ALLAH A ULAŞMANIN YOLU KURANDAN GEÇER AH BİR OKUSAYDILAR….

Bugün sizlerle kuranı okuduğumda beni çok düşündüren ve de içinden ibretler alacağımız bazı konuları konuşmak istiyorum. Yaratan yarattığı tüm canlılar içinde kendi iradesi ile hareket eden, aklını iradesi yönünde kullanan yani özgür tek canlı olarak insanı yaratmıştır. Ayrıca onun emrine de tüm canlıları sunmuştur. Şimdide insanın yaradılışını düşünelim biran, topraktan yaratılmışız ama en büyük özelliğimiz ise Rabbim in kendi ruhundan üfleyerek bizlere can vermesidir. Şeytan ben ateşten yaratıldım insana secde etmem dediğinde, bence unuttuğu şeyin insan ruhunun, canının Yaratanın kendinden üflemesini düşünmemesi olsa gerek. İnsanı meleklerden daha üstün yaratması gerçekten düşündürücü dür. Acaba bu konuyu hiç düşündünüz mü? Hemen şunu da söylemeliyim ki, Rabbim yarattığı insana verdiği akıl sayesinde meleklerden üstün olduğu gibi, şeytanın bir eşi de olabileceği örneklerini kuranda vermesi dikkat çekicidir. Kuran insanın öldürülmesine karşı çıkar ve müsaade etmez. Verdiği canı yalnız kendisinin alacağını belirtir, yalnız bir istisna yaparak burada da bizleri imtihan eder ve derki, haksız yere can alanlarında canını alma yetkisini sizlere veriyorum, ama ayetin sonunda o imtihanı yapar Rabbim, derki eğer bağışlarsanız sizlere çok büyük sevap yazarım. İşte burada da kendi nefesinden üfleyerek yarattığı insan canına verdiği önemi göstermiyor mu dersiniz dostlar? Tam burada İslam adına canlı bomba olanlar geldi aklıma, öldürdükleri onca günahsız suçsuz insanların hesabını nasıl verecekler bilmiyorum. Kuranı eğer anlayarak bir kez okumuş olsalardı, Rabbim haksız yere insan öldürmenin cezası olarak cehennemde ebedi kalacaklar sözünü, ayetini bilirlerdi. Ama kuranı okumaya değil, başka kitaplara yönlendirilirseniz işte böyle yoldan çıkarsınız, bu yolun sonunun, herhalde nereye varacağını tahmin etmeye gerek yok sanırım.

Şimdide kurana bakalım Rabbim yarattığı insanı nasıl özellikler de yaratmış? Acaba her şeyi ile eksiksiz ve de eşsiz mi yaratıp daha sonrada aklı vermiş, yoksa bazı eksikleri de yaratıp aklın kullanması ile mi doğruyu bulmasını istemiş ve de bizleri bu dünyada imtihan aracımı yapmış, şimdide kurandan bu sorunun cevabını arayalım.

Enbiya sur. 37; İnsan, aceleci (bir tabiatta) yaratılmıştır. Size ayetlerimi göstereceğim; benden acele istemeyin.

Nisa Suresi 28. Allah size hafiflik getirmek istiyor. Çünkü insan çok zayıf yaratılmıştır.

Kehf Sur. 54; Yemin olsun, biz, bu Kuran`da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.

Değerli arkadaşlarım buna benzer daha birçok ayetler var ama bakın insanın özelliklerini ön plana çıkaran şu özelliklere lütfen dikkat ediniz. İnsanın aceleci bir tabiatta yaratılmış olması, yine insanın zayıf karakter de oluşu, en dikkat çekici özelliklerden biriside tartışmaya en çok tutkun oluşu. Şimdi elbette şunu düşündünüz bir an, bu yapıda yaratılmış bir insanın hata yapmaması mümkün mü? Evet, bende düşündüm hata yapmaması mümkün değil. Kuranı okuduğumuzda Rabbim peygamberlerin bile hata yaptığını örneklerle bizlere verdiğine göre, bizlerinde hata yapmaması gerçekten mümkün değil. Peki, ne olacak o zaman dersiniz? İşte bu konuda da açıklık getiriyor Rabbim, sizlere bazı konularda eksiklikler vermiş olabilirim ama yeryüzünde hiçbir canlıya vermediğim aklı, mantığı ve karar verme melekesini verdim diyor. Hatta zaman zamanda elçiler göndererek uyarılarda bulunduğunu belirtiyor. Aklı vermesine rağmen, yine bizlere esneklik tanıyarak, elçilerle uyarmadığım ya da bunun ulaşmadığı kimseleri de sorumlu tutmayacağını da belirtiyor. Şimdide şu ayete bir bakalım. (Nisa suresi 31. ayet; Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. ) İşte Yaratan bu kadar affedici ve bağışlayıcı, ama bizler hala farkında bile değiliz. Çünkü düşünmeyi bir kenara bırakmış düşünenlerin ardına düşmüşüz ne yazık ki doğru yolda mıyız diye hiç sorgulamadan.

