Düşün! Oku! Ve Yaz!

Düşün! (tefekkür) Geçmişe (tezekkür) ve geleceğe yönelik(tedebbür) düşün!… Ve tüm bu düşünmeler arasında bağ kur! (taakkûl) Sonra bugüne ve buraya dair çıkarım yap, düşünceni an da yoğur!(tefakkuh)… Ama düşünürken sakın sığ düşünme! (tefkir) Tefekkür et ama tefkir etme! Düşünceni ölç ve biç! Sonra bir daha ölç ve biç! Sonra etrafını süz, ama akıl melekelerinin tamamını kullan ve hükmünü ver! Fakat (daha&helliip;)

Kuran’ı Anlamamak İçin…

KURAN I ANLAMAMAK İÇİN Kuranı anlamamak için o kadar çok  mazeret varki ??? seç seçebildiğini  zira Kurani düşünce ağır bir sorumluluk demektir aynı zamanda ağır sınav süreçlerini yaşamak  kolay bir detay değildir.Kuranı anlamayı anlamak gerekir öncelikle  yani Kuranı anlamak ne  demek  öncelikle  başkalarının anladığını  anlamak değıldır elbette  ortak sonuçlara varıla bilir ama bunun süreci ayrı özel ve özgün yaşamalıdır.Yeryüzünün en (daha&helliip;)

Kuran’a Açık Bir Zihin İle Yaklaşmak…

Biz insanlara Kuran’ın Türkçesini okuyun, Allah Kuran’ı bizlere öğüt almamız için (54 Kamer Suresi -17) göndermiştir dedikçe farklı farklı tepkilerle karşılaşıyoruz. Bir kısım Kuran’ın Arapçasını okumayı sevap sayarken bir kısım da kalkıp “Kuran’ın Türkçesini okuyunca okuyasım gelmiyor benim, kadınlara karşı, aklımın almadığı bir sürü şey var” diyor. Başlık başlık detaya girip de konunun esasını kaçırmak istemiyorum. Zaten bu tip ifadelerde (daha&helliip;)

Dini Anlatmak Peygamber’in Görevi mi?

Toplum arasında yaygın olarak kullanılan ifadelerden birisi “herkes işini doğru yapsın”dır. Bu ifade elbette doğrudur. Ancak onun, bazen insanlar tarafından belli sorumluluklardan kurtulmak için kullanıldığını görüyoruz. Allah’ın dininde dini güzel bir şekilde anlatmak, insanları kötülüklerden uzak tutmak için uyarmak bir görevken bu görevden kaçınmak isteyenler “herkes kendi işini yapsın” argümanına sarılıyorlar. Peki herkes kendi görevini yapacaksa, yanlış yolda olan, bir (daha&helliip;)

Terazinin İki Kefesi

Terazinin dengesini, eşitsizlik bozar. Terazinin bir kefesinin yükselmesi için, diğer kefenin alçalması gerekir. Zenginliğin olduğu yerde, fakirlik olmak zorundadır. Zengin fakirin hakkını alarak semirir, büyür. Her insanın emeğinin haricinde bir kazancı olamaz. Zenginliğini kendindeki bir bilgiye bağlayan, Karunlaşmış demektir. “Onlar bu kıyameti uzak görüyorlar, biz ise onu yakın görüyoruz.- O gün gök erimiş maden gibi olur. Dağlar ise atılmış yün (daha&helliip;)

“Dünyada Mekan Ahirette İman”

“Dünyada Mekân, Ahirette İman” Atalarımız mı söylemiş bu sözü? Sanmıyorum. Çünkü biz geçmişinde Müslüman olan bir toplumuz. Bizim gerçek Müslüman atalarımız asla böyle maddeci düşünmezlerdi. Bu söz, olsa olsa yine birçok uydurma ve kandırmaca söz gibi, din adına, kendilerini Kur’an’dan soyutlamış  başkaları tarafından uydurulmuştur. Nasıl olur da biz insanlar, düşünen yaratıklar iken, düşünmeden konuşan ve amel eden yaratıklara dönüşmüşüz. Yoksa (daha&helliip;)

Din Sayısal Loto mudur?

Geçtiğimiz günlerde kendini dini hassasiyeti yüksek kanal olarak konumlandıran bir ulusal televizyon kanalındaki din programına insanların dini konulardaki sorularına cevap verilmeye çalışılırken denk geldim. Programda alt yazı olarak ekrana aşağıdaki hadis konmuştu. Hâkim içtihad eder ve isabet ederse kendisine iki ücret (sevap) verilir. Eğer içtihad eder ve hata edese ona bir ücret vardır. (Buhari) Buhari’de ve başka hadis kaynaklarında da (daha&helliip;)

Bir Ayet, Bin Tefekkür…

NUR SURESİ 41. AYET Salat, fıtrattır. Salat, destektir. Salat, duadır. Salat, tazarrudur. Salat, şekilsel salattır(namazdır). Salat, özün ortaya çıkışıdır. Salat, bağlılıktır. Salat, Allah’ın hükümleriyle hükmetmedir. Salat, bilinç arınmasıdır. Salat, fahşadan, münkerden uzaklaşmadır. Salat, yakarıştır. Salat; kamet, rüku, secdedir. Salat, tesbihtir(yüceltme). Salat, dik durmadır. Salat, bütün mevcudiyetin(canlı-cansız) dilidir. Salat, tefekkürdür. Salat, zikirdir. Salat, iletişimdir. Salat söylevdir. vs Salatı dar manasıyla anlamamak (daha&helliip;)