Tevrat ve İncil zamanla tahrif edilmiş, Allah’ın hak dinine uygun olmayan bazı kavramlar ilave edilmiş, bazı hak kavramlar da çıkarılmıştır. Kur’an’a uygun olan kısımları geçerlidir; Kur’an gibi nurdur, güzelliktir; kalbe ferahlık verir. Kutsal kitaplardaki tahrif konusunda Müslüman için kıstas Kur’an’dır. Kur’an bu konuda ne buyuruyor, kısaca inceleyelim. Allah Kur’an’ın, insan eliyle tahrif edilmiş olan Kitapları doğrulaması için indirdiğini birçok ayette
(daha&helliip;)
Kur’an’da inananlar hakkında, “O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur’an’da) da sizi “Müslümanlar” olarak isimlendirdi.” buyrulur. Museviler, İseviler tümü Müslümandır. Peygamberlerin getirdiği dinlerin tümü İslam’dır. Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki “kıskançlık ve hakka başkaldırma” (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek
(daha&helliip;)
Hz.Nuh oğlunu,Hz. İbrahim babasını,Hz. L ut karısını,Hz Muhammed amcalarını kurtarabildi mi? Kuran’da peygamberlerin hayatı anlatılırken bu hayat hikayelerinin masal okur gibi okunmamasını bu hikayelerden hep ibret,ders alınması gerektiği söylenir .Ve aklı ve mantığıyla ders alarak okuyan insanlar günümüzde aslında çoğu insanın yanlış anladığı ve uyguladığı hataları görür,bu hataların temel sebebi Kuran’dan uzak bir Allah ve ahıret inancı oluşturmaktan gelir.Bu hatalardan
(daha&helliip;)
Günümüzde İslam ı, Kur’an ı anlamaya çalışırken, öyle kaynaklardan, bilgilerden istifade ediyoruz ki, hiç sorgulamadan, düşünmeden Kur’an süzgecinden geçirmeden yaşamımıza geçiriyoruz. Ne yazık ki bu yol ve yöntemi, geçmişte de büyük bir çoğunluk böyle yaşamış, bugünde öyle yaşıyor. Bu konuya örnek olması adına, yazdığım yazıma bir kardeşimizin verdiği cevap üzerinde, sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. (Sen edille-i şeriyye diye bir
(daha&helliip;)
OKU… “Yaratan Rab’binin adıyla OKU. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.” Alak Suresi 96/1-2 Yüce Allah’ın Peygamberimize vahyettiği ilk Ayet ve ilk emir… OKU! Ve Yüce Rab’bim emrediyor! OKU! Anlaman ve gereğini yapman için… OKU! “OKU! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle (yazmayı) öğreten Rab’bin, en büyük kerem sahibidir.” Alak Suresi 96/3-4-5 Yüce Allah, Kur’an’ı Kerim’in ilk vahyedilen yukarıdaki 5 ayetinde
(daha&helliip;)
Tesbih “Rahman adına hareket etmek”tir. Eğer sen onun adına hareket edersen o da kendi adına hareket eden herşeyi senin adına hareket ettirecektir. Nitekim Rabbini an ki o da seni ansın ve sadece onun adına hareket et, sadece onu tesbih et! Ve sadece yücelt onun adını, sadece onun adını yücelt! Bismillahirrahmanirrahim… İşte Rahman adına hareket etmenin başlangıç noktası budur. Bismillah, “senin
(daha&helliip;)
“Nefis kötü, vicdan iyidir“ “Nefis şeytanın sesi, vicdan Allah’ın sesidir“ gibi düşünceler sadece birer yanılgıdır. Nefis ve vicdan ile söylenmiş birçok söz duymamıza rağmen ikisinin de ne olduğu hakkında kesin bilgilere sahip olamıyoruz. Çünkü üzerinde yeterince düşünmüyoruz. Nefsimiz şeytan sözcüsü gibi görünse de değildir. Nefsani şeyler sadece şeytanın kötüye yönlendirmesinden ibaret değildir. Kimi zaman ihtiyaç, kimi zaman zorunluluktur. Örneğin
(daha&helliip;)
Birçok insana dinimizin gereklerini öğrenmek için Kuran okuması söylendiğinde, Kuran’da birçok peygamber kıssasının olduğu, bunların hikâye gibi geldiği ve dinin gerekleri hakkında bir şey vermedikleri şikâyeti ile karşı karşıya kalıyoruz. Muhtemelen bunun en büyük sebebi insanların dinin gereklerini sınırlandırmış ve sınıflandırmış olmalarından kaynaklanmaktadır. Neredeyse namaz, oruç ve hac ve zekât ibadetlerine indirgenmiş bir dini gereklilik anlayışı hâkim. Oysa Kuran ayetleri
(daha&helliip;)