durum böyle olduğunda samimiyet kazanır. Mümin sürekli zihnini açık tutmalı, çok dikkatli olmalıdır. Hiçbir zaman çevresinde gelişenleri önemsiz olarak değerlendirmemeli, sürekli olarak her şeyden bir ders çıkarmalı, şeytandan gelen telkinlere karşı uyanık olmalıdır.

Yazar : Erdal Erdinç

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Comments (1)
Leave a reply

Reply to zulfikar-i ilim Cancel reply

Name (required)

Website