Allah’ın Kurduğu ve Kurmadığı Sistem…

Eminim aramızda dini konular üzerinde sohbetler ya da tartışmalar yapan herkesin karşılaştığı sorulardan bazıları da:


“Allah neden dünyayı ve insanları dinlere ve doğruya ulaşacak eşit şartlar altında yaratmamış? ”

“Tüm insanlar aynı şartlar altında, aynı imkanlarla doğmuyor ve yaşamıyorlar. Neden din onları eşit değerlendiriyor? ”

“Biz Müslüman olarak bu ülkede doğmuşuz ama Afrika’nın ücra bir ülkesinde doğanın günahı ne, dine ve doğruya nasıl ulaşacak? ”

Bu ya da benzer pek çok soru…

Kuran’dan tüm bu sorulara verilebilecek pek çok cevap da mevcut. Ben bu sorulara beni her okuduğumda etkileyen şu ayetler ile cevap vermeye çalışıyorum:

10 Yunus Suresi
99. Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın!

43. Zühruf Suresi
33. İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, o Rahman`a nankörlük edenlerin evlerine gümüşten tavanlar çatar, sırtlarına binip yükselecekleri merdivenler/asansörler yapardık.
34. Evlerine kapılar, üzerlerinde yan yatacakları koltuklar yapardık;
35. Her yanda süsler oluştururduk. İşte bütün bunlar, şu iğreti dünya hayatının nimetidir. Rabbinin katındaki âhiret ise takva sahipleri içindir.

Allah’ın çok açık örneklerle ve ifadelerle, her insanın okuduğunda kolayca anlayabileceği şekilde anlattığı üzere: Allah eğer dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsini toptan iman ettirebilirdi, bu O’nun için çok kolaydı. Ya da Zühruf suresinde söylediği gibi inanmayanları dünyevi pekçok nimetle nimetlendirebilir ve tüm insanlığı kafirler haline çevirebilirdi, bu da O’nun için çok kolaydı. Fakat Allah bunların her ikisini de yapmadığını açık açık söylüyor. Allah sistemini yeryüzündeki herkesin toptan iman ya da inkar edeceği bir şekilde kurmuyor!

Allah’ın kurduğu sistem bundan oldukça farklı: İnsanlar eşit şekillerde, eşit şartlar altında başlamıyorlar hayata, eşit imtihanlarla imtihan edilmiyorlar, eşit nimetlerle veya eşit sıkıntılarla karşılaşmıyorlar. Hepsi farklı yerlerden başlayarak, farklı yollardan, farklı şartlar altında geçiyorlar, ama bence Allah’ın esas istediği (Allah daha iyi bilir) sonunda insanların kendi iradeleriyle O’na ulaşmaları. O zaman iman gerçek anlamına ve değerine ulaşmış oluyor. Nereden başlayıp, hangi yollardan nasıl geçildiği, ya da ne çabalar harcayarak ne kadar yol kateldiğini değerlendirmek yine Allah’a kalmış, insanların eşit başlamadıkları bir hayatın sonunda, eşit değerlendirilmeyeceklerini söylemek hem mantık hem de Kuran çerçevesinde kolaylıkla ortaya çıkartılabilecek bir sonuç zaten. Allah’ın adaletinden şüphe edilemeyeceği de cabası!

Tüm bunlar sonucunda biz insanlar için esas önemli olan nereden nasıl başladığımız değil, doğruya gitmeye çalışmak üzere neler yaptığımız, nasıl yaşadığımız. Hepimizin imtihanı farklı olduğu gibi, hepimizin değerlendirmesi de farklı olacak. Yoksa insanları Müslümanlığın yaşandığı bir dünyada, dinin tüm gereklerini yerine getirecek şekilde yaratmak ve insanların tamamının iman etmesini sağlamak, ya da tam tersini yapıp tüm insanlığı kafirler haline getirmek Allah için “Ol” demekten ve hemen olmasından öte değildi ama yapmadı! Bunu anlamak gerçekten çok önemli…

Yazar : afsin

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website