Okuyan Kişi…

Kuran’ı kendi dilinde ve anlayarak ilk kez okuyan bir kişi genellikle ceza içerikli ayetlerde takılır. Bu ayetlerdeki hitap onu rahatsız eder. Çünkü ilahi bir mesajı okumaya alışık olmayan zihni, Kuran’ı daha önce okuduğu kitaplar gibi beşer biri tarafından yazılmış algısıyla okur. Bu nedenle bazı ayetler karşısında rahatsızlık duyar. Bazen bu durumdan dolayı okumayı bırakabilir. Eğer bırakmaz ve Kuran’ın, evrendeki her şeyin Yaratıcısından gelen bir mesaj olduğunun bilinci ile okumaya devam ederse, zihni yavaş yavaş şekillenmeye başlar. Çünkü Kuran zihinleri inşa eder. Öyle bir zihin inşa eder ki Yüce Yaratıcıya her şeyimizle teslim olmamızı sağlar. Bu şekilde okumaya devam eden kişi Kuran’ın hem müjdeleyici hem de uyarıcı olduğunu anlamaya başlar.

“Biz elçileri, ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderiyoruz. Kim inanıp kendini düzeltirse, onlara bir korku yok, onlar üzülmeyecekler de.”
(6/48)

Okudukça, inananların ve Kuran’ı hayatlarına rehber edenlerin korkmaması gerektiğini anlar. Rabbimizin zulmedici değil, bağışlayıcı ve çok merhametli olduğunu, aslında insanlara zulmedenin insanların kendisi olduğunu anlar.

“Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat insanlar kendilerine zulmederler.”
(10/44)

Okumaya devam eden kişi, Rabbimize gönülden teslim olanların, ibadetlerini huşu ile ve ne dediğinin bilincinde olarak yapanların, yalnız Allah’tan yardım dileyenlerin ve Allah’ın ipine sarılanların, Allah’ın rızasını kazanarak, sadece huzur ve mutluluğun olduğu sonsuz bir hayat ile ödüllendirileceğini anlar. Çoğu insanın dünyada elde etmeye çalıştığı da bu değil midir? Huzur ve mutluluğu elde etmek için onca şeyin peşinden koşmuyor mu ve sürekli bir arayış içinde değil mi insanlar? Peki, istedikleri şeyi bu dünyada elde edebilecekler mi? Tüm dünyaya sahip olsalar dahi huzur bulacaklar mı?

Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”
(13/28)

Okuyan kişi, insanların istediklerini yanlış yerlerde aradıklarını fark eder.  Böylece Kuran’ı okurken bir süre sonra hiç beklemediği bir şeyi fark eder. Tüm evrenin sırrını çözdüğünü ve hayatın anlamına ulaştığını hisseder. Bu kadar apaçık olan bu mesajın insanların çoğu tarafından nasıl görülmediğine şaşırır. Rabbimizin Kuran ile bizlere, insanlığın çağlar boyunca peşinde olduğu ölümsüzlüğü, sonsuz mutluluğu ve huzuru müjdelediğini fark eder. Bunu elde etmek için yapılacak şeyin ne kadar kolay olduğunu görür. Yapılacak şey sadece Allah’ın bizden istediklerini yerine getirmektir. Tüm yıldızların ve gezegenlerin yaptığı gibi, tüm hayvanların ve bitkilerin, yerdeki ve gökteki her şeyin yaptığı gibi:

Allah’ın evreni yaratırken kurduğu düzene uyarak… Allah’ın değişmeyen sünnetine uyarak… Yani Kuran’ı hayatımıza rehber ederek…

“Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inanalar için yol gösterici bir rehber ve rahmet geldi.”
(10/57)

 

 


About the Author
Author

aykutu

Leave a reply

Name (required)

Website