İslam’da Evlilik ve Boşanma Konusunda Dikkat Edilmesi Gerekenler…

İslam’da Evlilik ve Boşanma Konusunda Dikkat Edilmesi Gerekenler…

Hem evlilik hem boşanma önemli kuralları, büyük sınavları, üzerinde düşünülesi detayları içeren çok önemli iki konudur İslam’da. Müslüman bir insan evlilik/boşanma kararılarnda nelere dikkat etmelidir, kriterleri ne olmalıdır, aşkın sevginin ötesinde nelere kafa yormalıdır diye düşünecek olursak; her konuda olduğu gibi Kur’an-ı Kerim’e bakarak aydınlanabiliriz.
Öncelikle evlilikte ilk kriterimiz ne olmalı ona bakalım:

“Müşrik kadınlarla, onlar iman edinceye kadar evlenmeyin! Özgürlüğünden yoksun inanmış bir kadın, müşrik bir kadından-müşrik kadın sizin hoşunuza gitse de-çok daha hayırlıdır. Müşrik erkeklerle de onlar iman edinceye kadar nikahlanmayın. İnanmış bir köle, müşrik bir erkekten –o hoşunuza gitse de- çok daha hayırlıdır. Bu müşrikler sizi ateşe çağırır. Allah ise sizi, izniyle cennete ve affa çağırır. Ve ayetlerini insanlara açık açık bildirir ki, düşünüp öğüt alabilsinler.”

–Bakara 221

Görüldüğü gibi, eş seçerken ilk kriterimiz onun imanlı bir eş olmasıdır. Her ne kadar aşk, sevgi, arzu edebiyatları yapılsa da inançsız bir kadınla/erkekle evlenemezsin gerçek bir müslüman isen. Hiç bir şey Allah’ın emrinden üstün değil. İlle de hoşuma giden kişi diyorsan da evlilik öncesi ya tebliğ yapar O’nun gerçekten Hakk yoluna döndüğüne emin olursun ya da bu sevdadan vazgeçersin kısacası. Ayrıca kıyaslamaya da dikkatinizi çekmek isterim. Dönemin ayrımcı toplumundan örnekleyerek, o zamanki kabul edilen en alt sınıf olan cariyelik ve kölelikle kıyaslama yapılmış ayette. O şekilde bir eş çok daha hayırlı olarak tasvir edilmiş ki durumun ciddiyeti anlaşılsın.

Seçtiğimiz eşin tasvirine katkıda bulunması açısından, Allah’ın peygamber ve eşlerini hitaben indirdiği şu ayetleri de örnek göstermek istiyorum ki ayet bir eşte olması gereken özellikleri (alında bir müslümanda olması gerekenleri) bu ayette açık seçik belirtiyor:

“Ey ikiniz (peygamberin eşlerinden bahsediliyor), ey hanımlar, Allah’a tövbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz kaydı; yok eğer Peygambere karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz, bizzat Allah, onun destekçisidir. Cebrail’le iman sahiplerinin iyilik severleri/barışçıları da. Bütün bunlardan sonra melekelr de ona arka çıkarlar. O sizi boşarsa, kim bilir belki de Rabbi ona sizin yerinize sizden daha hayırlı eşelr nasip eder. Allah’a teslim olan, iman sahibi, gönülden bağlı, tövbe etmesini seven, ibadete düşkün, yolculuk edebilen dullar ve bakireler.”

Tahrim-4,5

“Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünu istiyorsanız, haydi gelin, size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım!”

Ahzab-28

Ayetler her ne kadar peygambere ve eşlerine yönelik olsa da, aklını işletenler için de eş seçiminde ve olunması gereken müslüman şekli anlamında örnek teşkil etmektedirler.

Evliliğimizi tüm bunları göz önünde bulundurarak yapıyoruz tamam, peki ya boşanma konusunda düşünülmesi gerekenler neler? Boşanma konusunda, kadının da erkeğin de ayrı ayrı uyması gereken bazı kurallar vardır:

“Boşanmış kadınlar kendi başlarına üç adet ve temizlenme süresi beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanmakta iseler, Allah’ın onların rahimlerinde yarattığını saklamaları helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde herhangi bir şekilde barışmak isterlerse, eşlerini geri almaya herkesten daha çok hak sahibidirler. Kadınların örfe uygun biçimde,sorumluluklarına benzer hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah Aziz’dir, Hakim’dir.”

Bakara-228

“Boşanma iki kezdir. Bunun ardından ya iyilikle tutmak ya da güzelce serbest bırakmak gerekir. Onlara verdiğiniz bir şeyden geri almak size helal olmaz. … Bütün bunların ardından erkek, kadını boşarsa artık bundan sonra başka bir eşle nikahlanıncaya kadar ilk erkeğe helal olmaz. İkinci erkek kadını boşadığında, boşanan kadınla ilk erkek Allah’ın sınırlarını koruyabileceklerini düşünürlerse, birbirlerine dönmelerinde sakınca yoktur. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır ki, Allah bunları bilgi sahibi bir topluluğa açıklar.”

