İNTİHAR: TÜM UMUDU BU DÜNYA İLE SINIRLAMAK

Bu aralar arka arkaya medyaya yansıyan intihar haberleri üzerine, kendimi bu konuyu düşünmekten alamaz oldum. Aslında intihar öyle sık yaşanan bir şeymiş ki dünyamızda, üzerine uzun uzun düşünülmeyi zaten çoktan hakediyormuş. Dünyada en çok öldüren şiddet tipiymiş intihar. Her 40 saniyede bir, bir kişi intiharı seçiyormuş. İnanılmaz bir istatistik. Peki neden? Eminim hepsinin kendine göre çok da geçerli sebepleri vardı. Ya sevgisizlik dediler kendi kendilerine ya da parasızlık.. Ya büyük bir nankörlük görmüşlerdi en sevdikleri kişilerden, ya da bir ömür uğuruna zaman ve emek harcadıkları şeyin sonu hüsran olmuştu… Aslında hepsinin altında umutsuzluk yatmaktadır. Bu insanların umutları kalmamıştı artık, dolayısıyla da çabalamak için motivasyonlarını yitirmişlerdi. Bir şeyin yokluğundan dolayı bu hayattan vazgeçmenin altında aslında bir daha hiç var olmayacağına inanmak yatmıyor mu? Bir daha seveceğine, bir daha sevileceğine, yeniden para kazanabileceğine, en baştan başarılara imza atabileceğine inanan bir kişi kendi hayatına son verir mi? Yani halk deyimiyle Allah’tan umudunu kesmese insanlar intiharı seçer miydi?


Oysa intihar, Allah’ın bize lütfettiği bunca nimeti küçümsemek, “al senin olsun hepsi, bunların ne önemi var” demektir. Ne var ki, Allah’ın hepimizin hayatında bizim çoktan alıştığımız, bu yüzden üzerine bir an durup düşünmediğimiz öyle çok nimeti var ki. Savaş yok mesela ülkemizde, tüm bir günü “bomba patlar mı, ateş edilir mi” endişesi olmadan geçirmenin önemini Filistin veya İsrail’de yaşayanlara sormak gerek. Çeşit çeşit rızıklar yaratmış Allah. Birini bulamayana diğeri…

Anın beni ki, anayım sizi. Şükredin bana, sakın nankörlük etmeyin!
Ey iman sahipleri! Sabra ve namaza/duaya sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir.
2-Bakara Suresi, 152-153

Allah’ı, bize verdiği nimetleri hatırlamalıyız yani. Şükretmeliyiz. Allah’ın bizi ne kadar sevdiğini, kullarına karşı nasıl cömert olduğunu görmeliyiz. Mutlaka zorluklar da olacaktır hayatımızda. Allah bu gibi durumlar ile ilgili de yol gösteriyor bize. Bırakıp gitmek değil sabırla beklemektir bir Müslüman’ın yapması gereken diyor. Dertlerinden, sıkıntılarından Allah’a sığınan, kainatın tek hakimi Allah’tan yardım dileyen insan böylesine sınırsız bir güçe sığınmanın yaşattığı huzuru kuşkusuz hissedecektir. “Allah’ım bugüne kadar neyimiz varsa sen verdin, bundan sonrası için de bizim için en iyi olanı mutlaka sen bilirsin” gibi bir dua ile Allah’a yönelmek insana güvene bağlı bir huzur sağlayacaktır.
Yukarıda da değindiğim gibi intihar bir tür isyandır çünkü Allah’ın verdiği nimetleri küçümsemenin yanısıra Allah’ın bize bir gün bugün sahip olduklarımızdan çok daha iyisini verebileceğine inanmamaktır. Oysa Allah ne demektedir Kuran’ında;

Onlardan kimi de şöyle yakarır: “Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!”
İşte böyle diyenlere kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı çok çabuk görür.
2-Bakara Suresi, 201-202

Yani kul, Allah’tan istemelidir. Bu dünya için de ahiret için de. Her şeyin sahibi olan, dilediği nimeti dilediğine veren Allah’tan istemek bir kulun yapacağı en mantıklı işlerden biridir. Allah’tan umudu kesmek ise olacak iş değildir. Diyelim ki bu dünyada olmadı, istediklerimizi elde edemedik. Unutmamalıyız ki daha önemlisi, sonsuz olanı vardır; ahiret.
Aslında hepsinden önce nedir intihar biliyor musunuz? Bütün umutlarını, beklentilerini bu dünya ile sınırlamaktır. Esas olan, baki olan hayatı, ahiret yurdunu yok saymak… İşte o zaman umutların tükenmesi daha kolaydır çünkü. Oysa ahirete inanan, ahiret için yatırım yapan, cennet için, Allah rızası için uğraşan birinin umudu nasıl biter ki? Tüm bunları yaptığı takdirde umutların en güzeli ecelinin hemen arkasında değil midir? Bu dünyada sıkıntılar, dertler olacağını bilse de bekler o zaman insan. Sabırla.. Rabbinin kendisine uygun gördüğü anda O’na kavuşmayı, istediği her şeyi bulacağı, ödüllerle nimetlerle ferahlayacağı, rahatlayacağı cenneti… İçinde düşmanlıktan eser bulunmayan cenneti.

Adn cennetleri… Girecekler içlerine. Altlarından ırmaklar akacak. Orada diledikleri şey kendilerinin olacak. Allah, korunup sakınanları işte böyle ödüllendirir.
16-Nahl Suresi, 31

Bunlar için, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyip koltuklar üzerine kurulacaklar. O ne güzel karşılık, o ne güzel dayanak!
18-Kehf Suresi, 31

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar -ki biz, her benliğe ancak yaratılış kapasitesi ölçüsünde görev yükleriz- ise cennetin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada.
Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: “Hamt olsun bizi buraya ulaştıran Allah`a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Yemin olsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler. ” Şöyle seslenilir: “İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet!”
7-Araf Suresi, 42-43

Allah’ın ayetlerini okumayan, onlar üzerine derin derin düşünmeyen, acele içinde üstün körü yaşayan insan “çabuk olanı” istiyor, ya şimdi ya hiç diyor. Ve ne yazık ki umduğu gerçekleşmeyince vazgeçiyor bu dünyadan.

“Bunlar, hemen gelecek olanı seviyorlar da ötelerindeki zorlu bir günü ihmal ediyorlar. ”
76-İnsan Suresi, 27

Yazar : Nazlı

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website