KADER/ALLAH’IN TAKDİRİ (ACTT)*

Aşk bir beladır Tanrı’dan gelme.
Neden herkes uymaz Tanrı emrine?
Madem her şeyi kendi yaptırır,
Kulu sorgulamanın manası ne?
Ömer HAYYAM

Belki de en çok tahrif edilen, anlamı en çok değiştirilen ve hatta belli ekoller için bir yaşam felsefesi olan, siyasi çıkarlar için kullanılan kavramların başında “kader” kavramı gelmektedir. İslam’ın amentüsünde de yer aldığı iddia edilen “kader anlayışı” Kur’an’da bildirilen manası dışında pek çok yerde kullanılmış bir kavramdır. “Koyu kadercilik” anlayışına göre insanların dünya hayatında daha anne karnındayken hangi eylemleri yapacağı ve bu eylemler neticesinde cezai sorumluluklarının ne olacağı önceden belirlenmiştir. Özetlemek gerekirse dışarıdan ve nefsimizden bizlere ne şekilde bir musibet gelirse gelsin, bizler yaratılmadan her şey takdir ve tayin edilmiş, önceden yazılıp çizilmiştir. Bunun için insan, her ne yaparsa yapsın bu yazgısını değiştiremeyeceğini düşünür ve çaresiz bir şekilde bunu kabul eder. Psikolojide bu duruma “öğrenilmiş çaresizlik” denir. Bu minvalden bakıldığında “kadercilik” insanların kötü eylemlerinin sonuçlarından kaçmak için sığındığı limanlardan biridir aslında. Yoksa adaletinden hiçbir şüphe bulunmayan Allah’ın insanlara karşı adaletsiz olması hiçbir zaman düşünülemez.

Daha önceki örneklerde de gördüğümüz gibi Ayet cımbızlama ve Tahrif Tekniği kullanılarak “kader” kavramının içi boşaltılmış ve Kur’an’la bağdaşmayacak derecede tahrif edilmiştir. Bütün her şeyi yaratan Allah olduğuna göre, iyilik-kötülük, şer-hayır, güzel-çirkin eylemlerinin de yaratıcısı Allah’tır. Bu iyi ve kötü eylemlerin(fiillerin) yaratıcısı Allah iken, o eylemleri (fiilleri) yaşama geçirenlerse bizleriz. Yani fiillerin yaratıcısı Allah’tır. Fiillerin failleri de biz insanlarız. Bu demektir ki, insanlar irade sahibidir ve iradeleriyle ortaya koyduğu bütün hal hareket ve davranışlarının sorumlusudur. Nitekim Allah şöyle buyuruyor:

“Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.”
(Şems suresi, 7-9)

Allah imtihan gereği insanları yaratmış, nefsine iyilik ve kötülük duygusunu da ilham etmiştir. İnsanları diğer canlı-cansız varlıklardan ayıran temel özelliklerinden biri de budur. Çünkü insan irade sahibidir. Kötülük işleyebileceği gibi iyilik de yapabilir, bu tamamen onun seçimine bağlıdır. İyilik yaparak amel-i salih işleyerek Allah’ın kendisine verdiği bu nimetlere şükrederek nefsini kötülükten, isyandan, çirkinlikten arındıranlar kurtuluşa erecektir. Aksini yapanlar ise, esfeli safilin(aşağıların aşağısına) seviyesine itilecektir. Yani deyim yerindeyse insanlar kendi kaderlerini kendileri çizecektir.

Şimdi “K-D-R” kök harflerinin geçtiği bazı ayetleri inceleyelim ve kuranda hangi anlamlarda kullanıldığını görelim:

“Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder(yukadiru).”
(Müzzemmil suresi, 20)

“Hiçbirşey yoktur ki, hazineleri bizim yanımızda olmasın. Ama biz onu ancak belirli bir ölçüde/bir kaderle(bi kaderin) indiririz.”
(Hicr suresi, 21)

“O, gökten bir ölçüye(bi kaderin) göre yağmur indirendir…”
(Zuhruf suresi, 11)

“Güneş’iısı ve ışık kaynağı; Ay’ı, hesabı ve yılların sayısını bilesiniz diye bir nur yapıp ona evreler takdir eden (ve kaddere-hu)O’dur. Allah bütün bunları rastgele değil, şaşmaz ölçülere bağlı olarak yaratmıştır. Bilgiyle donanmış bir topluluk için ayetleri ayrıntılı kılıyor.”
(Yunus suresi, 5)

Sonra da ona ölçülü(kaderna) bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz(el kadirune)!
(Mürselat suresi, 23)

Kader, Allah’ın her şeyi bir ölçüyle yaratmasıdır, her şeye biçim vermesi, takdir etmesidir. Yani Sünnetullah dediğimiz kavramın ta kendisidir. Allah, bu kainatı yaratırken belli bir düzen, mizan, denge ile yaratmıştır. Kader, doğada var olan ve değişmeyen yasalardır: suyun kaldırma kuvveti, yerin çekim gücü, ateşin yakıcılığı, suyun yüz derecede kaynaması, iki hidrojen ile bir oksijenin sevişince suya dönüşmesi, her çocuğun anne ve babasının ‘alak’asından doğması, her canlının ölümlü olması, bitkilerin fotosentez yapması gibi. Bu örnekleri epeyce çoğaltmak mümkündür. İşte Ayet Cımbızlama ve Tahrif Teknikleri (ACTT) kullanılarak saptırılan kader anlayışı (ölçü, denge, mizan, düzen) bundan ibarettir. Bize:”Kadere iman ediyor musunuz?” diye soranlara cevabımız:”Elbette biz de Allah’ın her şeyi belli bir ölçü ve dengede yarattığına iman ederiz.”

Muhittin BOZKURT


About the Author
Author

wejedar

Comments (2)
Leave a reply

Reply to wejedar Cancel reply

Name (required)

Website