Günümüzde dinin temeli haline getirilen başörtüsünü düşünün lütfen. Bu konuda söylenenleri de hatırlayalım biran. Toplumun iman edenle etmeyenlerin simgesi haline getirilen başörtüsünün, tekbir saç kılını bile göstermenin cehennemlik olduğunu söyleyenleri hatırlayalım birde. Cenneti hak etmenin simgesi haline getirilen başörtüsü acaba bizleri Allah katında aklayacak ve de yüksek derecelere eriştirecek bir olgumudur dersiniz? Önce yukarıda hatırlattığım ayeti tekrar hatırlatıyorum lütfen dikkat edin. (Kehf Sur54. ayet; Yemin olsun, biz, bu Kuran`da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır. ) Rabbim yemin ederek kuranda bizler için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne serdiğini açıkça daha nasıl söyleyebilir? Şimdide başörtüsü konusunda kuran nasıl açıklama yapmış diye bakalım. Baktığınızda asla bir şey göremezsiniz. Yani eğer kadın saçı namahrem olsaydı ayetinde söylediği gibi kadın saçı namahremdir kapatılmalıdır derdi, bunun tersini söylemekle yazdığım ayet ve buna benzer birçok ayeti kabul etmemek demektir. Tevrat a baktığınızda kadın saçının kapatılması gerektiği çok ince detaylarına kadar yazar, eğer Tevrat’ta yazanı gerçekten doğru sayarsak demek ki daha sonra Rabbim bunu nesh ettiği, yani kaldırdı ki asla söz etmemiş kuranda. Yok, eğer Tevrat örneğini göstererek bakın orada bile yazıyor dersek, o zamanda sorumlu olduğumuz kuranı, yazmadığı halde inanarak dışlamış olmaz mıyız dersiniz? Hani Rabbim bizleri kurandan hesaba çekecekti, hani kuran ipine sarılacaktık, hani kuran bizlerin rehberiydi gönül gözüydü. İşte bunu söylemek le kuranın bu ayetlerini de görmezden gelmek demektir. Peki, Yaratan katında ne önemliymiş birde ona bakalım isterseniz, başörtüsünü ön plana çıkaranlar acaba bu yazanlara hiç dikkat ediyor mu dersiniz, bazı ayet örnekleri vererek açıklamaya çalışalım. (Meryem sur. 76: Allah, doğru yolda olanların hidayetini artırır. Barışa ve hayra yönelik kalıcı işler, Rabbin katında sevapça daha üstün, sonuç bakımından daha hayırlıdır. Taha sur. 75: O`nun huzuruna, hayra ve barışa yönelik iyilikler üretmiş bir mümin olarak varana gelince, işte böyleleri için çok yüksek dereceler öngörülmüştür. İsra sur. 9. ayet; Şüpheniz olmasın ki bu Kuran en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Barışa/hayra yönelik işler yapanlar için büyük bir ödül vardır. ) Lütfen dikkat ettiniz mi, Yüceler yücesi Rabbim birçok ayetinde bizler barışa ve de hayra yönelik iyilikler yapmamızı istiyor gerçek ödüle ulaşmak için, ama birileri Rabbim in kuranda hiç bahsetmeyip örneğini dahi vermediği bir konuyu öne sunarak gerçeklerden nasılda uzaklaştırılıyoruz. Hani nerede barış tan söz etmek, hani nerede insanlık için çalışmak, nerede fakirler için toplanan paraların hesapları, bunların hesabını neden sormuyorsunuz? Camilerde toplanan paralar, hayra ulaşacak sözleri ile kurulan kom basanlar, yimpaşlar, deniz fenerleri nerede. Bunların hesabı sorulacağına başörtüsü ile islamı anlayıp ayetlerden habersiz görünenler nerede? Rabbim in söylediği gibi hala düşünmeyecek misiniz, aklınızı çalıştırmayacak mısınız sözlerini duyan yok mu aramızda? Kurandan bir haber yaşarsanız olacaklara katlanmak zorundasınız, bunu Rabbim söylüyor anlayana anlamak isteyene tabii ki.

