Hz. Nuh

Heyecanla bekledim NUH filminin vizyona girmesini. Gösterime girdiği Cuma günü sabahtan eşim ve arkadaşlarımla beraber gidebilmek için biletlerimizi ayırttım hemen. Bugüne kadar Kur’an’da okumuş olduğum Hz. Nuh’un hikayesini bir de film olarak görmeyi bekliyordum heyecanla…

Film sonunda büyük bir hayal kırıklığı ile salondan çıktım. Lakin Hollywood’un çizdiği Nuh tablosu Kur’an’daki Hz. Nuh’tan tamamen farklı idi…

Allah Kur’an’da birçok yerde geçiriyor Hz. Nuh’un kıssasını (Ankebut 14, Tahirm 10, Araf 59-64, Yunus 71-73, Hud 25-49, Muminun 23-32, Şuara 105-119, Nuh 1-28).

Kısa bir özet gibi bulduğum Muminun Suresi’nde geçtiği ayetleri şu şekilde:

Muminun Suresi

23- Yemin olsun, Nûh’u toplumuna resul olarak gönderdik de o şöyle dedi: “Ey toplumum! Allah’a kulluk/ibadet edin! O’ndan başka tanrınız yok sizin. Hâlâ sakınmayacak mısınız?”

24- Toplumu içinden inkârcı kodaman grup şöyle dedi: “Bu adam, sizin gibi bir insandan başka şey değil; size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Biz ilk atalarımız arasında böyle bir şey duymadık.”

25- “Cinnet getirmiş bir adamdan başkası değildir o. Belli bir süreye kadar göz altında tutun onu.”

26- Nûh şöyle yakardı: “Rabbim, beni yalanlamaları karşısında yardım et bana!”

27- Bunun üzerine biz, Nûh’a şöyle vahyettik: “Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır.”

28- Sen, yanındakilerle birlikte geminin üzerine çıktığında şöyle de: “Zalimler topluluğundan bizi kurtaran Allah’a hamt olsun!”

29- Şunu da söyle: “Rabbim, beni bereketli bir yere indir! Sen, konuk ağırlayanların en hayırlısısın.”

30- Biz onları imtihan ediyor idiysek de bunda elbette ibretler vardır

31- Sonra onların ardından başka bir nesil oluşturduk.

32- Onlara da içlerinden şu yolda tebliğde bulunan bir resul gönderdik: Allah’a kulluk/ibadet edin. O’ndan başka tanrınız yok sizin. Hâlâ ürpermiyor musunuz?

Yani; içerisinde yaşadığı toplumu Allah’a yönelmeleri konusunda bilgilendirmeye ve Allah’a ibadet etmeye davet eden Nuh’u, toplumunun ileri gelenleri dinlemez, O’na çeşitli hakaretler ederek söylediklerini umursamazlar. Kur’an’daki diğer ayetlerde geçtiği üzere, Nuh’u sadece toplumun ezilmişleri takip eder. Bu tavır karşısında Hz. Nuh Allah’tan yardım ister ve Allah gerek yeraltı sularını fışkırtarak, gerek se şiddetli bir yağmur yağdırarak büyük bir tufan oluşturarak, inkârcıları yok eder[1].

Hz. Nuh’un oğlu ve karısı inkârcılardandır, Hz. Nuh’un tüm çağırmalarına karşın O’na inanmazlar ve dağa sığınanlardan olurlar; diğerleri gibi boğulurlar.

Seyrettiğimiz NUH filminde çizilen tablo ise Kur’an’da bahsedilenden tamamen farklı. Bir kere, filmdeki Nuh, karısı ve üç oğlu ile beraber toplumdan izole yaşayan bir adam. Yani, nerede içerisinde bulunduğu topluma dini anlatmak için canını dişine takan Hz. Nuh, nerede ailesi dışında kimse ile iletişim kurmayan filmdeki Nuh!

Kur’an’a göre, Peygamberlerin asli görevleri (ki Hz. Nuh bunlardan birisidir), Allah’ın kendilerine verdiği bilgiyi toplumları ile paylaşmak, onlara, Allah’ın birliğini anlatmak ve Allah’ın büyüklüğünü kabul etmelerini sağlamaktır. Filmdeki Nuh, “Yaratıcı insanları lanetledi” diye insanlardan kaçan bir Nuh.

Filmde, Allah’ın varlığını kabul etse de yeryüzünde bozgunculuk yaptığı için lanetlenmiş bir toplum var (onlara “men” diyorlar). Yani, içlerinde inananlar varsa bile toplum tümden lanetlendiği için felakete maruz kalan masum kişiler de var. Yani filmde Allah, masumları da azgınlar ile beraber cezalandırıyor. Oysa ki, Kur’an’ı Kerim’de Allah, Hz. Nuh’un uyarılarına kulak verenleri de kurtardığını ve onlarla yeni bir nesil oluşturduğunu söylüyor.

