Adaleti Sağlarken…

Yaşamımızın rehberi olan Kuran, bizlere her alanda yol göstermektedir. Bu alanlardan biri de hukuktur. Hukuk, gerçek ve tüzel kişiler arasındaki veya birbirleriyle olan ilişkileri düzenleyen bir alandır. Kuran’da miras, hırsızlık, adam öldürme gibi pek çok konuda hükümler yer almaktadır. Ben bu ve benzeri konularda yer alan ayetleri açıklamaktan ziyade Kuran’ın adalet konusundaki hassasiyetinden bahsetmek istiyorum. Her konuda detaylı bir açıklama bulabileceğimiz Kuran bize eşitlik ve adalet konularında da nasıl davranmamız gerektiğini açıklamıştır. Öyle ki Kuran insanlar arasında bir hüküm verilmesi gerektiği zaman her insan için eşit hakkı savunur. Hatta az sonra örnek vereceğim ayet oldukça dikkat çekicidir. Tarih boyunca ve günümüzde insanlar çıkarları doğrultusunda pek çok hükmü kendi lehleri yönünde belirlerken bu ayetler Kuran-ı Kerim’in asıl rehberimiz olduğunu bize tekrar hatırlatmaktadır. Aslında hukuk alanında kanunların insanlar arasında adaleti sağlayabilmesi herkese eşit ve tarafsız uygulanmasına bağlıdır. Bahsettiğim ayetler Maide Suresi 8 ve 42. ayetlerdir.

“Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah’tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.”
Maide-8

Yalana iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri/adaleti ayakta tutanları sever.
Maide-42

Ayetlerde dikkat çekildiği üzere bir hüküm verirken hakkında karar aldığımız kim olursa olsun adaletli olmamız emredilir.  Ayette belirtildiği gibi bir topluluğun kötülüğü karşısında bile adaletin gerektirdiğinden uzaklaşarak taraflı hüküm veremeyiz. Vereceğimiz hükümlerin sadece bu dünya ile ilgili olmadığını aslında Allah’a karşı sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız.  Şu da bir gerçek ki bir Müslüman olarak adaleti gözetmek İslam’a antipati ile bakan kalpleri de İslam’a yönlendirebilir. İlahi bir adaleti gözetmeyen her insan, adaleti kendi çıkarları için kullanabilir. Oysa her ne olursa olsun adalet ile alınan bir hükmün insanlarda bıraktığı etki bunun kaynağının Kuran olduğu bilindiği takdirde İslam’ın haklılığını ortaya koyan bir gösterge olacaktır. Yine adaletli olmak ve Allah’ın bu konudaki hassasiyetini anlamak için aklımda tuttuğum bir başka ayet ise Nisa Suresi 135. ayettir.

“Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.”
Nisa-135

Bu ayet gerçekten adaleti sağlamakta önemli bir etken olan şahitlik konusunda ne kadar titiz olmamız gerektiğinin bir uyarısıdır. Allah’ın emir ve yasakları sadece namaz, oruç, gibi ibadetler veya domuz eti yemek gibi haramlar ile sınırlı değildir. Bizim yapmamız gereken bütünü ile Kuran’ın her dediğine uymaktır. Şöyle etrafıma bir baktığımda dünya hayatının en ufak nimeti için bile insanların ahireti unutarak ailesi ve çevresindekilere menfaat sağlama peşinde olduklarını görüyorum ve aklıma acaba bu insanlar böyle bir şahitlik durumunda kalsalar ne yaparlar sorusu geliyor. Biraz düşününce de işin sonunda bir ceza söz konusu olduğu apaçık ortada. Cezayı alacak kişi ise anneniz, babanız ya da bir yakınınız. Şimdi çok basit menfaatlerde bile ailesini gözetenler bu konuda ne yaparlar? Fakat ayette geçen “Allah için tanıklık edenler olun” ifadesi inananlar için doğru olan yolu net bir şekilde ortaya koyuyor. Kimi zaman duyuyoruz bu tip olaylar ile karşılaşan insanların ama annemdi, ama eşimdi dediklerini. Oysa inanan bir insan için tek gerçek Allah’ın imtihanıdır.

“Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık-doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor.”
Nahl-90

 


About the Author
Author

Emrah

Comments (2)
Leave a reply

Reply to Salih Cancel reply

Name (required)

Website