Saff Tutanlar…

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…
1. Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah’ı tespih etmiştir. Azîz’dir O, Hakîm’dir.
2. Ey iman sahipleri! Yapmayacağınız şeyi neden söylüyorsunuz?
3. Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır.
4. Allah kendi yolunda, duvarları birbirine perçinlenmiş bir bina gibi, saf bağlayarak çarpışanları sever.

Allahın indin de din İslam’dır. Müslüman olmaya aday olan kişi İslam’ın gerekli şartlarını yerine getireceğine dair Allaha söz veren kişidir. Ve Allahın Nebi- Resullerinin davetine icabet eden kişi artık Müslüman olmaya adaydır. İslam la-Müslüman’ın böyle iç içe geçişliği vardır. İslam barış ve esenliğe davettir.

Barış ve esenlik için de yaşamak arzusu Allah tarafından Herkesin fıtratına işlenmiştir. Sulh- Salah- Salih kelimelerinin de iç içe geçişli anlam bütünlükleri vardır. Elimiz de bulunan kitap sayesinde anlayabiliyoruz ki Sulh için de yaşamayı murat eden kişi Salih amel işleyerek Salih olur ve etrafını sulha davet eder. Bu davette kişi Allahın vahyin den uzak veya habersizse ya da vahye kulaklarını kapatmışsa kişi kendi bakış açısına göre barış ve esenlik yurdu oluşturmaya gayret gösterecektir. Bunun sebebi de başta belirttiğim gibi fıtrattır. Artık kişi kendi bakış açısını ilah edinerek kişileri davet edecek ve bir topluluk oluşturacaktır. Oluşan bu topluluk katlanarak artan yandaşlarıyla Kendi Egemenlik sistemlerini kurmaya çalışan kişiler olurlar. Bu sistemi kurarken kendi bakış açılarına uymayan kişi veya kişiler kendileri için artık ötekidir ve yok edilmeleri gerekecektir. İblisin mantığı aynı mantıktır. Fıtratta var olan savunma mekanizması sayesin de bu mantık tersine işleyecek ve kendinde hata aramak yerine kendi yoluna çıkan kişi veya kişileri sorumlu tutup suçlayacaktır. Kişisel düşüncelerinin esiri olmuş bu kişiler yaptıkları eylemlerini zorunlu görerek her yaptıklarını mubah sayacak oysa önce kendilerine zulüm edeceklerdir. İçlerinin dışa yansıması sayesinde de etraflarına zulüm etmeden kendi sistemlerini kuramayacaklardır. Artık bu Sistemi kurarken onlarca yüzlerce entrika planlamak ve planlarını işleve geçirmek için gayret sarf etmek zorundadırlar. Bu sebeple bir sürü fitne ortamı oluşturarak kişileri kendi çıkarları doğrultusun da programlamak zorundadırlar. Zulüm-zalim-zulümat ve hüsranın kelimelerinin de iç içe geçişli anlam bütünlükleri vardır.

5. Hani, Mûsa, toplumuna şöyle demişti: “Ey toplumum! Benim size gönderilen Allah elçisi olduğumu bilip durduğunuz halde, beni neden incitiyorsunuz?” Onlar bozulup sapınca Allah da onların kalplerini eğriltti. Çünkü Allah, sapıklardan oluşmuş bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.

6. Meryem oğlu İsa’nın da şöyle dediğini hatırla: “Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın elçisiyim. Benden önce Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmet adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderildim.” Fakat İsa’nın müjdelediği elçi onlara apaçık deliller getirdiğinde: “Bu, katıksız bir büyüdür!” dediler.

7. İslam’a/Allah’a teslim olmaya çağrılıp durduğu halde, yalanlar düzerek Allah’a iftira edenden daha zalim kim vardır? Allah, zulme bulaşmış kişiler topluluğunu doğruya ve güzele iletmez.

Saff Suresi

İstişareye açmak istediğim konu bilinçli saff tutmanın önemi üzerine olacak. Hicret etmeden saff tutulmaz. Sahabe Resulullahın davetine hicret etmiştir. Tıpkı diğer Nebi- Elçilerin davetine hicret edenler kişiler gibi olmuşlardır. Hicret nerede duracağına karar vermektir. Hicret Kararlı ve bilinçli yapılırsa kişiyi sonuca götürür. Yoksa bilinçsiz ve samimiyetsiz hicret enin de sonun da bir yerden açık verecektir. Ve kişinin bu dünya da olmazsa Ahirettte sonuçlarına katlanacağı bir eylemi olacaktır. Bir yere ait olma duygusu yine Allah tarafından fıtratımızda işlenmiştir. Bu sebeple hicretimiz ait olmayı istediğimiz yere doğru olacaktır. . Kişi neye hicret ederse ona kovuşur. Hadisi konuyu özetlemektedir. Vahye hicret Allaha ve onun Nebi- Resullerinin davetine hicret etmektir. O zaman aydınlık yolda olduğumuzu ve aydınlık yolunda yürüdüğümüzü iddia edebiliriz. Aydınlık yolunda yürüyüş Allahın gösterdiği sıratı müstakimle mümkündür. Bunun aksini iddia etmek İlahlığa soyunup kendine davet etmektir.

8. İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürsünler. Ama Allah, küfre batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır.

9. Resulünü hidayet ve hak dini getirmek üzere o gönderdi ki, ortak koşanlar hoşlanmasa bile, onu tüm dinlerden üstün kılsın.

10. Ey iman sahipleri! Dikkatlerinizi, sizi korkunç bir azaptan kurtaracak bir ticarete çekeyim mi:

11. Allah’a ve onun resulüne inanır, Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla didinirsiniz. İşte bu, sizin için en hayırlısıdır; eğer bilirseniz.

12. Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz-bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır.

13. Seveceğiniz daha başka şeyler de var: Allah’tan bir yardım, çok yakın bir fetih… İman sahiplerine müjde ver!

14. Ey iman sahipleri! Allah’ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere: “Allah’a gidişte benim yardımcılarım kimdir?” demişti de, havariler: “Biz, Allah’ın yardımcılarıyız!” cevabını vermişlerdi. Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.

(Saffat suresi)

Sulh içinde yaşamak Allahın murat ettiği ve gösterdiği şekilde sağlanırsa ancak Yaşadığımız dünya Barıs ve Esenlik yurdu olur. Rabbim Nurumuzu tamamla. Kâfirler-fasıklar ve zalimler güruhuna karşı bize yardım et.


About the Author
Author

MuruvvetCaliskan

Comments (1)
Leave a reply

Reply to ugur Cancel reply

Name (required)

Website