Kuran’ın En Büyük Şikâyeti Din Temsilcilerinden

Kuran’ın En Büyük Şikâyeti Din Temsilcilerinden

Kur’an’ın önemli bir kısmı, dini temsil edenlerden şikâyetten ibarettir. Bu bize ilk bakışta garip gelebilir, ama Kur’an’daki şirk kavramını düşünüp Kur’an’ın anlattığı biçimde anlarsak şaşkınlığımız ortadan kalkar. Kur’an’ın temel düşmanlardan ve ‘en büyük zulümlerden biri’ olarak gördüğü (bk. Lukman suresi, 13) şirk, ne ateizmdir ne deizmdir ne de dinsizlik. Şirk, varlığını ve kudretini kabul ettiği Allah’ın yanına yedek birtakım ilahlar koyan bir dindir. Ve (daha&helliip;)
Ahlak ve Slogan

Ahlak ve Slogan

Rahmetli Ali İzzet Begoviç, eserinde, Kur’an’ın temel mesajlarından birini ifadeye koyarken şöyle diyor: “Kur’an’da, imana gel ki, iyi insan olasın denmiyor; iyi insan ol ki, imana gelesin deniyor.” (Begoviç; Doğu ile Batı Arasında  İslam, 158.) Begoviç, bu sözüyle ahlakı slogan ve iddianın üstüne çıkaran Kur’ansal diyalektiğin ruhunu çok güzel bir biçimde dile getirmiştir. Kur’an o diyalektiği verirken şöyle diyor: “Mutluluk, hayır ve (daha&helliip;)
İslam, Haksızlık ve Zulüm Karşısında Etkisiz ve Sessiz Kalacak Bir Din Değildir

İslam, Haksızlık ve Zulüm Karşısında Etkisiz ve Sessiz Kalacak Bir Din Değildir

Her anlamda haksızlık ve zulümlerin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. İnsanların katledildiği, yerlerinden ve yurtlarından edildiği, aç ve çaresiz bırakıldığı, en doğal ihtiyaçlarından mahrum kılındığı bir dünyada, Müslümanların da çaresiz ve sessiz kalışlarını izliyoruz. Yeri geldiğinde sayısal çoğunluğumuz ile övünüyor ancak haksızlık, adaletsizlik ve zulümler karşısındaki etkisizliğimiz ve çaresizliğimizi gördükçe gerçekler ile yüzleşiyoruz. Üstelik Müslümanlar olarak kendi içimizde de aynı şekilde (daha&helliip;)
İslam, Mezhepsel Ayrılıkların Olduğu Bir Din Değildir

İslam, Mezhepsel Ayrılıkların Olduğu Bir Din Değildir

Bilindiği gibi Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm dinleri içinde çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkmıştır ifadesi rastgele seçilmiş bir ifade değildir. Mezheplerin durumu tam da bunu ifade etmektedir. Çünkü söz konusu dinleri getiren peygamberlerin hayatlarında da beraberinde getirmiş oldukları kutsal kitaplarda da sonradan ortaya çıkan bu mezheplere atıf yoktur. Bu ise mezheplerin ilahi değil insani bir oluşum ve ayrım olduğunu göstermektedir. (daha&helliip;)
İslam Doğaya ve Çevreye Duyarsız Bir Din Değildir

İslam Doğaya ve Çevreye Duyarsız Bir Din Değildir

İslam dini, insanlığı ilgilendiren bütün temel konulara karşı duyarlı olan ve insanlara farkındalık kazandırmayı amaçlayan bir dindir. İslam dini, ruhsal temizlik ve arınmışlıkla birlikte bedensel ve çevresel temizliğe de son derece önem verir. İçinde yaşadığımız çevre ve doğa Allah’ın insanoğluna emanetidir. Allah insanı topraktan yaratmış ve onu toprağı imar edecek yetenekler ile donatmıştır: Sizi topraktan inşa eden ve size orayı (daha&helliip;)
Mezheplerden Kuran’ın Anlattığı İslam’la Kurtuluruz

Mezheplerden Kuran’ın Anlattığı İslam’la Kurtuluruz

Mezhep taklitçiliğinin dine verdiği zararları Yaşar Nuri Öztürk “Kuran’daki İslam” kitabında şu şekilde açıklamaktadır: “Allah adına yalan uydurmanın bir yolu da mezhepleri din haline getirmek olmuştur. Mezhepler birer din, mezhep imamları tenkit üstü birer peygamber haline getirilince, İslam adıyla ortaya konan karışımın kaçta kaçının Allah’a, kaçta kaçının şuna buna ait olduğunu belirlemek, halk kitleleri için imkan dışına çıkar ve bu (daha&helliip;)
Ebu Hureyre’ye Güvenilmezse Tüm Hadis Kitapları Güvenilmez Olur

Ebu Hureyre’ye Güvenilmezse Tüm Hadis Kitapları Güvenilmez Olur

Ebu Hureyre’nin Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında kendi anlattıklarından başka bir şey bilinmemektedir. Müslüman olduktan sonra fakirliğinden dolayı Ashabı Suffe’den olduğu kaynaklarda aktarılmaktadır. Müslim’in Fezailus Sahabe’deki 159. bölümünde, Ebu Hureyre’nin sırf karın tokluğuna Peygamberimiz ile beraber olduğu anlatılır. İbn Hazm, sırf Baki bin Mahled’in Müsned’inde Ebu Hureyre’ye ait 5374 hadis olduğunu söyler. Buhari bunlardan 446’sını kitabına almıştır. Ebu Hureyre’nin anlattıklarından, (daha&helliip;)
Kaza Namazı Var mıdır?

Kaza Namazı Var mıdır?

Geleneksel din anlayışına sahip bazı kimselerin iddiasına göre vakti kaçırılan bir namaz örneğin öğle namazı akşam namazı vaktinde kılınabilir. Oysa Kuran’da bu şekilde bir bilgi yer almaz. Kuran’da namazı vakitli bir ibadet olarak geçer. Buna göre, namaz nasıl vakti girmeden kılınamıyorsa aynı şekilde namazın vakti geçtiyse yine kılınamaz. Örneğin sabah namazının vakti gelmeden kılamadığımız gibi sabah namazının vakti geçince de (daha&helliip;)