Kur’an Üçlemeyi Yanlış mı Anlatıyor?

Hıristiyanlar ve bazı ateistler Kuran’ın üçlemeyi yanlış anlattığı, bundan dolayı da ilahi kitap olamayacağı iddiasını savunmaktadır. Bu iddia sahiplerine göre üçleme Baba, İsa ve Kutsal ruhtan oluşmaktayken, Kuran üçlemeyi Baba, İsa ve Meryem şeklinde aktarmakta, dolayısı ile de yanılmaktadır.

Peki, bu eleştiri yerinde midir? Öncelikle Kuran’da üçleme ile alakalandırılan ayetlere bir göz atalım:

“ Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem’in oğlu İsa Mesih, Allah’ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem’e atmıştır. Artık Allah’a ve resullerine inanın. “Üçtür!” demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid’dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O’nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter.”

(Nisa Süresi 171)

“72 Yemin olsun ki, “Allah, Meryem’in oğlu Mesih’in ta kendisidir!” diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah’a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah’a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır.”

73 Yemin olsun ki, “Allah, üçün üçüncüsüdür!” diyenler de küfre batmıştır. Bir tek Tanrı dışında hiçbir ilah yoktur. Bu söyleye geldiklerine son vermezlerse, onların küfre sapanlarına korkunç bir azap mutlaka gelip çatacaktır.

74 Hâlâ Allah’a yönelip tövbe ederek ondan af dilemiyorlar mı? Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.

75 Meryem’in oğlu Mesih, bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar!” (Maide Süresi 72-75)

“116 Allah şunu da söyledi: “Ey Meryem oğlu İsa! Allah’ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?” İsa dedi: “Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!”” (Maide Süresi 116)

Dikkatli bir okuyucu Nisa 171 ile Maide 72-75’te üçlemnin açıkça eleştirildiğini ancak Meryem’in üçlemenin bir parçası olarak gösterilmediğini açıkça göreceklerdir. Diğer taraftan Maide 116’da Meryem’in tanrı olmadığı ifade edilse de, Hz. Meryem’in üçlemenin bir parçası olduğu iddiası açıkça ifade edilmemektedir. Dolayısı ile Kuran’da Hz.Meryem’in üçlemenin bir parçası olduğu iddiası açıkça geçmemektedir. Nitekim Brill’in meşhur kuran ansiklopedisi’ne göre (Üçleme maddesi, yazarı David Thomas ), ilk Müslümanlar Maide 116’yı üçlemeden ziyade, Şirkin eleştirisi olarak almışlardır. Nitekim Hz. Meryem çoğu Hıristiyan mezhepleri tarafından insanüstü bir varlık olarak tanıtılmaktadır. İlk Hıristiyanlar ve günümüzde Ortodokslar Meryem’e “Tanrı doğuran” demektedirler. Ortodokslara göre Hz. Meryem dualarımızı duyabilir ve yardımımıza koşabilir. Çoğu zaman direk Hz. Meryem’e dua etmekte, bizzat Hz. Meryem’i görüp duyduklarını iddia etmektedir. Bu ise Hz. Meryem’i ilahlaştırmak değil de nedir.

Bu noktada ateist ya da Hıristiyanlar açıkça geçmese bile Maide 116’nın dolaylı olarak üçlemeyi kastettiği konusunda ısrar edebilirler. Ancak Maide 116’ı gerçekten üçlemeden bahsediyor ise bile bu Kuran’ın yanıldığı anlamına gelmez. Zira en kabul gören üçleme versiyonu Kutsal Ruh’u üçlemenin bir parçası olarak görse bile, Arabistan’da o dönem yaşayan ve bir dönem Arabistan yarım adasında epey yaygın olan Collyridian mezhebi Meryem’i üçlemenin parçası olarak görmüş ve apaçık bir biçimde Hz.Meryem’in Tanrı olduğu savunmuştur. Dolayısı ile Maide 116 eğer üçlemeden bahsediyorsa bile, yanılmamaktadır, zira Arap yarım adasında Hz. Meryem üçlemenin parçası olarak görülmüştür. Dolayısı ile yanılan Kuran değil, üçlemenin evrensel olduğunu sanan ateist ve Hıristiyanlardır. Maide 116 eğer üçlemeyi hedef alıyorsa, Arabistan’da yaygın olan bir görüşü seçmesinin yanında, bize üçlemenin evrensel olmadığı, farklı formlarda ortaya çıktığını hatırlatmak gibi bir hikmeti bile olabilir.

“ Göklerde ve yerde nice mucizeler var ki, yanlarından geçerler de dönüp bakmazlar bile.” (Yusuf 105)



About the Author
Author

Cabir Hayredin

Comments (2)
Leave a reply

Name (required)

Website