Evren’in ve Yaşamın Kökenine Dair Sorgulamalar

Evren’in ve Yaşamın Kökenine Dair Sorgulamalar

Evren’in ve yaşamın kökenine dair birçok soru akla gelmektedir ki bu tür sorular sadece bilimin verilerinden hareketle açıklanabilecek türden sorular değillerdir. Dolayısıyla bu soruların yanıtlanmasında dinin ve felsefenin devreye girmesi kaçınılmaz hale gelmektedir. Örneğin Evren’in kaynağı nedir? Evren’de bir amaç var mıdır? Yoksa Evren ve yaşam kör tesadüfler sonucu mu meydana gelmiştir? Böyle kompleks bir Evren’de yaşam gibi bir mucize (daha&helliip;)
Bir Virüs, Üç Mesele

Bir Virüs, Üç Mesele

1960’ların başında dünya büyük bir nükleer krize şahitlik etmekteydi. Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye yerleştirdiği nükleer başlıklı füzeleri tehdit olarak algılayan Sovyetler Birliği misilleme olarak Küba’ya benzer nitelikte füzeler konuşlandırmaya başlamıştı. Böylece Amerika ile Sovyetler arasındaki gerilim tırmanmış, nükleer bir savaşın patlak vermesine, belki de yüz milyonlarca insanın ölümüne ramak kalmıştı. Kriz birçok entelektüeli derinden etkilemiş, hatta İngiliz felsefeci Bertrand Russell’a (daha&helliip;)
Prof. Dr. Caner Taslaman’ın Bir Ateistle Tartışması

Prof. Dr. Caner Taslaman’ın Bir Ateistle Tartışması

Profesör Caner Taslaman Türk televizyon tarihinde ateistlerle en çok tartışan kişidir. Bu yazımızda, Taslaman’ın, Ayşe Hür ile olan tartışmasına yer vereceğiz. 1- TARTIŞMA Ayşe Hür: Peki, Güneş sistemi var mı Kuran’da? Güneş’in sabit durduğu dünyaların etrafında döndüğü yok mesela, aksine sabit evren modeli var Kuran’da. Caner Taslaman:  Siz, Güneş, sabit mi duruyor sanıyorsunuz? Ayşe Hür: Eee, Kopernik’e kadar İslam bilim (daha&helliip;)
Sorgulanmamış Bir Hayat Yaşanılmaya Değer Değildir

Sorgulanmamış Bir Hayat Yaşanılmaya Değer Değildir

Ân oluyor bir garip duyguya varıyorum; Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?… Necip Fazıl Kısakürek Amaçsız yaşayamaz insan. Boş ve faydasız şeyler dahi olsa az çok bir takım hedefler koyar kendine yaşamı içinde. Hep bir şeylere ulaşmaya, bir şeyleri elde etmeye çalışır durur. Hep bir arayışta, bir şeylerin peşinde bulur kendini. Çoğu zaman sorgulamaz bile hedeflerini. Elde edeceği şeylerin (daha&helliip;)
Nuh Tufanı’nın Kaynağı Gılgamış Destanı mıdır?

Nuh Tufanı’nın Kaynağı Gılgamış Destanı mıdır?

Yine ateistler tarafından sıkça dile getirilen bir diğer konuyla ilgili yazacağım. İddia o ki Tevrat’ta ve sonrasında da Kur’an’da geçen Nuh Tufanının kaynağı Gılgamış Destanıdır. Gılgamış Destanında da tanrıların yeryüzünü bir tufanla cezalandırdığı herkesin malûmudur. Burada sorulması gereken soru Kur’an’a göre bu tufan ilk defa Tevrat’ta mı geçiyordu? Kur’an’a göre Nuh kavminin ve diğer kavimlerin başlarına gelenler ilk defa kutsal (daha&helliip;)
Vicdan, Dinin Yerini Alabilir mi? Vicdan, Bir Otorite Olarak Kabul Edilebilir mi?

Vicdan, Dinin Yerini Alabilir mi? Vicdan, Bir Otorite Olarak Kabul Edilebilir mi?

Bazı kişiler, “vicdan”ı en büyük otorite olarak kabul ediyor, en iyi yargıç olarak kabul ediyor ve vicdanı dinin yerine koymaya çalışıyor. Dini bildirim olmadan iyi ve kötünün ne olduğunu bilmemiz mümkün değildir. Yani bu noktada ilahi desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Aksi halde herkesin içinde bulunduğu şartlar doğrultusunda iyi ve kötü tanımlamaları oluşturması mümkündür. Bu durumda ahlâki kabul ve eylemlerin keyfileştirilmesi kaçınılmaz (daha&helliip;)
Liderlere Tapınma Ruhu

Liderlere Tapınma Ruhu

İnsanlığın var oluşundan günümüze, insanlar kendilerine liderlik edecek kişiler aramışlar ve gelecekte de arayacaklardır. Bu durum insanların bir arada yaşamalarının sonucudur. İnsanlar sadece büyük topluluklar içerisinde değil küçük gruplar içerisinde de liderlere gereksinim duyarlar. İkiden fazla insanın olduğu her ortamda insanlar kendilerine bir lider seçme ihtiyacı hissederler ve böylece bazı insanlar lider olurken diğerleri toplumun üyesi olarak yaşamlarını sürdürürler. Dini, (daha&helliip;)
“Bu Kocaman Evrende Tanrı, İnsanı Neden Dikkate Alsın?”

“Bu Kocaman Evrende Tanrı, İnsanı Neden Dikkate Alsın?”

Dine yöneltilen eleştirilerden biri, “Bu kocaman evrende Tanrı, bir nokta bile etmeyen insanı neden dikkate alsın, o halde din yalandır” şeklindedir. Oysa evrenin büyüklüğü ile insanın küçüklüğü arasında kurulan bu mantığın dayandığı bir temel yoktur. Yani “Eğer Tanrı kocaman bir evren yaratmışsa, insanı dikkate almaz, insana din göndermez” diyemeyeceğimiz gibi “Eğer Tanrı kocaman olmayan bir evren yaratmışsa, insanı dikkate alır, (daha&helliip;)