Musa’nın Yumruğu

Denendiğimizi Unutmayalım

Sözüm bu kez hem temize çıkaramayacağımız nefsimize hem de üzerine alınacak olanlara… Okumak yetmez, yaşamadıkça… Öylelerimiz var ki ayetleri anlıyor ama uygulamıyor. Lütfedildiğine şükrünü gösteremiyor. Ayetleri okurken düşündüğü kadar, uygularken düşünemiyor. Doğruyu yaşadığını, kendini gözettiğini zannediyor.

Hayır, siz kendinizi gözden geçirmiyorsunuz. Ayetlerde başkalarının yanlışlarını görüyor ama kendi yanlışlarınızın da kitapta size anlatıldığı ihtimalini hiçe sayıyorsunuz. Siz size gelen ilme rağmen, nereden geldiğinizi unutarak, güzel ya da etkili söyleyip kalbe dokunur sözler etmektense kavga etmeyi yeğliyorsunuz. Üstelik sizinle kavga etmeyenlerle bile… Onları aşağılayıp, hakaretler edip, hiçe sayıyorsunuz.

Uyardığınızı zannediyorsunuz. Hayır! Siz insanları uyarmıyorsunuz. Sadece kalkıyorsunuz. Kalkıp uyarmıyorsunuz. Kalkıp kavgaya tutuşuyorsunuz. Hizipleşiyorsunuz. Bir akıl tutulmasıyla Allah’ı yok sayan ateiste gösterdiğiniz kararında tepkiyi ve etkili sözü, bir başka akıl tutulmasıyla kitabını bilmeden “müslümanım” diyene göstermiyorsunuz.

Allah insanlara düşünmeleri için bir ömür vermişken, siz insanlara sağlıklı düşünmeleri için hiç zaman tanımıyorsunuz. Ayetleri okuyup anlamaya başlayınca denendiğinizi yok sayıyorsunuz. Siz de bir zamanlar onlar gibiydiniz ama unuttunuz. Allah size lütfetmiş ve sizi uçurumun kenarından kurtarmışken, siz henüz lütfedilip lütfedilmeyeceğini bilmediğiniz insanlara bile “müslüman değilsin” diyorsunuz. Allah’la aldatıp kelle kesenlerle, Allah’a doğru ve güzel bir yol arayıp da henüz Kuran’ı bulamamış olanları aynı kefeye koyuyorsunuz. Siz henüz uyanmamışken, müşriğin, şirkin ne anlama geldiğini bile tam olarak bilemezken, birisi sizse “müşrik” deseydi belki de hala şirk koşuyor olma ihtimalinizi hiçe sayıyorsunuz. Çuvaldızlarla dolaşırken iğneyi kendinize batırmak hiç aklınıza gelmiyor. Vahyi düşünüp uygulamayı beceremeyip öfkenize yeniliyorsunuz. Allah’a değil, farkına varmadan tahrikçilere uyuyorsunuz. Size saldırmayanlara bile saldırıyorsunuz.

Acı söylüyorsam dostluğumdan… Kimilerimiz kendini eleştirmiyor. Tahrike kapılıyor. Musa’nın düştüğü hataya düşüyor; vur deyince öldürüyor. Kimilerimiz sadece okuyor, yaşamıyor. Zaten kolaylaştırılmış bir dinde, daha da kolaylaştırılmışını arıyor, tembelliğe bayılıyor. Bir de tutup, baldan tatlı öfkesini ilahi görev zannediyor. Şeytana uymuşçasına, batıl’a değil de, insana düşman oluyor.

Kalemzáde Kãmil | kalemzade.net | @kalemzade

http://kalemzade.net/2014/03/31/musanin-yumrugu/

 


About the Author
Author

Kalemzade Kamil

Leave a reply

Name (required)

Website