Hikmet…

Kur’an okudukça sorguladığım BİR sorun VAR VE BU SORUNU İSTİŞAREYE AÇMAK İSTİYORUM BU KONUDAKİ GÖRÜŞLERİNİZİ BEKLERİM.

Metafizik mi fizik yasalarını üretti? Yoksa fizik mi metafizik yasalarını üretti? Her ikisini de insan zihni üretince… Tıpkı, tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar. Sorusu gibi…

Batıl dinlerden söz edebiliyorsak batıl bilimden de söz ediyor olabilir miyiz?

Kuantum Metafiziğine dair çözülememiş bir yığın problemler var. Acaba Şartlandırılmış belleklerle fiziği okumaya çalışıyor olmayalım?

Kuantum metafiziğine geçmeden önce statik(durağan-sabit) evren modelinin şemasını zihnimizde resmedersek Kuantum kozmolojisinin temellerini daha iyi analiz edebiliriz..
Statik evren modeli determinist tir.

Determinizm, Makine evreni öngörmekteydi. Makine evren modelinde yasalar sabittir. Değiştirilemezler. Ve evren bir saat gibi çalışır. Saatin bir parçası bozulursa bozuk parçayı değiştirirsiniz saat yine takır takır çalışır… Tıp dünyamızı da uzunca bir dönem etkileyen hatta günümüz de devam eden tedavi şekilleri aynı evren mantığının ürünüdür. Makine evren modelinin yetiştirdiği Makineleşmiş insanların var olması bir hayli düşündürücü bir olgudur. Gerçekten insanoğlu her şeyi bilebileceği hastalığına tutulunca kendi kendimizi hapis mi ediyoruz ve düşündüğümüz evren modelinin yansıması konumuna mı alçaltıyoruz kendimizi?

Yeryüzü değişebilir ama gökyüzü asla diyen Aristo mantığında olan Bazı kabalacılara göre aslında yaşadığımız dünyada yaşanan olaylar gökyüzün de olan olayların yeryüzünde sergilenmesinden başka bir şey değildir. Her şeyi bize güneşin yörüngesine giren burçlar ve gezegenler yaptırmaktadırlar. Dünya büyük bir sahne oyuncular gelir ve giderler. Burçlar ilminin sistematikleştirilmesiyle, senaristler, rejisörler aktörler iş başında yıldızları okuyup yıllarca insan beynini yönlendirdiler. Kısacası birer kukla olduk anlamadan. Bu durumda kişisel tercihlerden ve kişisel hürriyetten bahsetmek mümkünmüdür? Daha vahimi İnsan programlandığı belleği nasıl holiganca savunabilir?
Atalarımız Yıldızların kimya fabrikası gibi çalıştığını biliyordu. Bu sebeple mi bizi Kimyasal atık zannedebildiler. Gerçekten de İnsan da bulunan demir atomuyla yıldızlarda, ıspanakta bulunan demir atomu aynı olunca düz mantıkla parçalanamayan atom teorisiyle beraber her şey atomlardan meydana gelmiştir mantığı ortaya atılınca Madde kutsallaştırılarak 3 boyuta hapis edilmiş mantıkla artık biz Atomun faklı suretlere bürünmüş haliydik o kadar. 4. boyut olan zaman Newton fiziğin de sonsuz bir geçmişten sonsuz bir geleceğe uzandığına inanılıyordu.
20. yy. la kadar desteklenen statik mantık, izafiyet teorisinin keşfiyle değişti mi? Yoksa daha da derinleştimi? İzafiyet teorisi uzay ve zamanı büktü ve Mutlak izafiyet atom altı parçacıklarda atomun parçalanmasıyla saçaklı kadim mantığını ön plana çıkardı. Sana göre öyle bana göre böyle Her şey bakana göre değişir kadim hermetik mantık yine ön plana çıkarılmış oldu.

20’nci yüzyılın başlangıcında makro-fizikte izafiyet teorisi derin bir değişiklik yaptı. Zamanın ve mekânın izafi olduğunu, değişik algı noktalarında farklı hissedileceğini ortaya koydu Yani mutlak izafiyet değil bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Oysa Fizikte sarsıcı bir etki yapsa da izafiyet teorisi de determinist bir teoridir. Determinizm açısından asıl sarsıcı değişiklik kuantum teorisiyle geldi. Mikro dünyaya inildiği zaman determinist olmayan bir evren varmış gibi görünüyor. ‘Varmış gibi’ diyorum, çünkü kuantum teorisinin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda ünlü fizikçiler arasında derin ayrılıklar oldu.

İzafiyet teorisini, Kur’an da aradığımda durum hiçte izafi değil tam tersi mutlak bir hakikat olarak önümüzde ve ayetlerle sabitlenmiş. Rabbin Bir katı (mekan) bizim saydığımız 1000 güne eşdeğer bir gün lük zaman dilimine sahip başka bir kat(mekan) bizim saydığımız 50.000 güne eşdeğerde 1 günlük zaman dilimine sahip. Bizim mekanımıza ve zamanımıza göre izafi (değişken) oluyor.

Kavram kargaşası yaratmak isteyenler iş başında izafiyete iki farklı anlam yüklenilmiş durumda fakat komik olan zaman izafimi diye sorulduğunda her iki mantık evet demek zorunda. Aynı şeylerden bahsediyorlarmış gibi görünse de aslında taban tabana zıt iki mantıktan söz ediyoruz. İblis en doğru yolun üzerinde oturmakta. Yoksa başka türlü şirk nasıl koşulabilinirdi? Müşrikler tam bir zihin oyunu oynanmaktadırlar. Kalple tasdik ne kadar çok önemli! Çünkü Zihinler programlanabiliyor!

Kur’an da Rabbimizin belirttiği gibi yeryüzünün ve gökyüzünün emrimize musahhar kılınması gerçeği başta da belirttiğim metafizik mi fiziği, fizikmi metafiziği üretti sorumu daha da derinleştirdi. Âdem düşünce gücüyle medeniyet kuruyor. Geçmiş atalarımızın semi ve basiretlerinin bizden daha gelişmiş olması ve ürettikleri medeniyetlerin bizden daha görkemli olması bu hakikati yansıtıyor. İnsan beyni için işitme ve görme çok önemli. Tasarım olmadan medeniyet kurulamaz. Her şey düşünce de başlar tezi doğru bir teori fakat âdeme bahşedilen bu üstünlüğü nasıl kullandığımızın sınavını verdiğimizi kitabımızdan öğreniyoruz. Yine hipotez olmadan veri ortaya sunulamaz. ve veri ortada olamadan araştırma olamaz. İkisi bir birinin uzantısı tıpkı maddeyi enerjisiz enerjiyi maddesiz düşünemediğimiz gibi soyutla somut birbirinden ayrılamaz. Tıpkı bizdeki beden ve can gibiler. Saplandığımız bu boyuttan çıkabilmek ancak Nebi- Elçimizin ve sahabenin yaptığı gibi mümkündür. Önce ahlak inşası teslimiyet ve sabır ile bize bambaşka kapılar açacağına cani gönülden inanıyorum. Sebebine gelince Sebebine gelince hermetik ve yunan med kaynaklı bir hikmet anlayışından çıkılıp Kur’andan süzülen bir hikmet anlayışının doğması gerktiğine cani gönülden inandığımdır.

Saygılarımla


About the Author
Author

MuruvvetCaliskan

Comments (3)
Leave a reply

Reply to ugur Cancel reply

Name (required)

Website