Ey İman Edenler… Adaleti Kollayıp Gözetin!

Maide Suresi 8 : Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah’tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.   Her ibadetimizde Allah’ın tek olduğuna, ondan başka İlah olmadığına Şahadet ederiz. Bunu hergün defalarca, aklımıza her geldiğinde yaparız. O’ndan (daha&helliip;)

Elde Var Sıfır

“Bilim ve Din Üzerine” Duyularımız… Beş tanesini net olarak tanımlayabiliyoruz: Görmek, işitmek, koklamak, tatmak ve dokunmak. Ama gelin görün ki bu net olarak tanımlayabildiklerimiz bile bizi yanıltabilir ve hatta gerçek olmayabilir. Maddenin gerçekliğini iddia ve kabul eder şekilde yaşayan bir dünyada, enerji için savaşlar yapmamız ve aşksız, duygusuz yaşayamamamız ne kadar manidar! Metaya erişmek için didinmenin, tacı başa takmanın hedef (daha&helliip;)

SEN SOR KUR’AN CEVAPLASIN – 1

  Ben de senin gibi toplumun doğru ve yanlışlarına bakarak bu hayat serüveninde bir yol seçmiştim. Toplumun inancı neyse adımlarımı ona göre atmıştım. Bu inanç uğruna birtakım çalışmalar ve araştırmalar yaparak da inandığım değerin temelini sağlamlaştırmaya çalışıyordum. Sonra ne oldu biliyor musun? Zaman içinde inandığım değerler üzerinde çelişkilerden oluşan garip bir rüzgarın estiğini farkettim, ama aldırış etmedim. Belki benim ‘akıl (daha&helliip;)

Ahit Sandığındaki Kuran

“Kitabı Korumak Kimin Görevi?” Kuran… Okumasak da inandığımız kitap! Allah’ın sözü. Çok değerli. Belki de bu yüzden uyarıp duruyor birileri bizi. Onu korumalısın diye. Sanki İsrailoğullarının ahit sandığını taşıyor gibi hissediyoruz bazen. Onlar da Tevrat’ı taşıyıp duruyorlardı ama ileri gelenleri içine bakılmasını bile büyük suç sayıyorlardı… Yoksa aynı şey mi başımıza geliyor! Biz de Kuran’ı ahit sandığına mı koyduk da, (daha&helliip;)

“Ne dediğimizi biliyor muyuz?”

“Ben ibadetimi ana dilimle, anladığım dil ile yapıyorum.” Nisa Suresi 43: Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahud kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve (daha&helliip;)

Peygamber Algısı

Araştırdığımızda iki tür “peygamber” algısıyla karşı karşıya olduğumuzu anlarız. Peygamberi  beşer olarak kabul edip “örnek” alıp, “Kur’an”ı merkeze alıp yaşamaya çalışanlar bir tarafta, Mezhep ve tarikatların önderlerinin söyledikleriyle amel edenler,  peygamberi  “taklit” etmeye çalışanlar  ve peygamberi yüceltmek adına Elçiyi  melek peygamber konumuna taşıyanlar diğer bir taraftadırlar. Sizce Nebi- Elçimizin örneklik vasfı taklitle özdeşleştirilebilir mi? Aslında taklit etmeye çalıştığımız bir kişi (daha&helliip;)