Sen Sor Kuran Cevaplasın – 2

Bu yazının ilk kısmında Allah, Kur’an ve Peygamber hakkında yüce Kitab’ımıza sorular sorarak toplumun din konusunda bize öğrettiği ‘doğrular’ın ve ‘yanlışlar’ın yanılgılarla dolu olduğunu öğrendik. Dolayısıyla, akılla tam bir uyum içinde olan Kitab’ımızın, zihinlerimize nasıl bir zincir vurulduğunu bize göstermesi ve bu sis perdesini kaldırmaya yönelik delilleri kendisine olan güvenimizi gitgide arttırmıştır. Bu delillerle toplumumuzu uyandırmaya çalıştık.

Gördük ki, her ne kadar Kuran’ın bildirdiği gerçeği anlatsak da toplum tarafından yanlış karşılanmaya, zamanla nefret edilecek kişi haline getirilmeye çalışıldık. Çünkü bu toplum gerçeklerden uzak, çünkü bu toplum menfaatleri üzerine kurulan sistemin yıkılmasından endişe duyuyor. Biz burada sorularımızı daha da netleştirerek hem kendimize hem de temiz akıl sahiplerine yardımcı olmaya çalışacağız.

İlkyazımıza buradan ulaşabilirsiniz; https://www.diniyazilar.com/2013/06/sen-sor-kuran-cevaplasin-1-3/

Kaldığımız yerden devam ediyoruz.

28. İslam’ın bir taklit dini olduğu görüşü yaygındır. Bu ne kadar doğrudur?

Yahudiler: “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler; hristiyanlar da: “Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkâr edenlerin sözlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar? (Tövbe, 30)

Ey Resulüm de ki: “İşte benim yolum budur! Ben insanları Allah’ın yoluna, düşünmeksizin, taklit yolu ile değil, delile dayanarak, idrâklerine hitab ederek dâvet ediyorum. (Yusuf, 108)

29. İslam’ın iman esaslı olduğu, bir yerden sonra aklın devre dışı kalması gerektiğini savunanlar var.

Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur’an kıldık. (Zuhruf, 3)

Allah’ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır. (Yunus, 100)

“Sana bu mübarek Kitap’ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.” (Sad, 29)

30. Gaybı Peygamberimizin bildiğini ve bildirdiğini ısrarla söyleyenler var. Bunun böyle olmadığını Enam, 50’den başka ifade eden bir ayet var mı?

De ki: “Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.” (Ahkaf, 9)

31. Kuran’ın din konusunda yeterli olduğunu ayetlerden anlıyoruz. Peki ahirette hadislerden sorumlu tutulmayacak mıyız?

Resul de şöyle der: “Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur’an’ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular.” (Furkan, 30)

Ve şüphesiz O (Kuran) sana ve toplumuna bir hatırlatmadır. O’ndan sorumlu tutulacaksınız. (Zuhruf, 44)

32. Peygamberimiz’in yalnızca Kur’an’la hüküm vermesi gerektiğini ayetlerden anlıyoruz. Peygamberimiz Kur’an dışı hüküm vermiş midir?

“Allah seni affetsin; neden onlara izin verdin de beklemedin ki, doğru söyleyenler sana açık-seçik belli olsun da yalancıları bilesin.” (Tevbe, 43)

33. Şimdi bu ayette yanlış hüküm verdiği için Allah’ın kendisini eleştirdiğini görüyoruz. Bir dakika! Peygamberimiz kendi nefsine göre konuşmaz ki?

O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir. (Neml, 3-4)

34. Kur’an’ı vahyederken kendi arzusuna göre konuşmaz. (Neml, 3-4) Ama günlük konuşmalarında kendi arzusuna göre hareket ettiğini öğreniyoruz şimdi. (Tevbe, 43) Peygamber’in vahiy ile günlük konuşmalarını ayırt eden insanlar olmuş mu?

“Onlara bir ayet getirmediğinde, ‘Onu da şuradan buradan derleseydin ya!’ diye konuşurlar.” (Araf, 203)

35. Buradan günlük konuşmaları ile vahyin ayırt edildiğini görüyoruz. Peygamberimiz’in günlük konuşmalarının olduğunu ve bu konuşmaların yine Allah tarafından eleştirildiğini gösteren başka ayet var mı?

 

“Ey peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Tahrim, 1)

36. Allah’ım, tatmin olmam açısından soruyorum; Peygamber’in vahiy ile günlük konuşmalarını ayırt eden insanların olduğuna başka bir delil gösterebilir misin?

“İman edenler derler ki: ‘Bir sure indirilseydi olmaz mıydı?’ Fakat hükmü kesinleşmiş bir sure indirilip de içinde savaş da anılınca, kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığına tutulmuş bir bakışla sana baktıklarını görürsün. Onlara uygun olan da odur.” (47:20)

37. Demek Peygamber’in her sözü vahiy olsaydı Müminler, Allah katından bir sure indirilmesini istemezlerdi. Peki, Vahiy yalnızca Kuran mı yoksa ek olarak Peygamber’imizin sözleri mi?

“İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kuran vahiy ettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplanma günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.” (Şura, 7)

38. Vahyin sadece Kuran olduğunu Peygamberimiz de ifade etmiş midir?

Bu Kuran bana vahiy olundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım.” (Enam, 19)

39. Allah’ım din konusunda canımızı sıkan şeyler var, özellikle ibadet konusunda. Kuran şu an indirilmekte değil, alimlere sorarak onların verdiği hükümlere mi uyalım yoksa Kuran’la mı yetinelim?

“Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kuran indirilmekteyken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetmiştir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşak davranandır.” (Maide, 101)

40. Bu ayetle görüyorum ki, dinle ilgili soruların cevabını Kuran’da aramakla yetinmeliyim. Peygamber’in her söylediğinin vahiy olmadığını açıklayan başka bir ayet var mı?

“Yapılacak işler hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Ali İmran, 159)

41. Yine anlıyoruz ki, Peygamber’in her söylediği vahiy olsaydı müminlere danışmazdı. Kuran’ın açıklanmadığı kısımlarını Peygamber’in açıkladığını hadislerle görüyoruz. Bu ne kadar doğru?

“Biz Kitap’ı sana, her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlar’a bir hidayet, bir rahmet ve bir
müjde olarak indirdik.” (Nahl, 89)

42. Madem Kuran’da her şey açıklanmış, bu binlerce hadisler de nedir Allahım? Esasen Peygamber’in üstlendiği görev nedir?

“Ey Elçi! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.” (Maide, 67)

“Şüphesiz, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği gibi hükmetmen için biz sana Kitap’ı hak olarak indirdik. Hainlerin savunucusu olma.” (Nisa, 105)

43. Peygamberimiz’e Cebrail tarafından gösterilen uygulamalar ve Kuran’da geçmeyen açıklamalar öğretildiğini görüyoruz. Bu Kuran’da geçmiyor. Böyle birşey var mı?

“Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Tehdidimden korkanlara Kuran’la öğüt ver.” (Kaf, 45)

44. Allah tarafından Peygamberimiz’e verilen başka bir kitapla biz, Deccal ve Mehdi hakkında uyarıldığımızı öğreniyoruz hadislerden. Peygamberimiz’in böyle Kuran dışı bir kitaba ve ilme sahip olduğu doğru mudur?

“Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kuran bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahiy olundu.” (Enam, 19)

45. O halde Kuran dışı bir kitabı din konusunda delil olarak göstermem yanlış. Kuran dışı böyle bir kitap indirildiği doğru değil.

“Veya onlara bir kitap verdik de ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Doğrusu, zalimler birbirlerine ancak aldatıcı sözler verirler.” (Fatır, 40)

“Ne oluyor size, nasıl hüküm veriyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!” (Saffat, 154-157)

46. Kuran’la yetinmekle birlikte bizi sadece Allah’a yaklaştırmalarından dolayı cemaatlerin ve tarikatların peşinden gitmemiz doğru değil mi?

“Kitap’ın indirilmesi, Üstün ve Bilge olan Allah’tandır. Şüphesiz, sana bu Kitap’ı hak ile indirdik; öyleyse dini yalnızca O’na has kılarak Allah’a ibadet et. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah’ındır! O’nun yanında birilerini daha veliler edinerek ‘Biz onlara, bizi Allah’a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz.’ diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.” (Zümer, 1-3)

47. Din hakkında bilmediğimiz hükümleri ilim sahiplerine sormamız gerekmiyor mu? Bununla ilgili ayet var sanırım.

Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir/Kur’an ehline sorun. (Enbiya, 7)

48. Ayetten anladığım kadarıyla ‘Kuran’ ehline sormamız gerekiyor. ‘Kuran’ dışı açıklama veya hüküm verdiğini nasıl anlayacağım?

…O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. (Nisa, 94)

49. Ayetlerden Peygamberimiz’i örnek almamız isteniyor. Bunun için rivayetlerle bize ulaşan hadis ve sünnetleri uygulamamız doğru olmaz mı? Peygamber’i örnek almamızın başka yolu mu var?

“İnkara sapanlar, ‘Sen gönderilmiş bir elçi değilsin.’ diyorlar. De ki: ‘Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah, bir de yanında Kitap bilgisi bulunanlar yeter.’” (13:43)

50. Yani Peygamberi örnek almak için sadece Allah’ın Kitab’ındaki bilgileri edinmek yeterlidir. Ey Allah’ım, Peygamberimiz’i örnek alacağımız bir ayet var mı?

 

“Ben sadece bana vahiy olunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim.” (10:15)

51. Rabbim, beni bu konuda daha da ikna edebilir misin?

“İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır.” (Mumtehine, 4)

52. Şimdi ben sorumu şu müslümanlara soruyorum; Peygamberimizin örneğini hadis kitaplarında bulmalıyız diyen kişiler bu ayet için ne diyecekler? Bu yüce Kitap bana yetiyor da onlara niçin yetmiyor?

Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? (Ankebut, 51)

53.“Allah’ın elçisine Kuran’ın benzeri bir kaynak verildi” diyebilir miyiz?

“De ki: Andolsun, bu Kuran’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insan ve cin toplulukları bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.” (İsra, 88)

54.Son olarak, bu ayeti netleştirebilir miyiz?

 

“Yahut ‘Onu kendisi uydurdu!’ mu diyorlar? Hayır, onlar inanmazlar. Eğer doğru iseler onun benzeri bir ‘hadis’ (söz) getirsinler.” (Tur, 33-34)


About the Author
Author

Alkenuta

Comments (8)
Leave a reply

Reply to Kalemzade Kamil Cancel reply

Name (required)

Website