İlk Müslüman Kimdir?

Kuran’da Çelişki Var mı? | 2.Bölüm

Günlerdir kovalanmaktan ve saklanmaktan bunalmıştık. Bahçe kapısından içeri girerken arkadan uzanan bir el bileğimi kavradı. İrkildim ve dönüp kim olduğuna baktım. Karşımda yine o polis vardı ama bu kez sivil kıyafetliydi.

“Selim” dedi, “Ben sizin suçsuz olduğunuzu düşünüyorum. Ama bu iş kaçmakla olmaz. Eğer mahkemeye çıkarsanız ben de size destek çıkarım. Aklanır ve bundan böyle korkuyla yaşamazsınız. Gelip teslim olmanız kaçmanızdan daha iyidir. Bak, sen diğerlerinden daha akıllı ve daha düşüncelisin. Üstelik sana güveniyorlar ve fikirlerine çok değer veriyorlar. Eğer ilk olarak sen teslim olursan diğer arkadaşlarının da teslim olması kolaylaşır. Yoksa bu kaçışınızın sonu yok. Şimdi seni görmezden geleceğim ama git arkadaşlarınla konuş. Yarın sabah gelip teslim olun. En kötü ihtimalle teslim olmanız iyi halinizi göstererek hafifletici sebep olarak yargıçı etkileyecektir. Söylediklerimi iyi düşün. Gel devletin adaletine güven ve önce sen teslimiyeti kabul et. ”

Beni oracıkta tutuklayacağını zannettiğim Komiser Mahmut yanımdan uzaklaşıp giderken öylece kalakalmıştım. Hem onun bu babacan tavrına olan şaşkınlığımı atamıyor hem de söylediklerini derin derin düşünüyor, idrak etmeye çalışıyordum. Sözlerinde o kadar haklıydı ki o an orada ikna aşamasına gelmiştim. Her ne kadar suçsuz olsak da teslim olarak kendimizi aklamak kesinlikle daha akıllıcaydı. Nihayet “haklı” dedim içimden ve teslim olmaya karar verdim. Ama arkadaşlarıma bu durumu nasıl açıklayabileceğimi tasarlamakta zorlanıyordum. Bana karşı çıkma ihtimallerini düşündükçe omzumdaki yük daha da ağırlaşıyordu. Ağır adımlarla kapıya vardım ve araladım. Arkadaşlarım içeride her şeyden habersiz beni beklerken halen tartışıyor, şehir dışına kaçma planları kuruyorlardı. Beni görünce sanırım yüz ifademden olsa gerek bir şeyler olduğunu anladılar. Her biri merakla ne olduğunu sormaya başladı. Yavaşça divanın kenarına ilişip oturdum ve elimin ayasını “tamam anlatacağım” der gibi kaldırdım.

Başıma geleni olduğu gibi ve kararımı gerekçeleriyle anlattım. Ardından, arkadaşlar düşündüm ve en mantıklı olanın teslim olmak olduğuna karar verdim, dedim. Artık siz ne kadar itiraz ederseniz edin, ben bu kararımdan dönmeyeceğim ve ilk teslim olan ben olacağım.

……

Kuran’da çelişkiler olduğu iddiasıyla ortaya atılan cahilane delillerden birisi de Kuran’da farklı yerlerde farklı kişilerin “ben Müslümanların ilkiyim” demesi olarak ileri sürülüyor. Bu iddiaya yönelik olarak Al-i İmran 67’ye göre ilk müslüman İbrahim, Enam 14 ve 163’e göre Muhammed, Araf 143’e göre de Musa olduğu ortaya koyuluyor. Ayetler elbette ki doğru ve hemen hemen böyle söyleniyor. Ama sorun kitabın anlatışında değil, insanların anlayışında ve dillerinin yıkılmış olmasının farkına varamamalarında. Bu durum Allah’ın göklerinde çatlaklık bulamayanların, kitabında çatlaklık olduğunu iddia etmelerine fırsat tanıyor.

