ESKİ KAVİMLER, KURAN VE DİĞER KUTSAL KİTAPLAR

Son yıllarda gerek akademik çevrede gerekse medyada sıkça rastladığımız Kuran’ı Kerim’e ve diğer kutsal kitaplara getirilen eleştirilerden biri de şu anki Tek Tanrılı dinlerden en eskisi olan Yahudilikten daha önceki kavimlere ilişkin tarihi bilgi, belge ve verilere dayanarak Kuran’a getirilen eleştirilerdir. Bu eleştirilere göre Kuran’da İncil’dekine benzer bilgiler olmasından, İncil’de kendinden önceki Tevrat’takine benzer bilgiler olmasından, Tevrat’ta da daha eski kavimlere, özellikle de Sümerlere, ait olduğu düşünülen bilgilere paralel bilgiler olmasından hareketle; Tevrat, İncil ve Kuran’ın Allah’ın sözü değil kendinden önceki kitaplar ve tarihi bilgilere dayanarak insanlar tarafından yazıldığı iddia edilmiştir.

Kuran bir bütün halinde dikkatle okunduğunda bu iddiaların yersiz olduğu görülecektir. Öncelikle bu eleştirileri yapanların Kuran’dan ve Kuran’ın ortaya koyduğu din anlayışından habersiz oldukları açıktır. Kuran’a göre Allah sadece Kuran vasıtası ile indirdiği dine İslam adını vermez; Kuran’a göre ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’dir. Hz. Adem’den yana Kuran’da isimleri zikredilen ve zikredilmeyen, kendilerine kitap verilmiş ya da verilmemiş pek çok peygamber gelmiştir. Bütün bu peygamberler Allah’ın dinini ve vahyini kendi kavimlerine anlatmıştır. Kuran’a göre tüm bu dinlerin ismi İslam yani Teslimiyet yani Allah’a teslim olmaktır. Tüm peygamberlerin getirdiği dinlerin ana mesajı aynıdır yani Allah’ın varlığı birliği ve bu dünya hayatının geçici olduğu, ahiretin varlığı ve gerçek yaşamın ahiretteki sonsuz yaşam olduğudur. Buna göre insanlar Allah’ın emir ve yasaklarına uymakla ve ömürlerini Allah’a kulluk etmekle geçirmekle yükümlüdürler. Bunun yanında Hz. Adem’den itibaren gelen peygamberlerin tarihin değişik dönemlerinde ve dünyanın bambaşka yerlerinde getirdikleri dinler arasında Allah’ın varlığı birliği, ahiretin varlığı gibi ana mesajlar dışında farklılıklar vardır. Ve nihayet Allah Kuran ile dinini kemal erdirdiğini yine Kuran’da ifade etmiştir. Yani Hz. Muhammed son peygamber Kuran son kitaptır. Kuran’ı Kerim daha önceki çeşitli peygamberlerin toplumlara getirdiği mesaj ile Kuran’ın getirdiği mesajın aynı olduğunu bizzat kendisi söylerken bundan bile haberi olmayanların buradan hareketle Kuran’a ve İslam’a saldırmaları onların cehaletini ortaya koyar.

Benzer şekilde elimizde bulunan İncil nüshalarında Tevrat nüshalarına paralel ifadelerin bulunması Tevrat nüshalarında da Sümer kavmine ya da başka bir kavme ait tarihi belgelere benzer bilgilerin olması gayet doğaldır. Çünkü Allah’ın insanlara peygamberler aracılığıyla din ve vahiy indirmesi ne Kuran ne İncil ne de Tevrat ile başlamıştır. Vahiy ilk insan ve aynı zamanda ilk peygamber olan Hz. Adem ile başlamıştır. Doğal olarak Sümer kavmine ya da Tevrat, İncil ve Kuran’ın inişinden önce yaşamış diğer kavimlere de Allah peygamber ve vahiy göndermiş olabilir. Bu peygamberler de Kuran ve diğer kutsal kitaplardaki mesaja paralel mesajlar vermiş insanları Allah’ın varlığına birliğine, ahiretin varlığına inanmaya ve Allah’a kulluk etmeye çağırmışlardır.

Eski tarihlerdeki belgelerde Kuran’daki ifadelere paralel bilgiler bulunması Kuran’a eleştiri yerine tersine Kuran’ın gerçekten Allah’ın sözü olduğuna bir delil olarak gösterilebilir. Çünkü Kuran Allah’ın ilk insandan itibaren peygamberler aracılığıyla aynı mesajı verdiğini ifade etmiştir.


About the Author
Author

Comments (2)
Leave a reply

Reply to Güray TEKİN Cancel reply

Name (required)

Website