Cuma Namazları…

Kelime anlamı olarak Cuma, Arapçada toplanma anlamına gelmektedir. Cuma namazı tüm inananlara kılınmış bir farzdır. Bu yazıda Cuma namazının önemine, ülkemizde Cuma namazına katılanların davranışlarına ve Cuma namazlarının bizlere katması gereken değerlere değineceğim.

“Ey inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah’ı anmaya/Allah’ın Zikri’ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.”
CUMA-9

Ayetten de net bir şekilde anlaşılacağı gibi Cuma günü namaz çağrısını duyduğumuzda her ne yapıyorsak onu bırakarak namaza katılmalıyız. Tabi ki namaz çağrısının ne zaman yapıldığını biliyoruz. Bu yüzden işlerimizi ona göre ayarlamalı dünyadaki ticaretin ve hayatın gelip geçici olduğunu unutmayarak namaza koşmalıyız. Günümüz dünyasında bu nasıl olacak mecburen birileri bazı işlerin başında durmalı diyenler olacak. Fakat buna da bir çare bulunabilir. Örneğin Cuma namazı iki ayrı zaman diliminde kılınabilir. Bir grup için ezandan sonraki ilk saat ayrılır. Diğer grup için de ilk grubun bitiminden sonraki saat. Böylece herkesin Cuma namazına katılımı sağlanabilir. Bir önceki cümlede yer alan herkes vurgusu önemli. Çünkü ne yazık ki ülkemizde yaygın bir biçimde Cuma namazı erkeklere mahsustur gibi yanlış bir düşünce var. Ayette de belirtildiği üzere Allah’ın çağrısı inananlara diye yapılıyor. Buradan da anlaşılacak olan inanan kadın ve erkekler. Allah, bize Kuran’da kadınlardan ve erkeklerden bahsettiğinde erkek ve kadın vurgusunu yapmakta. Bu yüzden kadın-erkek bütün inananlar Cuma namazlarını kaçırmamalıyız. Eğer işimiz ya da başka bir şeyler Cuma namazlarına katılmamıza engelse onları bırakmamız bizim için elbette doğru olan. Çünkü Allah’ın dediği gibi bu bizim için daha hayırlı.

“İşte bunlar, âhiret karşılığında DÜNYAyı satın alan kişilerdir. Azap, hafifletilmeyecektir onlardan. Hiçbir şekilde yardım da edilmeyecektir onlara.”
BAKARA-86

Cuma namazlarını çocukluğumdan beri kılmaktayım. Yaklaşık yirmi beş yıllık bir süre. Bu süre zarfında ülkemizin farklı şehirlerinde yaşama imkanım oldu. Belki birbirinden farklı yüzlerce camide Cuma namazı kıldım. Ama hep aynı olaya tanıklık ettim. İnsanların bir an önce namazı kılıp kendilerini dışarıya atma çabası. Ne yazık ki haftada bir gün yerine getirdiğimiz Allah’ın bu emrini doyasıya yaşamak varken, namazı bir oldu-bittiye getirme içerisindeyiz. Bu yüzden gittiğim bütün camilerde içeriye girmek ve ön saflardan itibaren yer almak yerine kapıya yakın veya kapı önlerine yığılan insanlar gördüm. Bu da beraberinde içeriye girmek isteyen inananlara bir zorluk oldu. Farkında değiliz ama belki de yeni yeni dine ısınan insanları bu düzensizlik camilerden uzaklaştırdı. İnsanlarımızı bu bir an önce çıkma telaşına iten ne? Bir ihtimal işinden zar zor izin alan ya da öğle arasına denk gelen namazı kılmak isteyen inanan kardeşlerimizin kendilerine ayrılan zaman zarfı içerisinde işlerine/okullarına dönmek istemeleri. Bu belki haklı görülebilir fakat bu telaş inşallah bu kardeşlerimizin namazlarını huşu içinde kılmalarını engellemez. Fakat en doğrusu iş-güç olsun para-mülk olsun bizi Allah’ın emirlerinden alıkoymamalı. Gerektiğinde ibadetlerimize engelse onlardan vazgeçebilmeliyiz. Unutmamalıyız ki bu dünyada Allah’ın rızasını kazanmak için yaşıyoruz.

“Namazlarında huşû sahipleridir onlar.”
MÜMİNUN-2

Bu kapı önlerine yığılma bir başka sıkıntıyı da beraberinde getirmekte. Başta bahsettiğim gibi Cuma namazları sadece inanan erkeklere değil inanan kadınlara da özgü. Sevindirici bir biçimde son yıllarda camilerimizde Cuma namazlarında kadınlarımıza yer ayrılmaya başlandı. Fakat bu uygulama yapıldığı halde, kadınlarımıza ayrılan yerlere, yazılar ile belirtilmesine karşın erkekler geçmekte. Bir ikinci sıkıntı erkeklerimizin genellikle başka bir kapıdan kendi yerlerine geçmekte olan kadınlarımızın geçiş yollarının üzerinde saf tutmak suretiyle onların geçişlerini engellemeleri. Bu konularda daha duyarlı olup kadın-erkek inanan kardeşlerimizin rahat bir biçimde namaz kılmalarını sağlamalıyız.

“Allah hiçbir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisini hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. “Ey Rabbimiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ’mızsın.Gerçeği örten nankörler/inkârcılar topluluğuna karşı yardım et bize!”
BAKARA-286

Son olarak da Cuma namazlarının bizlere katması gerekenler ya da faydaları. Tabiki üzerimize farz olan bu ibadeti yerine getirmemiz bizim için en önemli katkı. Fakat Cuma Namazlarında okunan hutbeler ve ayetler, bunlardan çıkarmamız gereken dersler ve bu dersleri yaşamımızda uygulamamız bizim için önemli bir fayda. Pek çok insanımız Kuran’ı yeterince okumadığı için ayetleri sadece Cuma Namazlarında duymakta. Ama en azından Cuma hutbelerinde duyduğumuz ayetleri yaşamımızda uygulasak iyi bir başlangıç yapmış oluruz. Hatta her Cuma Namazında hutbenin ardından okunan aşağıdaki ayeti tam anlamıyla uygulasak ülkemiz inananlar için daha iyi bir yer olur.

“Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/ edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık-doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor.”
NAHL-90

Cuma Namazları inananlar için bir buluşma noktası. İnananların birlikteliğini sağlayan bir olay. Belki farkında değiliz ama kalabalık Cuma Namazları inananların birbirinden güç bulmalarını sağlayan bir olgu. Birliktelik ve beraberlik İslam ve Kuran adına daha iyi işler yapmamızı sağlayabilir. Cuma günleri duyduğumuz ayetleri yaşamımızda uygulayabiliriz inşallah.

Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın.Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz.Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı.Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
ALİ İMRAN-103

 


About the Author
Author

Emrah

Comments (5)
Leave a reply

Reply to mustafa göloğlu Cancel reply

Name (required)

Website