Demokrasi Küfür Sistemi Midir?

Mısır’da gerçekleşen üzücü olaylar her müslümanı olduğu gibi beni de çok üzdü. Ölü sayısının binlerle ölçülmesi ve olup bitene dünyanın ses çıkarmadan seyirci kalması insanın uykularını kaçıran, tarifsiz bir zulüm. Bu üzüntü günlerdir hepimizi sarmışken; İslam dünyasındaki cehaleti yüzümüze çarpan, Kuran mesajından uzak kalmanın getirdiği felaketleri bize bir kez daha gösteren protestolar üzüntümün üzerine bir kat daha ekledi.

Fatih Camisi’nde 16 ağustosta gerçekleşen protestolarda, müslüman olma iddiasındaki grupların hem kendi ellerindeki, hem küçücük çocukların eline tutuşturdukları pankartlar kan donduran cinstendi. Hatırlayabildiğim bazı cümleler : “Demokrası = küfür sistemi” , “Kahrolsun demokrasi geliyor hilafetin sesi” , “Demokrasinin döktüğü kanların hesabı sorulacak”…  Peki bu kimseler demokrasinin küfür olduğunu, Allah’ın hilafeti istediğini hangi ayetlerden öğrendiler?

Elbette, hiç birinden. Bir kez daha, uydurulan dinin taklitçi takipçilerinin, çoğunluk fetişistlerinin değil Allah’ın hükmünü görmezden gelmek, onun hükmünün tam tersini İslam diye satmaya çalışmalarına tanık olduk. Bizi ve dinimizi tamamen yanlış lanse eden bu pankartlara karşı takınacağımız üslubu; Kuran’dan kaçan cahillerin yaptığının aksine, Allah’ın ayetlerinde aramalıyız. Allah bize hilafet ve demokrasi hakkında ne söyler?

Kuran’ın 42. Suresi Şura yani meclis suresidir, ve Allah aynı surenin 38 ayetinde inananları şu sözlerle övüyor :

“Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şûra(danışma)’dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler.”

Ayet bize açıkca anlatıyor ki Allah’ın övdüğü sistem, yönetimimizi aramızda danışarak gerçekleştirmek. “Demokrasi denilen küfür sistemi”ne ne kadar çok benziyor değil mi? İyi ki Fatih camisinin önündekiler, Allah’ın övdüğü bu sistemi lanetleyerek bize küfürden uzaklaşmayı öğütlediler! Değinilmesi gereken önemli bir nokta, diğer pek çok konuda olduğu gibi Kuran bu konuda da temel ögeleri belirterek geri kalanı insan inisiyatifine bırakır. Allah bize temsili demokrası mi uygulayalım yoksa doğrudan demokrasi mi diye anlatmıyor, yukarıdaki ayete göre her iki sistem de Allah’ın övdüğü sistemle uyumlu. Bu ayete göre kesinlikle söyleyebileceğimiz birşey var ise o da şudur ki, demokrasiye küfür sistemi diyenler açıkça ayete karşı gelmektedir. Ne zamandır Allah’ın övdükleri küfür oldu? Müslümanlar beyinlerini başkalarına kiraya verip Kuran’ı raflara sakladığından beri.

Allah Nisa suresinin 58 ve 59. Ayetlerinde bize şöyle sesleniyor :

“Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. (…) Ey iman sahipleri! Allah’a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. (…)”

Bu ayetlere hilafet sisteminin mi yoksa demokratik yönetimin mi daha çok uyduğunu, bu iki terimin ne olduğunu yeni öğrenmiş bir ilkokul öğrencisi size rahatlıkla söyleyecektir. Allah emaneti ehline verin diyor. Emanetin ehli, topluluk tarafından bu emanete sahip çıkabileceği seçimle belirlenen adaylar mıdır, yoksa beşikten hükümdarlığı ilan edilen doğuştan patronlar mıdır? Bu kişiler emaneti yönetecek ehliyeti annelerinin karnında mı öğrenmektedir, doğduklarında yönetici olma ruhsatına sahip oluvermelerinin hikmeti nedir? Allah adaletle hükmedin diyor. Beşiktekileri yönetici ilan etmek mi daha adildir, topluluğa “Kim yönetici olsun” diye sormak mı? Tuttuğumuz yerinden dökülen bu cehalet, İslam’ın imajını bir kez daha sarsmaktan, ve bizi Kuran’dan uzaklaşmanın felaketleriyle bir kez daha tanıştırmaktan başka hiç bir şeye yaramadı.

Allah’tan başkalarına dini hüküm verme yetkileri verirsek, onlardan medet umarsak Kuran’ın bizi nasıl da lanetlediği bir konuma düşeceğimize, yazımın uzaması sebebiyle hiç girmiyorum. Kuran’ı anladığı dilde okuyan herkes, daha Bakara’dan başlamak üzere aracıların, şefaatçilerin lanetlendiğini görebilecektir. Bizim ümmetimizin sınavlarından birisi de, tabii olduğunu sandığı kitaba 180 derece ters hükümleri Allah’ın hükmü diye satmaya çalışan bu cahillerle mücadele etmek, dünyaya İslam ile Müslümanların farkını göstermek. Allah hepimize bunu başarabilmek için güç ve azim versin.

“Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur’an’ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular”
Furkan Suresi 30

 


About the Author
Author

A.C.

Comments (11)
Leave a reply

Reply to İmran Cancel reply

Name (required)

Website