İnsanlığa gönderilmiş son ilahi mesajdır Kur’an. Okunmak, anlaşılmak ve hayata yansıtılmak için gönderilmiştir. Ama yazık ki insanlığın hidayet rehberi bu ilahi mesajı anlamadan okuyan milyonlarca Müslüman var. Bununla birlikte anlamadan okuyanlardan daha fazla da hiç okumayan. Peki, insanlar Kur’an’ı okuyup anlamak için daha neyi bekliyorlar. Bizzat kendilerine vahyedilmesini mi? Bir gün içinde sayısız tweet, mail, mesaj, gazete haberi okuyan, saatlerini
(daha&helliip;)
Eğer “akl” etmek eşyayı kullanabilme özelliğimizle sınırlı ise çevremizde gördüğümüz ve dünya üzerinde yaşayan iki ayak üzerinde durabilen gözleri karşıya bakan biyolojik olarak insan tanımına uyan tüm canlılarada “akl” ediyor dememiz gerekir. Ancak görüyoruz ki yeryüzünü yaşanamaz hale getiren, paylaşmayı bilmeyen, uzlaşmacı olmayan, hoşgörüden nasibini almamış, kan döken canlılara “akl” ediyor denemez. O halde (eşyayı kullanabilme=akl etme=insan) formülü yanlıştır. Akıl
(daha&helliip;)
Yaratıcısından uzak yaşayan kişiler genellikle bencil, sevgisiz, kibirlidirler ve en çok kendilerini severler. Yakınlarını, dostlarını veya ailelerini sevdiklerini iddia etseler de, bu sevgi anlayışının da onların nefislerine uygun olması gerekir. Yani sevgilerinde Allah’ın hoşnutluğunu ve rahmetini gözetmez, dünyevi çıkarlarına göre hareket ederler. Bütün bunlar, öncelikle kişinin kendisine zarar verir. Sürekli nefsinin isteklerini tatmine çalışan insan, hırs yaşar, sıkıntı duyar, yıpranır.
(daha&helliip;)
Bütün inananlara farz kılınan namaz ibadeti, titizlikle korunması ve samimiyetle yerine getirilmesi gereken bir ibadet. Kuran’ın pek çok ayetinde namazın faziletleri bildirilir, katıksız olarak yalnızca Allah’ın hoşnutluğu istenerek, huşu içinde O’na yönelerek kılınan namazın değeri hatırlatılır. Allah’ın hoşnutluğunu, sevgisini ve yakınlığını kazanabilmek, gerçek ve sonsuz hayatta O’nun rahmetine layık olabilmek için tüm kulluk görevlerini samimiyetle yerine getirmeli. Namaz da, hayat
(daha&helliip;)
İnsanlık tarihi boyunca, elçilerin tebliğlerini “işiten ve itaat eden” iman sahipleri hep az sayıda olmuştur. Bu durum Allah’ın sünneti gereğidir. “… Bunlar Kitab’ın ayetleridir. Ve sana Rabbinden indirilen haktır. Ancak insanların çoğu iman etmezler.” (Ra’d Suresi, 1) buyurur Allah ve bu gerçeği bildirir. Kur’an, elçileri yalancılık ya da büyücülükle suçlayan, tebliğden yüz çeviren kavimlerin helakını ve iman eden
(daha&helliip;)