Katıksız İmanı Yaşamak

İnsanlarda asıl sorun Allah`a kesin bilgiyle imandır; iman ve itaat ana iskeleti oluşturur. Allah`a karşı muhabbet, Allah`ı çok sevmek, Allah`tan çok korkmak ve ahirete iman… Hiç kimse tatmin bulmuş melekler gibi olamaz; insanın birçok eksiği vardır. İnsan eksiklerini unuttuğunda ise kendini üstün görmeye başlar. Yüce Allah, “İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebut Suresi, 2) buyurur ve (daha&helliip;)

KUR`ANIN DALGA BOYUTUNDA BULUŞMAK

Rabbim bizi burada cem ettiği gibi cennetinde de cem eder inşallah • Tüm Nebi ve Resullerimize bildirilen aynı Sünnetullah çizgisinde Cenab-ı Allahın • Bize uzattığı ipine tutunmuş bir şekilde Özü sözü bir elçilerimiz gibi • Özü sözü bir Müslüman toplumu oluruz inşallah. • Farklı televizyon kanallarından Farklı programları seyreden bizler • Alıcımız ne kadar kuvvetliyse izlediğimiz oyun ve eğlenceyle yüklü (daha&helliip;)

KURAN’DA GEÇEN HİKMET SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ?

Bugün kur’an da bazı ayetlerde geçen hikmet sözü ile ne anlatılıyor onu anlamaya çalışacağız. Önce bu kelimenin sözlük anlamına bakalım. Sözlükte bilgelik, ilim, sır, özlü sözler, İnsanın mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı olarak tanımlanıyor. Akıl, söz ve hareketteki uygunluk. Hak emre uymak. Bu anlamların tümünü birleştirdiğinizde ilim sahibi, gerçekleri görebilen, idrak eden ve elindeki bilgiler ışığında kendisine ve (daha&helliip;)

Rabbimizin sorular sormasındaki amaç

Kuran`da Yaratıcımızın kullarına sorular sorduğunu görmekteyiz. Bundan dolayı bazı insanlar “Allah zaten herşeyi bilmiyor mu, neden soruyor?” şeklinde itirazlar dile getiriyor. Yüce Rabbimiz elbette herşeyi biliyor. Hatta gelecekte olacakları bile… Soru sormasının nedeni öğrenmek değil, kullarına hakettiklerini vermek ve yaşatmaktır. Bir soru illa ki öğrenmek için sorulmaz. 1- O kişiye hakettiği bir deneyimi yaşatmak için de sorulur. 2- İfadeyi güçlendirmek, (daha&helliip;)

Namaz, Gaflet Perdesinin Kakmasına Vesile Olur

Müminler, Kuran’da Rabbimizin bildirmiş olduğu emir ve yasaklara karşı son derece hassastırlar. Kuran’a iman eden bütün insanların yapmakla mükellef olduğu farz ibadetler vardır. Bu ibadetlerden biri de namazdır. “… namaz, mü`minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır. ” (Nisa Suresi, 103) İman sahibi olan her insan, ibadetlerine gösterdiği titizlik ve süreklilikle kendini belli eder. “Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır. ” (Müminun (daha&helliip;)

DİYANET, İSLAM`A ZARAR VERİYOR….

Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı, dinimizi gereğince anlamak, öğrenmek, yaşamak için; Kur’an’la birlikte hanifi-sünni mezhebi kabüllerini ve bu mezhebin kabüllerine uygun yazılmış sünnet-ilmihal kitaplarını, arap-emevi, osmanlı örf ve adetlerini dinimizin kaynaklarından saymaktadır.. Dinimizde tercihlere bırakılan detaylarda veya dinin kapsamında olmayan konularda bu mezhep kabüllerini dinimizin bir parçası gibi görmekte ve göstermek istemektedir. Diyanete göre İslam dini=Kur’an+ Hanifi-sünni mezhebi kabülleri bu kabüllere (daha&helliip;)

“Kalplerin yumuşama zamanı gelmedi mi?”

İnsanlığın burcuna hükmeden eşsiz kitabımız Kur’an-ı Kerim’in, Hadid sûresi 16. âyetinde Rabbimiz: “Kendilerine inen bu hakikatten ötürü, kalblerin yumuşama zamanı gelmedi mi?” buyurmaktadır. Beynelminel olan bu psikolojik boyut, Müslümanların nasıl olması gerektiği hakkında bir kriter sunmakta, gerçek yolun çerçevesinin bu cebr-i lutfi motifli süsünde olduğu vurgulanmaktadır. Demek ki Ruh İnsanlığını zirve planda temsil etmesi gerekenlere, ilk muhatap olmaları yönüyle önemli (daha&helliip;)

BİZLER KUR`ANI REHBER ALAN BİR TOPLUM MUYUZ?

Bizler İslam ı Rabbin emrettiği şekliyle Kur’anı rehber alarak yaşamadığımız ve ondan uzak beşerin öğretisiyle yaşadığımız için, hala putperest devrinden kalma inançlarımızı farkında olmadan bakın nasıl devam ettiriyoruz. Aşağıdaki vereceğim örneği lütfen iyice düşününüz, eğer kur’an gerçekleri ile iman eden bir toplum olsak, her sorunumuz da ona danışmayı adet edinsek, yaptığımız bu hatayı göz göre göre yapmaya devam eder miyiz? (daha&helliip;)