İnsan Azar; Kendini Yeterli Gördüğünden…

İnsan Azar; Kendini Yeterli Gördüğünden…

Samimi inanan insanın yaşamındaki en önemli amacı, Allah’ın hoşnut olacağı ahlak yapısına sahip olmak. Bunun için kendini eğitir; nefsini değil ruhunu bebek gibi besler, geliştirir. Samimi, dürüst, özverili, merhametli, mütevazı olmak gibi güzelliklerde bir sınır tanımaz. Bu özelliklerin hiçbirinin bir ‘üst sınırı’ yoktur çünkü. İnsanın, “tamam, ben en güzel ahlakı kazandım, bundan daha iyisi olamaz” diyerek, çaba göstermeyi bırakması yerinde (daha&helliip;)

Kılavuzumuz Karga mı?

Tek gerçek kılavuzu ALLAH olarak bulduktan sonra bile insan yeni kılavuz arayışına girişebiliyor. Bu dünyada yanımızda olan, oturup sohbetler edebileceğimiz, bizim gibi, hatta bizden daha iyi, elleri, kolu, bacağı olan bir Ademoğlu arıyor. Eğer bu yeni kılavuz bulunursa, göze görünmeyen ALLAH unutulmaya başlanıyor, ikinci sıraya atılıyor ve ilk sıraya da yeni kılavuzumuz yerleşiyor. Ne yazık ki bu şahıslar kraldan çok (daha&helliip;)

Gerçek Mutluluk…

İnsanların din anlayışında; genelde Müslümanların dünyada zorluklar üstüne zorluklar çekeceği, inanmayan kafir olanlarında dünyalarının cennetleri olacağı gibi bir inanış vardır. Oysa ki Kuran’da Rabbi’miz kendisine iman ve istiğfar edip ,teslim olanlara, ahirette güzellik ve mutluluk vereceği gibi “tabi ki dinde sebatın belirlenmesi için zorluk ve imtihanlar olacaktır “ama dünyada da rahmet ve nimetler vereceğini söylemektedir. Aynı şekilde birçok ayette Allah’a (daha&helliip;)

Arap Baharı, Suriye ve Düşündürdükleri…

Geçtiğimiz yıl, Arap Baharı başlığında ortadoğuda meydana gelen halk ayaklanmalarına hem yazılı hem görsel basından sıkça şahit olduk. Bunlardan bazıları “Deviriş” lerini tamamladılar. Şu sıralar hummalı bir şekilde yeni sistemlerini kurma çalışmaları yapıyorlar. Bir taraftan yıkılanın yerine talip onlarca parti arasından kendilerini en iyi temsil edecek olanı anlamaya çalışıyor; bir taraftan da bu idari boşlukta meydana gelmesinden korktukları kaosu önlemek (daha&helliip;)

“Ben İflah Olmam”

Hatalarından dolayı yaşadığı suçluluk psikolojisi içinde insan, ” ben asla iflah olmam” der, kendini asla düzelemeyeceğine inandırır. Dahası tevbe de etse Allah’ın onu bağışlamayacağını düşünür. Oysa Allah Rahman’dır, Rahim’dir, Erhamurrahimin’dir; tevbeleri kabul eden, sonsuz bağış sahibidir, merhamet edenlerin en merhametlisidir. Bu sözleri telkin ederek insanı din ahlakını yaşamaktan alıkoyan, gerçekte şeytandır. Şeytan, Allah’ın merhametini unutturduğu kişiye “sen düzelemezsin, bunu kabullen (daha&helliip;)

Şiddet…

Her gün onlarca kadın şiddete maruz kalıyor. Her hafta onlarca kadın koca şiddetinden öldürülüyor. Ama ne toplumsal olarak bir tepki var, ne de caydırıcı bir yaptırım söz konusu. Bu olaylar, toplum olarak gözü kapalı kaldığımızın bir göstergesi maalesef. Bu yazıda, şiddetin psikolojisini ve altyapısını irdeleyeceğim. Bu durumun “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” ile geçiştirilemeyeceğini ve huzurlu-adaletli bir hayat için, bu (daha&helliip;)

Reddediyorum – 2 – (Bu yazı bir reddiyedir.)

Elif Lâm Râ. Bu Kur’an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır. (De ki:) “Şüphesiz ben size O’nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” (HUD suresi 1-2) Onlar sana hiçbir misal getirmezler ki (buna karşılık) (daha&helliip;)

Reddediyorum – 1 – (Bu yazı bir reddiyedir)

“Modernistler’in ortak temel kanaatlerini oluşturan en esaslı argüman, Kur’an’dan başka güvenilecek bir kaynak olmadığı ve esasen böyle bir kaynak aramanın Kur’an’a aykırı olduğu tezidir.” Bu yargıya varan arkadaşa soruyorum: “Allah’ın ortakları olmadan din olmaz değil mi?” “…O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.”(Kehf suresi, 26) Bu yazı bir Reddiyedir. “Allah’ın dininin yegane, tek ve temel kaynağının KUR’AN olduğu” gerçeğini İslam’dan ayrı (daha&helliip;)