Gözümüzü Dört Açmalıyız !

Bakara suresinin 2,3,4 ve 5. ayetleri inanlarla ilgilidir. 6 ve 7. ayetleri kafirlerle, 8 ila 20. numaralar arasındaki 13 ayetse münafıklarla ilgilidir. Bu ayetlerden bazıları şu şekildedir:

“İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde “Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler.”
(Bakara-8)

“(Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit “(Biz de) iman ettik” derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.”
(Bakara-14)

Bu ayetlerde açıkça görülüyor ki iman ettik deyip aslen iman etmemiş olan insanlar vardır. Bunların sahtekarlıklarının cezası Allah tarafından görülecektir. Bizi ilgilendiren asıl tehlike bizim onları “müslüman” zannetmemizdir.

Bazen medyada bazen yakın/uzak çevremizde dindar birer müslüman olduğunu ilan eden yahut bizim öyle zannettiğimiz bazı insanlarla ilgili akıl almaz hikayeler duyuyoruz. Dolandırıcılıktan evlilik dışı ilişkilere, çete kurmaktan şantaj yapmaya kadar pek çok hikaye anlatılıp durur. Bunların kimini “Ben biliyordum zaten!” diye övünerek dinlerken kimini de şaşkınlıkla karşılıyoruz. Bazılarımız bunlara gözlerini kapatırken bazılarımız “Bakın da görün işte islamiyetin nasıl bir şey olduğunu!” diyoruz.

Burada iki can alıcı nokta var kaçırılmaması gereken. Birincisi, her Müslümanım diyen gerçekten Müslüman olmayabilir. Bunu yukarıdaki ayetlerde açıkça görüyoruz. Bunların şahsi çıkarları uğruna bu maskeyle dolaşma ihtimali olduğu gibi, daha büyük ölçeklerde fitne çıkarmaya çalışan bazı kimseler adına da hareket ediyor olabilirler. Bu noktada her harama giren Müslüman değildir demiyorum tabi ki. Ancak saf olmamalı ve her duyduğumuza hemen inanmamalıyız. Araştırıp bilgi edinmeli, şahsi kararlarımızı bile böyle vermeliyiz.

İkincisi, kendine Müslüman diyen her gerçek Müslüman ın da İslamı gerçek manada özüne uygun yaşamıyor olabileceği. Neticede hepimiz insanız. Hataya düşebiliriz. Ölüm bizi yakalayana kadar tövbe kapısı açıktır. Yapılan bu hatalar İslamın kendisini değil doğru uygulamakla yükümlü olan bizlerin sorumluluğundadır. Dolayısıyla ferdi hatalardan yola çıkarak İslam kötüdür demek, verimli bir toprakta yetişen çürük bir bitkiye bakıp toprak kötüdür demek gibidir.

Mantığımızı doğru kurmalı ve gözümüzü dört açmalıyız.


About the Author
Author

H.Ayhan

Comments (1)
Leave a reply

Reply to ugur Cancel reply

Name (required)

Website