Acele Etme! Anlayacaksın!

 

“Kuran’ı Anlamakta Zorlanmak”

Bugün Kuran’ı anlamakta zorlandığımızı düşündüğümüz ve onu anlamak için yeterli bilgimizin olmadığını hissettiğimiz için kavrama azmimizi kaybetme tehlikesine düştüğümüz zamanlarda ümitsizliğe karşı bizi korumaya alan bir ayete rastladım. Daha önce defalarca okuduğum halde her seferinde peygamberimize Kuran’ın indirilişi esnasında onun ezberleme gayretine yönelik sıkıntısına ilaç olması açısından Allah’ın ona bir yardımı olduğu anlamını vermiştim.

Elbette bu mana da doğru ve açık anlamı zaten bu anlam olarak görünüyor. Ancak her ayetin her devre işaret edebileceğini ve peygambere hitap eden her ayetin bir şekilde diğer insanlara da hitap ettiği gerçeğini zaman zaman maalesef göz ardı edebiliyoruz. Bu durum aynı zamanda Kuran’ın yaşayan bir kitap olduğunu, ayetlerin derinde birçok anlamlar taşıyabileceğini ve her okuyuşta bize yeni bir şeyler verdiğini bir başka istikamette ispat ediyor bana göre. Ayet 20’nci sure olan Taha suresinin 114’üncü ayeti:

20-Taha 114 “Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O’nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur’an’ı (okumakta) acele etme ve “Rabbim, benim ilmimi artır” de.”

 

Biz insanlar olarak aceleciyiz. Kuran’ı okurken de anlamını kavramaya çalışırken de bu böyle. Bir an önce bütün Kuran’ı okuyup, hurafelerden uzaklaşarak en kısa zamanda anlama gayretine giriyoruz. Oysa ayetleri acele etmeden okuyup üzerinde derin derin düşünmemizi Allah bize başka ayetlerde de söylüyor. Ayrıca Kuran’ın peygamberimize bile 23 senede indirilmiş olduğunu göz önüne almamız gerektiğini düşünüyorum. İşte tam da bu noktada Allah’ın bize yardım ettiğini görüyoruz. Burada gördüğüm, bahsettiğim o biraz daha saklı olan anlamın da bu olduğunu anlıyorum.

Nasıl ki burada peygamberimize hitaben “acele etme” ve “Rabbim benim ilmimi artır” diye dua et deniyor; bize de “acele etmeyin, daha iyi anlamak, daha derin anlamlara ulaşmak için Allah’tan ilminizin, bilginizin artırılmasını dileyin” deniyor. Ve işte bir başka surede de Allah onu açıklamanın kendisine ait olduğunu söyleyerek yardımımıza yetişiyor.

75-Kıyamet 16-19 “Sana vahyedileni unutmamak için tekrarlarken, hemen anında bellemek için dilini kımıldatma. Çünkü vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak Bize ait bir iştir. O halde Biz Kur’ân’ı okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle! Ayrıca onu açıklamak da bize ait bir iştir.”

 

Burada bizim de idraklerimize Allah’ın destek vereceğini ve aynı zamanda diğer okuyacağımız ayetlerle destekleyerek anlamamış olduğumuz ayetleri açıklayacağını anlamalı değil miyiz? Nitekim öyle de oluyor. Allah onu anlamada bize yardım edeceğini söylüyor ve dediğini yapıyor. O halde biz de Allah’a güveniyorsak Kuran’ı anlayamamaktan korkmamıza gerek var mı? Zaten anlamanın kolay olduğunu haykıran Allah, hiç merak etmeyelim ki sıkıştığımız anda da yardımımıza yetişecektir. Yeter ki ona sımsıkı sarılalım, anlayamıyoruz diye ondan uzaklaşıp din şirk’etlerin tuzağına düşmeyelim. Peygamberin din gününde şikâyet ettiği halktan olmayalım.

25-Furkan 30 “O gün Peygamber: “Ya Rabbî, halkım bu Kur’ân’ı terk edip ondan uzaklaştılar!” der.”

43-Zuhruf 43-44 “O halde sen sana vahyedilen buyruklara sımsıkı sarıl, muhakkak ki sen dosdoğru yoldasın. Bu Kur’ân hem sana, hem milletine güzel bir namdır, şereftir. İleride ondan dolayı sorguya çekileceksiniz.”

54-Kamer 17-22-32-40 “Yemin olsun: Biz, ders alınsın diye Kur’ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?”

kalemzade.net


About the Author
Author

Kalemzade Kamil

Comments (7)
Leave a reply

Reply to dmt Cancel reply

Name (required)

Website