Bakara – 229, 230

İlk ayette kadına özel getirilen sınırlamanın ortaya çıkabilecek bir hamilelik açısından getirildiği söylenmektedir, nitekim oldukça da mantıklıdır bu yorum. Boşanmanın iki kez olması ve 3.den sonra başkasıyla nikahlanmadan aynı kişilerin tekrar evlenemeyecek olmaları da evlilik konusunda insanlara ciddiyet yükelemek amacındadır diye düşünüyorum. Evliliği ve boşanmayı bir oyuncak haline getirmemek, her kafaya estiğinde bunları silah olarak kullanmamak, bu tür kararları alırken tekrar tekrar düşünmek içindir. Buna rağmen, Bakara 230’da Allah’ın boşanan bir çiftin, iddet süresi bitmeden tekrar birleşebileceği yolu da açmaktadır ki bu da barışa, sevgiye, ortak noktada buluşmaya verilen önemle insan hayatını kolaylaştırıyor.
Günümüzde boşanmış, eşi vefat etmiş kadının boynu bükük, kimi kesimler tarafından yersiz yere hor görülen, kimsenin ilk tercihte istemeyeceği ya da tekrar evlenmesine kötü gözle bakılabileceği bir kadın olma profilinin olmadığını da yine Kur’an’daki ayetlerden anlıyoruz. Üstelik bu kadınlara ekstra korumalar da getirilmiştir:

“İddet bekleyen kadınlara evlenme isteğinizi dolaylı yoldan anlatmanızda veya böyle birşeyi içinizde saklamanızda sizin için hiçbir günah yoktur…..Bu sırada onlarla, örfün normal göreceği sözlerle konuşma dışında gizli bir buluşma için anlaşmayın. Ve zorunlu olan süre doluncaya kadar nikahı bağlamaya girişmeyin.”…”

Bakara-235
“Bir mehir belirlemişseniz ve kadınları hiç dokunmadan boşamışsanız, kesiştiğiniz mehirin yarısını verin. Ancak, kadınların vazgeçmesi ile, nikah bağı elinde bulunanerkeğin durumu müstesna. Erkekler olarak sizin vazgeçmeniz takvaya daha yakındır. Aranızdaki lütufkarlık farkını unutmayın….”

Bakara-237

“İçinizden ölüp de geriye eşler bırakan erkekler, eşlerinin evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimilerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkarlarsa, onların kendileri için yararlı gördüklerini yapmaları yüzünden size bir günah yoktur…”

Bakara-240

“Boşanmış kadınlar için örfe uygun bir geçim imkanı sağlanması Allah’tan sakınanlar üzerine bir borçtur.”

Bakara-241

“Ey iman edenler! Mümin kadınları nikahlayıp da kendilerini, onlara dokunmadan boşarsanız, sizin belirleyeceğiniz bir iddet boyunca onları bekletme hakkınız yoktur. O halde, böyle durumlarda onları nimetlendirin ve kendilerini güzelce serbest bırakın”

Ahzab-49

Görüldüğü gibi, ataerkil toplumda üzerinde baskı kurulmaya alışılmış kadın profilinin aksine, Allah kadınları iyilik ve güzellikle serbest bırakmayı ve bunu yaparken imkanlar doğrultusunda onları nimetlendirmeyi emreder. Kadını zorla elde tutma zihniyetine karşı bir çizgi sergiler.
Ayrıca dikkatinizi çekmek isterim ki, tüm bu ayetlerde her ne kadar erkeklere hitaben “boşadığınızda, erkek kadını boşarsa..” vs. gibi ifadeler geçse de kadının boşanma hakkı olmadığı, boşanmanın erkek tarafından gerçekleştirilebileceği, bunun da 3 kere “boşol” gibi bir kelimeyi tekrarlamakla mümkün oalcağı gibi ifadeler yoktur Kur’anda. Bu tarz ilişkiler tamamen iki kişinin aralarında anlaşmasına ve güzellikle hareket etmelerine dayandırılmıştır.
Örneğin Kur’an ıspanak sağlıklıdır onu yiyin, bol bol da su için demez. Yememen gerekenleri söyler; gerisi sana kalmıştır. Yani, Kur’an’ın emir ve yasakları eksiksiz anlattığını; bunlar dışındakileri Allah’ın sınırlarını korumak kaydıyla bize bıraktığını düşünürsek diyebiliriz ki “kadının da boşanma hakkı” vardır. Kadınlara boşanma hakkı yoktur denmediğine göre de boşanmayı kadın da talep edebilir demektir bu.

Gelelim evlilik ve boşanmadaki şahitlik konusuna. Günümüzde yaygın olan inancın aksine, evlilikte şahit şart tutulmaz Kur’an’da; ancak boşanmada şahit mutlaka olmalıdır:
“Sürelerini doldurma noktasına geldiklerinde o kadınları ya örfün gerektirdiği biçimde tutun yahut yine örfün gerektirdiği şartlarla onlardan ayrılın! İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de tanık tutun! Tanıklığı Allah için tam bir biçimde yapın!….” Talak-2
Evlilik ve boşanmayla ilgili tüm bu ayetler ve Kur’an’ın tamamı da göz önüne alınırsa imam nikahı diye bir şeyin değil de aslında “dini nikah” diye bir şeyin olduğunu ve burda imama da gerek olmadığını da görürüz. İslam’da aracıya yer olmaması evlilikte de kendini gösterir yani. En baştaki tanımlamalara uyan 2 inançlı insanın Allah’ın huzurunda birbirlerini eş kabul etmeleri ve mehir belirlemeleri yeterlidir yani.
Arkadaşlarımızı bile bizleri daha iyiye götürecek insanlarla kurmaya dikkat eden biz inançlı insanlar aynı evi, hayatı paylaşacağımız eş seçiminde çok daha dikkatli olmalıyız. İnsanlar bir süre sonra alışkanlıklarını değiştirmeye, yanındakinden gördükleri gibi yaşamaya başlamaya, zikrindekini fikrine kazımaya meyillilerdir. Dilerim ki Allah inançlı insanlara, Hakk yolunda birlikte yürüyebilecekleri “iyi eşler” nasip etsin ve hiçbirimizi doğru yoldan ayırmasın.


About the Author
Author

zeynep t.

Comments (6)
Leave a reply

Reply to G. Cancel reply

Name (required)

Website