Affetmek…

Affetmek…

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

Takva sahibi (Allah’a karşı gelmekten sakınan) bir Müslüman’ın en önemli özelliklerinden bir tanesi insanları affedebilmesidir. “Müslüman” kelime anlamı olarak “teslim olan” anlamına gelmektedir. Peki Müslüman neye ya da kime teslim olandır?

-Müslüman; öfkesine, kinine ya da arzularına teslim olan mıdır?

-Hayır, tabii ki de.

-Müslüman; öfkesini, kinini ya da arzularını yenip yalnızca Allah’a teslim olandır.

Allah’a olan teslimiyetimizi (Müslümanlığımızı) gösterebileceğimiz en önemli noktalardan bir tanesi insanları affedebilmemizdir. Bakınız, Rabbimiz bir ayetinde ne diyor:

O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.
(Ali İmran 134 – Diyanet Vakfı Meali)

Ayette görüyoruz ki takva sahibi bir kulun özelliklerinden bir tanesi öfkesini yutup insanları affedebilmesidir. Ayette ayrıca Allah’ın bu şekilde güzel davranışta bulunan insanları sevdiğini görüyoruz. Bizler de Allah’ın sevgisini kazanabilmek için öfkelensek de insanları affetme gayretinde bulunmalıyız.

Öfke ve kin gibi duygular, bu tür duyguları içerisinde taşıyanları yıpratan ve onlara zarar veren duygulardır. Bu duyguları taşıyan kişiler strese girerler ve psikolojik olarak rahatsızlık yaşarlar. Bu duygular, insanı bunaltan ve rahatsız eden duygulardır.

Benim düşünceme göre Allah’a olan teslimiyet, bazen kendi arzu ettiğimiz şeyden vazgeçip Allah’ın sevgisini kazanabilmek için Allah’ın yapmamızı istediğini düşündüğümüz şeyi yapabilmemizdir.

Örnek verecek olursam: Bir kişiye çok öfkelendiğimizi ve kin gütmeye başladığımızı düşünelim. Bu durumda o kişiden intikam almayı ya da  ona zarar vermeyi arzulayabiliriz. Eğer bizler Allah’ın sevdiği bir kul olabilmek için içimizden geçen bu arzulara galip gelip karşımızdaki kişi özür dilememiş olsa da Allah’ın sevgisini kazanabilmek için o kişiyi affedebiliyorsak işte tam bu noktada Allah’a olan teslimiyetimiz başlamış demektir.

Affetmeyi bilmeyen kişiler için hatalı olan kişiyi affedebilmek zor bir şeydir ama başarılması gereken bir şeydir. Affetmek;  affeden kişiye huzur verir ve onu psikolojik olarak rahatlatır.

Şöyle bir düşünelim: Bazen farkında olsak da olmasak da Allah’a karşı kusurlarımız oluyor ve Allah’tan af diliyoruz. Eğer bizleri yaratan Rabbimiz en ufak kusurumuzda bizleri affetmeseydi halimiz ne olurdu?

Bizler, affedilmeyi istemeyi bildiğimiz gibi affetmeyi de bilmeliyiz. “Rabbim benim kusurlarımı affediyor, ben de başkalarının kusurlarını affedebilmeliyim.” demeliyiz.

Konuyla ilgili olarak şu ayetleri de ilave etmek isterim:

Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.
(Araf 199 – Diyanet Vakfı Meali)

Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.
(Araf 200 – Diyanet Vakfı Meali)

Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.
(Araf 201 – Diyanet İşleri Meali)

Kin ya da öfke gibi duygularımızın ağır bastığı durumlarda, bunun bizler için şeytanın bir kışkırtması olduğunu düşünüp “Sana sığınırım Rabbim” gibi bir ifadeyle hemen Allah’a sığınmalıyız.

Özellikle öfke anında insanlar başkalarına ya da kendilerine zarar verecek söz ya da davranışlar içine girip yanlış hareket edebilirler. Bundan korunabilmek için Allah’a sığınmalıyız ve Allah’tan yardım istemeliyiz.

Rabbimiz; bizleri güzel düşünüp güzel davranan, öfkesini yutan, insanları affeden ve güzel ahlâkıyla çevresindeki insanlara örnek olabilen sevdiği kullarından eylesin.

Saygılarımla,

Mehmet, 11.04.2016


About the Author
Author

Mehmet P.

Leave a reply

Name (required)

Website