Şimdide yine kuranda çok ilgimi çeken ve de beni düşündüren bir ayeti sizlerle paylaşmak istiyorum bakın Rabbim ne diyor. (Ali (İmran 118: Ey iman sahipleri! Kendi dışınızda hiç kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir. ) Değerli dostlar bu ayeti okuduğumda bizlere öğretilen bir konu geldi aklıma. Şöyle söylüyorlar sizde hatırlarsınız, kuranda her şey olmaz, siz kurandan hüküm çıkaramazsınız onun için anlamanızda mümkün değil. Bu sözleri ilk önceleri duyduğumda gerçekten hata yapmaktan korkmuştum, ama kuranı anlayarak okuduğumda bunun büyük bir yalan olduğunu anladım, bakın ne diyordu Rabbim bizlere. (Kamer Suresi 17. Andolsun biz, Kuran`ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? Kamer Suresi 22 Yemin olsun ki, biz, Kuran`ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? ) Şimdi sizlere soruyorum Rabbim yemin ederek aynı sözü neden tekrarlayarak bu kitabı anlamamız için kolaylaştırdığını söylüyor dersiniz? Değerli arkadaşlarım yukarıda söylenen yani bu kitabı bizlerin anlayamayacağına inananlara uyarsak hiç unutmayın ki Rabbim e inanmamış ve de ayetlerini kabul etmemiş olursunuz. Onun için lütfen kuranı anlayarak okuyun ki tuzaklara düşmeyesiniz. Gelelim Ali İmran suresi 118. ayete. Yaratan ne güzel uyarıyor bizleri değimli? Yazının başında verdiğim insan yapısı ile ilgili ayetleri de hatırladığınızda doğrusu bizler için çok güzel bir uyarı olduğunu söylemeliyim. Düşünün insanın en yakını hayat arkadaşı bile zamanı geliyor aranızdaki sırrı sana karşı kullanmıyor mu? Buna örneklerini çevremizde gördüğümüz anne, baba ve evlatlarda kendi arasında dâhil değil mi? Yaradan ben her şeyden örnekler verdim diyorsa ayetinde işte böyle uyarır, ama neden dersiniz günümüzde bu kadar önemsenen başörtüsü konusunda kuranda bir açıklık ya da bir tek ayet yok dersiniz? Bahsettiğim örnek verdiğim ince detayları bile yazan rabbim, kadın saçı namahremse neden tek bir yerinde kadın saçını örtmelidir dememiştir diye sormuyoruz da, aklımızı birazcık bile çalıştırıp araştırmıyoruz? İşte bizlerin iman anlayışı, işte bizlerin tutundukları dal, işte bizlerin izledikleri yol. Sizce bu kuran yolumu dersiniz? Bakın ayet ne diyor. (Araf Suresi 170. ayet; Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz, iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükâfatını zayi etmeyiz. ) Rabbim kurana sımsıkı sarılanlara diyor dikkat ettiniz mi? Peki bizlere ne öğrettiler, yalnız kuranla olmaz, islamı yaşamak için fıkıh kitaplarına da ihtiyacımız vardır diyorlar. Yani beşerin yazdığı kitaplara dikkat edin lütfen. Acaba hangi mezhebinki doğrudur bilen var mı, aranızda emin olan var mı? Çünkü birisinin söylediğini diğeri tam tersini söyleyebiliyor. Neden acaba, ne peygamberimiz nede kuran bu yolu bizlere önermiyor dersiniz? Neden peygamberimiz sağlığında asla hadisleri yazdırmamış ve de yazımını yasaklamıştır dersiniz? Neden kurana sarılanların doğruya ulaşacağından bahsediyor Rabbim? İşte izlediğimiz yolu şimdi daha iyi gördünüz ama bu satırları okuyan birçok arkadaşım beni nelerle suçlayacak kim bilir. Bu arkadaşlarıma kuranı anlayarak okumasını tavsiye ederim, lütfen geri dönemeyeceğimiz gün, vakit, an geldiğinde son pişmanlık fayda etmeyecektir.

SAYGILARIMLA
Haluk GÜMÜŞTABAK

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Comments (4)
Leave a reply

Reply to kurbi Cancel reply

Name (required)

Website