Vahdaniyet Yurdu Mekke

İnsanlar sefil ve sürgündü. Uçsuz ve bucaksız yer yüzünde. Doğmatik düşünceler, Küfürlerin karattığı kalpler. İnkarcı katı yürekler, Kuru bir övgünün peşinde ömür törpülediler. Kimi putu, kimi aklını ilahlaştırdı. Bununla teselli buluyorlardı. Caydırıcı her şeyi söylüyorlardı. Küfürlerini pekiştiren inkarla, inatla.. O gün, Kara bulutların kapladığı, bir dünya. İnsanlığı pençesine almış zalim iki güç. Cihan kan ağlarken, Çirit atan Kisrâlar, İremler, Kâhinlerin (daha&helliip;)

Namaza gidene kahvaltı bedava! Neden namaz kılmalıyız?

Bugün çeşitli gazetelerde bir şehrimizde, bir firma sahibinin camide sabah namazına katılan herkese kahvaltı ikram edeceklerini gazete ilanıyla duyurduğunu okudum. İlanı veren kişi unutulan sabah namazını teşvik etmek için bunu yaptıklarını söylemiş. Muhakkak iyi niyetli bir düşünce acaba Allah’ın bizlerden isteğine, Kuran’a ve Kuran’da anlatıldığı şekliyle namazın amacına ne kadar uygun? 1- Şüphesiz biz sana bolca güzellik verdik. 2- Öyleyse (daha&helliip;)

Yarın Herşey Farklı Olabilir

Bizler bu hayat koşturması içersinde bazı şeyleri gözden kaçırıyor olabiliriz.İnsan, bugün ne ise yarında o olacağını düşünerek yaşıyor.Fakir,mutsuz,sağlıksız olan Allah`tan ümidini keserek yaşıyor.Oysa Allah, inanan kullarının O`ndan ümidi kesmemesini istiyor.Yıllarca yoğun bakımda kalan birinin hayata döndüğüne çok şahit olmuşuzdur.Uzun süre önce fakir bıraktığımız birininde, zengin olduğunu görmüşüzdür.Bu tip çok örnek verebiliriz,tabii Allah durumunun düzelmesini istemediğinide düzeltmez.Bunda da bir hayır aramalıyız (daha&helliip;)

YENİ YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Her sene adettendir; okulda, işte, çeşitli topluluklarda geçen senenin değerlendirmesi yapılır, yeni sene için istekler, hedefler belirlenir. Bir firma için bu hedefler daha çok satış yapmak, karı artırmak, çalışanlardan daha fazla verim almak yönündedir. Kişisel bazda ise bu hedefler daha çok eğlenmek, her günün eğlenceli geçmesini istemek yönündedir. Hatta belki de bu yüzden bir çok insan yeni yıla nasıl girersem (daha&helliip;)

İBADETLERDE SAMİMİYET

Kulluk vazifelerimizi yerine getirmeye, Allah`ın bize farz kıldığı ibadetleri elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz. Ama bunları yaparken, acaba “elimizden geldiğince” kavramında yeterince samimi miyiz? Günlük hayatımızda ibadetlerimizi yerine getirirken karşılaştığımız bazı zorlukları biraz düşünürsek hangi durumlarda tercihimiz nasıl yaptığımızla ilgili sonuçlara ulaşabiliriz. Çok yorgun ve geç saatte uyuduğumuz bir gecenin ertesinde sabah namazına uyanamadıysak; bunu nedeni uyanmaya güç yetirememek miydi, yoksa (daha&helliip;)

NE KADAR İNANIYORUZ?

Geçenlerde izlediğim bir dizideki ilginç bir olay bana, Allah`a olan inancımızın derecesinin karşılaştığımız imtihanlarla nasıl ortaya çıkabileceği hakkında bazı ipuçları verdi. Dizide, yeni doğan bir bebeğin ölümcül bir hastalığı olduğu ortaya çıkmıştı ve doktorlar bir operasyonla yaşama şansının oldukça artacağını bebeğin ailesine bildirmişlerdi. Ancak bebeğin babası, operasyonun Allah`ın haram kıldığı bir şeyi içerdiğini düşünerek buna izin veremeyeceğini ve çocuğu için (daha&helliip;)

Fatiha`nın Anlattıkları…

Müslümanlar tarafından yeryüzünde belki de en çok tekrar edilen duadır Fatiha Suresi.. Geleneksel olarak namazda her rekatta okunması İslam alemi tarafında kabul edilmiş, ölülerimizin arkasından okunmuş, hatta belki dua edilmesi gereken her olayda en çok tekrar edilmiş suredir. Her müslümanın Arapça`sını ezbere bildigi bir sure belki de.. Meali üzerine de derin derin düşünüyor muyuz acaba herbirimiz bu sureyi okurken..Ya da (daha&helliip;)

ÖLÜME HAZIR OLABİLMEK…

Hepimiz biliyoruz ki etrafımızda yaşayan bitki, hayvan ya da insan, her canlının ömrü bir gün sona eriyor. Kainatı yaratan Allah, zamanı gelince üzerinde yaşayan her canlıyı ölüme, hatta kainati da yok olmaya mahkum etmiştir. Hayat kadar gerçek olan ve hepimizin bir akrabasını, bir tanıdığını, bir yakınını kaybederek karşılaştığı ölüm gerçeğini kabullenmemek mümkün mü ya da ne kadar gerçekçidir? Ölüm bu (daha&helliip;)