Peygamber, Allah’a Karşı mı Geldi?

Bu saçma iddia bana ait değil. Peygamberimizi çok sevdiğini iddia eden geleneksel İslam’a inanan dostlarımıza ait. Elbette hiçbirisi doğrudan “Peygamberimiz Allah’a karşı geldi” demiyor, ancak hadislerle ilgili görüşlerinin doğal sonucu bu. Bu mantalitenin son örneğine Milat gazetesi yazarı Feyzullah Birışık’ın “Sünnet Kur’an dışı emir ve yasak koyar” isimli köşe yazısında rastlıyoruz.

Söze Kuran’dan iki ayetle başlayalım:

De ki: “Sizi ve kime ulaşırsa onları, kendisiyle uyarmam için bana bu Kuran vahyedildi.” (6-Enam Suresi 19)

De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp korkutuyorum. (21-Enbiya Suresi 45)

Bu ve benzeri birçok ayet Peygamberimizin insanları Kuran’la uyardığına kanıttır. Öte yandan Kuran, Peygamberimizden iki yüzyıl sonra toplanmaya başlanmış hadislere bir referans vermez. (Kapsamlı bir analiz için bakınız: http://www.kurandakidin.com/) Tersine Kuran “zan” ile hareket etmememiz konusunda bizi uyarır. Bakara suresinde Allah’ın verdiği ile yetinmeyip hükümler konusunda daha fazla detay isteyen Yahudiler uyarılır. Ne yazık ki Allah’ın vahyindeki uyarılarla yetinmeyip daha fazla detay isteyerek dini zorlaştırmak yaygın bir hata. Geleneksel din bu tür zorlaştırıcı detayları Kuran’a sokamasa da Peygamberimize “atıfla” dine sokmayı başarmıştır. Oysa Peygamberimizin Allah’ın söylediklerine ilave yapması onun da yasa koyucu olması anlamına gelir ki bu ciddi bir iftiradır. Unutmayalım ki Peygamberlerine en büyük “övgü”de bulunarak onu Tanrı ilan eden Hıristiyanlar, aslında peygamberlerine iftira atmaktadırlar. Benzer şekilde Peygamberimize yasa koyucu dersek ona övgüde bulunmuş olmayız.

Şimdi az önce adı geçen yazardan bir alıntı yaparak bu konuyu açıklamak istiyorum. Yazar şöyle bir hayali senaryoyla bize meydan okuyor: “Şimdi bu insanların samimi olup olmadıklarına şöyle bir bakalım; Kur’an’da köpek ve kedi  etinin  haram olduğu yazmıyor… Madem haram değilse neden köpek döner dükkanları açmıyorlar? Bana yaşantılarıyla samimi olduklarını göstermeleri lazım. İnsan inandığını yaşamalı değil mi?”

Gerçekten çok etkileyici!

Bu cümlelere bir argüman demeye dilim varmıyor. Ama yine de cevap verelim. “Sadece Allah din konusunda yasa koyucudur” demek “Allah’ın izin verdiği her şeyi yapmak zorundayız” demek değildir. Allah, Kuran’da köpek etini yemeyi yasaklamamıştır, ancak bu durum köpek eti yemeyi farz kılmaz. Sabahları 10km koşmak da haram değildir ancak kimse buradan yola çıkarak “madem haram değil, samimiyseniz her gün 10km koşun” diyemez. İsteyen koşar isteyen koşmaz, bu dini bir alan değildir. Tıpkı köpek eti yemek gibi. Bizim kültürümüzde köpek tercih edilen bir hayvan değildir ama bu tercih kültüreldir, dini değil. Öte yandan Çin’de yaşayan bir Müslüman kültürel olarak uygun görürse köpek eti yiyebilir. Kaldı ki Kuran’da Allah haramları sayarken şöyle söyler:

 

O size ancak şunları haram kıldı: Leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olan. Fakat kim kaçınılmaz şekilde mecbur kalırsa, saldırmamak ve zorunluluk sınırını aşmamak şartıyla. Şüphesiz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.” (16- Nahl Suresi 115)

Ayette geçen “ancak” ifadesine rağmen başka haramlar icat etmek Kuran’a açıkça karşı çıkmaktır. “Madem haram değil o zaman köpek döneri yiyin” demek ise mantık kurallarına ciddi bir ihanettir. Kimseyi mantık kurallarını çiğnediği için suçlayamayız. Ancak biz Kuran Müslümanları, Kuran’a karşı çıkmanın “dindarlık” diye pazarlanmasına da izin vermeyiz.

twitter.com: @monoteist

 

 


About the Author
Author

monoteist

Comments (2)
Leave a reply

Reply to cemoli05 Cancel reply

Name (required)

Website