Gruplar Hakkında “Genelleme Yapmak” Doğru mudur?

Kur’an’ı bir veya birkaç kez okumuş,  kişinin ilk anladığı konulardan birisi bence Kitabımızda tüm tutum ve davranışların “genel hatlar” çerçevesinde ele alındığıdır.

Kitabımızı önyargısız okuyan her bir kişi genel hatlar doğrultusunda şayet kendiyle yüzleşmek arzusunda ise bu kitapta mutlaka kendiyle karşılaşacak ve kendiyle hesaplaşacaktır.

Kitabımızda her konu genel hatlarıyla sunulur fakat gözden kaçırılmamsı gereken bir mevzu vardır ki bu konuyu istişareye açmak,  sizin de fikirlerinizi almak istiyorum.

Sosyolojik açıdan genelleme yapıldığın da dar bir bakış açısı önümüze sunar.

Genelleme: Birbirine benzeyen varlıkları ortak özellikleriyle düşünmektir. Örneğin, köpek kavramı sayesinde her gördüğümüz köpeği tek tek incelemeden (tüyleri olduğuna, havladığını, et yediğini, sadık olduğunu) diğer köpeklerle aynı ortak özelliklere sahip olduğunu biliriz.

İlköğretimdeki 1-A sınıfında okuyacak öğrenciler genel çerçevesiyle bellidir ve genelleme yapılabilir. Fakat 1-A sınıfında ki her bir öğrenci ayrı kapasitede öğrenme yeteneğiyle- kişiliğiyle-karakteristik özellikleriyle vs. biri birinden farklıdır ve genelleme yapmak doğru olmaz.

Sokrat öğrencilerine ders verirken “İnsan iki ayaklı tüysüz bir yaratıktır.” diye tarif eder. Öğrenciler teneffüste tüyü yolunmuş bir tavuk bulur getirirler ve “İşte bu senin insanındır.” derler. Hayattaki nesneler ve olaylar değişkenlik ve özgünlük gösterdiğinden genellemelerin yanlış tarafları ortaya çıkar. Bunun için olsa gerek. F.Nietzsche “Bu dâhil bütün genellemeler yanlıştır.” diyerek, genellemedeki istisnaların göz ardı edilemeyeceğine vurgu yapmıştır.

Genelleştirme yanlış kullanıldığında mantık hatalarına ve iletişim kazalarına yol açar. Bu nedenle genelleme yaparken çok dikkat etmemiz gerekir. Soyut düşüncenin gelişmediği, analitik mantığın yerleşmediği, okumanın önemsenmediği, ansiklopedik bilgilerin ezberlettirildiği bir toplumda yanlış genellemenin yaygın olması çok doğaldır.

Yaratan tarafından her bir insanın anlayabileceği şekilde kolaylaştırılan kitabımız mucizedir. Dille- sembollerle şekillenen düşünce çatımıza uygun bir şekilde inzal olan ve zihin yapımıza uyumlu olan her bir ayet ve ayetler bütünlükleri sayesinde paralel ve çapraz bağlarla düşünce dünyamızı teker teker inşa eden mucize bir kitap.  Kur’anın her kişinin beyin yapısına uygunluk arz etmesi beni hayrete düşürmüştür. Farklı farklı algı kapasitesinde (fıtratta) yaratılmış olmamız zaten başlı başına bir mucizeyken Yaratan öyle bir kitap yollamış ki “OKU” mak isteyen herkese doğru yolu göstermede eşit fırsat tanınmış kimseye kul olmayalım diye.

Bu kitabı OKU yanlar arasında iki farklı zihinsel tutum sergileyenlerin varlığına şahit oldum

Ya tüm kitapları (gökyüzü- doğa-insan) anlamak için bu kitaptan faydalanacağız. Ya da okuyabildiğimiz tüm kitapları (gökyüzü-doğa-insan) bu kitabı anlamak için okuyacağız. Benim şahsi tercihim  “OKUmaya”  “Vahyin Penceresinden” bakarak “okumaktır”

İnsan sınır çizerek algılar. Sınırlar çizdiği için de genelleme yapmak zorunda kalır. Asıl mesele genelin içindeki ayrıntılardadır. Kişi kendi düşünce çatısına uygun guruplarla birlikte olmak ister. Bu isteğinde de serbesttir. Kişi kendi edindiği bakış açısını doğrulamak ya da özendiği bir gurupla birlikte olmak ister. Bir yere Ait olma duygusu hepiz de var. Kişinin, hangi niyetle bir guruba katıldığı kişisel tercihidir. Bu anlamda guruplar hakkında genelleme yapmak yanlıştır Bu guruptakilerin tümü “….”dır demek yanlıştır.

Anladım ki genelleme yaparken çok dikkatli ve özenli olmak zorundayız. Sınırlarımızı bilmek zorundayız. Sınırlar ancak Kitabımız referans gösterilerek belirlenmeli gerisi kişi ile Rabbi arasında ki bir mevzudur. Bizi bağlamaz. Biz seçimlerimizden sorumluyuz.

Rabbim eşit şartlar sunmuş kim nerde durmak istiyor ise orada durur. Yargıyı Allah yapar.

Saygılarımla.

 


About the Author
Author

MuruvvetCaliskan

Comments (4)
Leave a reply

Reply to ugur Cancel reply

Name (required)

Website