Oysa “ilk müslüman” gelen son mesaja “ilk teslim olan”dır. Çünkü müslüman “teslim olan” demektir. Şu yazıyı yazmakta olduğum yazım programı bile paragraf içinde yazarken baş harfini küçük harfle yazdığım “Müslüman” kelimesinin ilk harfini ısrarla büyük harfe çeviriyor ve ben dönüp dönüp tekrar “M” harfini “m”ye dönüştürüyorum. Ama yazıyı din harici başka bir konuda yazsaydım müslüman ve benzeri kelimeler yerine “teslim, teslimiyet, teslim olan” gibi kelimeler yazacaktım ve meramını anlatmak isteyen bir yazar olarak bu sorunu yaşamayacaktım. Yukarıda, yazı girişindeki gibi polisiye bir öykü yazıyor olduğumda ve konu içerisinde defalarca “teslim olmak” geçiyor olduğu halde, hiçbiri için yazım uygulaması neden beni ilgili kelimelerin baş harfini büyük harfle yazmaya zorlamadı!!!

Şimdi aşağıda çelişkili olduğu iddia edilen ayetlerde herhangi bir çelişki var mıymış, yok muymuş, hep beraber bakalım. Al-i İmran 67’de İbrahim elbette müslüman (teslim olan) olarak niteleniyor. Kendine gelen mesaja ilk teslim olandı. Bundan daha doğal ne ola ki…

 

3 Al-i İmran
67 İbrahim ne yahudi idi, ne hristiyandı: O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi.

 

Enam suresinin ilk on üç ayetinde Kuran peygamberine Allah kendisinin ne olduğunu anlatıyor ve daha önceki elçilerin başına da bu mesajların ardından benzerlerinin geldiğini hatırlattıktan sonra Enam suresinin ondördüncü ayetinde “bu gerçeklere ilk olarak senin teslim olduğunu arkadaşlarına, çevrene, insanlara söyle” diyor.

 

6 Enam
14 De ki: “Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allah’tan başkasını mı dost edineceğim?” De ki: “Bana, teslim (müslüman) olanların ilki olmam ve müşriklerden olmamam emredildi.”

 

Teferruatlı bir tevhid anlatışının ardından bir kez daha Kuran peygamberine aynı emir veriliyor. İlk teslim olan sen ol!

 

6 Enam
163 “O’nun ortağı yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben teslim olanların (müslümanların) ilkiyim.”

 

Musa da baygınlık geçirtecek kadar ikna edici bir gece sahnesinin ardından Allah’a ve O’nun mesajına ilk olarak kendisinin iman edeceğini söylüyor. Aldığı mesaja emin olarak ilk teslim olan Musa oluyor.

 

7 Araf
143 Mûsâ, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisine konuşunca, şöyle dedi: “Rabbim! Bana kendini göster, seni göreyim!” Allah, “Beni asla göremezsin; ama şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni göreceksin” dedi. Rabbinin kudreti dağa tecelli edince, onu paramparça etti, Mûsâ baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: “Seni noksan sıfatlardan uzak tutarım, tövbe edip sana yöneldim. Ben iman edenlerin ilkiyim.”

 

Zümer 11’de hangi mesaj olduğu bildiriliyor ve Zümer 12’de Muhammed bir kez daha teslimiyetini ifadeye davet ediliyor.

 

39 Zümer
11 De ki: “Ben dini yalnızca O’na halis kılarak Allah’a kulluk etmekle emrolundum.”

39 Zümer
12 “Ve ben, teslim olanların (Müslümanların) ilki olmakla emrolundum.”

 

Kelimeleri kutsallaştırmayıp, manalar güzelce düşünüldüğünde ben bir çatlak göremedim. Siz gördünüz mü? Ama elbette Kuran, hidayete erenleri ulaştırdığı aynı ayetlerle “sapmak isteyenleri” saptırır. Kuran’da çelişki görmek isteyen ancak kendi çelişkileri içerisinde kıvranıp durur da farkına bile varmaz.

twitter.com: @kalemzade

www.kalemzade.net


About the Author
Author

kalemzade

Comments (1)
Leave a reply

Reply to mustafa Cancel reply

Name (required)

Website