Filmde geçen “gözetleyicilere” (watchers) değinmek bile istemiyorum (Hz. Nuh gemiyi “watchers” denen dünyaya hapsolmuş meleklerin yardımı ile inşa ediyor, böyle bir şey Kur’an`da hiç geçmiyor)…

Esas beni çileden çıkartan bölüm ise filmin son sahneleriydi. Ancak bunun için biraz başa dönerek anlatmam gerekiyor:

Rüya ile vahiy alan Nuh, Allah’ın tüm dünyayı yok etmek istediğini düşünür ve yanına ailesi  (3 oğlu, evlatlık aldığı bir kız çocuğu –büyük oğlunun karısıdır, ayrıca kısırdır- ve karısı) dışında hiçbir insan almadan gemi ile kurtulur (en azından öyle zannediyordur-gemiye Nuh’un haberi olmadan giren başka bir kişi daha vardır: Günahkar toplumun başındaki adam; günahkarların kralları!).

Nuh’un görevi, gemideki hayvanları karaya çıkarttıktan sonra biteceği için, oğullarının da ecelleri geldikçe öldüklerinde, birbirlerini gömmelerini istemiştir. En küçük oğlu ise yalnız öldüğünde insanlık son bulmuş olacaktır (büyük oğlunun karısı da kısır olduğundan üreyemeyecektirler, böylece insanoğlu’nun sonu gelecektir). Oysa ki, Nuh’un kendisi gibi “seçilmiş”lerden olan babası Nuh’un haberi olmadan gelininin kısırlığına son vermiştir.

Nuh, gelininin hamile olduğunu öğrendiğinde planları bozulduğu için çok kızar ve doğan çocuk kız ise, O’nu öldüreceğini söyler. Doğan çocuk erkek ise üreme olamayacağından bebeğin yaşamasına izin verecektir. Doğum günü gelip gelini ikiz kız çocuk doğurur. Nuh, çocukları öldürmek üzere alır ancak öldürmeye gönlü el vermez.

Yeni doğan bebekleri öldüremese de Allah, Nuh ve ailesini güvenle karaya çıkartmıştır. Ancak, Allah’ın verdiği “âdemoğlunu yok edeceğiz” emrine itaat etmediğini düşünen Nuh, kendini içkiye vurur ve ailesinden uzaklaşır.

Sonra ne olursa olur, bir gün gelini ile karşılaşır ve gelini ona Allah’ın onlara iki kız evlat vererek yeni bir neslin başlamasını sağladığını, hayata böyle bakması gerektiğini söyleyerek olaya başka bir bakış açısı getirir ve Nuh huzur bulur…

Filmin sonunda neden “artık” çileden çıktığımı anlamışsınızdır:

  1. Eğer Allah Nuh’a gerçekten de “ademoğlu’nu yok edeceğim sen de bana yardım edeceksin[2]” şeklinde vahiy verdiyse, Nuh’un babası Allah’ın izni olmadan mı gelininin kısırlığını tedavi etti?
  2. Yoksa Nuh, Allah’ın vahyini yanlış mı anladı? Neyse ki gelini O’na doğruyu gösterdi!!!
  3. Bu arada, Allah her ne kadar tüm günahkârları yok etmeye çalışıyorsa da bunu başaramıyor; bozguncu toplumun bozguncu kralı gizlice gemiye girmeyi başarıyor ve yaşayanlardan oluyor. Neyse ki Nuh sonradan O’nu öldürüyor…
  4. Yoksa Allah yapmak istediği şey için fikrini mi değiştirdi (haşa)?

Bu satırları yazarken “tövbe, tövbe” diyesim geliyor…

Filmi seyrederken “Lords of the Rings” tadında bir “üçüncü dünya” havası aldım. Hepsinin aslında mistik ve saçma olduğunu bile bile, bu tip filmleri keyifle izlerim. Bu tip filmlerde gördüğüm saçmalıklar beni rahatsız etmez çünkü inanç sistemime dokunmazlar. Bırakın Nuh’un saçmalığını, burada çizilen Allah bile İslamiyet’in bizlere anlattığı Allah kavramından çok farklı. Filmde, kendisine gelen vahiyi yanlış anlayan bir Nuh, veya daha da beteri; olmasını istediği şeyler için fikrini değiştiren bir Allah, fikrini değiştirmese de “Nuh’u oyuna getiren bir Allah” modeli çizmişler.

Kabul ediyorum; filme bir beklenti ile gittim. Bu kadar sene boyunca aklımda belirmiş olan Hz. Nuh’u anlatan bir film seyretmek istiyordum. Filme, bu beklenti ile değil de “Lord of the Rings” kıvamında bir film izlemeye gidiyorum diye gitseydim sonuç farklı olur muydu acaba? Sanmıyorum. O zaman da bu filmi kendi içerisinde tutarlılığı olmayan ve sıkıcı bir film olarak tanımlardım.


[1] Allah’ın yok etmek için Hz. Nuh’un şikayetine mi ihtiyacı var ki diye soranlar için: Allah bazı olayları sebep sonuç ilişkisi ile anlatır Kuranı Kerimde. Bu da onlarda birisi. Yoksa elbette ki Allah Hz. Nuh’un yönlendirmesine ihtiyaç duyacak değildir.

[2] “Yardım” derken, Allah’ın yardıma ihtiyacı olduğunu kast etmiyorum. Yine yukarıdaki sebep-sonuç ilişkisi ile anlatım yolunu seçtiğini söylüyorum


About the Author
Author

baharkalkavan

Comments (10)
Leave a reply

Reply to Fatma Betül Güngör Cancel reply

Name (required)

Website