KUR’AN ÇEVİRİLERİ


Yaratan tarafından emrimize sunulmuş yeryüzünü ve gökyüzünü nasıl kullanıyoruz? Bir gün hepimiz tek tek hesap vereceğiz! Makrodan mikroya yaratılmışlığı OKUYABİLME potansiyelinde yaratılmışız.

‘Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir ki o, kalemle (yazmayı) öğretendir. ALAK/3-4 ’

Her bir harfi nasıl kullanıyoruz? Çünkü her şey kelimelerle bir anlam kazanıyor. Harflerden oluşan kelimeler canlıdır ve zihnimizde kelimelerle bir tasavvur oluşur… İnsanların oluşturduğu kavramlarla mı tasavvurlarımızı inşa edeceğiz yoksa Yaratan yaratıcının SADE bir dille kolaylaştırılmış olduğu en güzel misallerle her bir ferdin anlayabileceği kavramlarıyla mı inşa olacağız?

Atom altına indikçe gerçekliliğimiz farklılaşır. Yaradılışın şimdilik görebildiğimiz ve çoğunu algılamaya çalıştığımız farklı bir dünyasıyla karşılaşırız. Bilimin şu anda varsaydığı birçok oluşum teoriden ibarettir. Bir gün bu teoriler ya kanıtlanarak artacaktır ya da çürütülecektir.. Holografik bir evrenle karşı karşıya olduğumuzu savunan teorisyenlerden öğreniyoruz ki hologramın şöyle bir gerçekliliği de vardır. Hologramdaki bir parça değiştiğinde hologramın görüntüsünün tümünde değişim yaşanır yani görüntü değişir.

Hologramdaki bir değişiklik nasıl tüm görüntüyü bozuyorsa aynı değişiklik algı içinde geçerlidir. Algıdaki bir değişiklik algının tümünde değişiklik gösterir. En vahim olan konu ise hepimizi ilgilendiriyor Kur’anın bir kavramındaki değişiklik Kur’anın tümünde değişim gösterir.

Rus alfabesini bilen bir insan bize Kril alfabesini öğretebilir ve biz pek ala Tolstoy’un “Savaş ve Barış “romanını Rusça okuyabiliriz. Rusça bilmeyen birisi bizim çok iyi Rusça bildiğimizi zannederek ne yazıyor diye sorsa ne cevap veririz? Tıpkı çocukluğumuzda bize ANLAMINI BİLMEDEN sadece Arapça okumayı öğrettikleri gibi…Dürüstsek şayet ‘ben sadece Rusça okuyabiliyorum’ ve ‘ne yazdığını ben de bilmiyorum. ’ diyebiliriz ya da rezil olacağımızı düşünerek karşımızdaki kişiye kendi aklımızdan hikâye anlatmaya başlarız…
Tolstoy’un romanı her dilde aslına sadık kalınarak çevrilmek zorundadır ve bu konuda sözleşmeler imzalanır, aslına sadık kalınmazsa roman “TOLSTOYUN YAZDIĞI SAVAŞ VE BARIŞ “romanı olmaktan çıkıp ROMANI çevirenin YENİ VE KENDİSİNE AİT BİR KİTABI haline gelir….

Edebiyat çevirilerinde gösterdiğimiz hassasiyetin çok daha fazlasını RABBİN KİTABI HAKKINDA göstermeliyiz. Kur’ anı başka dillere çevirenler çok hassas davranmak zorundadırlar. Anlamını bilmediğimiz kelimeleri olduğu gibi bırakmak bence en iyi çözüm yoludur. Çeviremediğimiz kelimenin anlamını kitabımız kendisi açığa çıkaracaktır. Kur’an anlam kümelerinden meydana gelmiştir. Rabbimiz kimseye kul olmayalım diye olağanüstü bir beyanla kendi kendini açıklayan bir kitap indirmiştir (bknz. Hud suresinin ilk ayetleri).

Onlara: `Allah`ın indirdiğine ve elçiye gelin` denildiğinde, `Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter` derler. (Peki, ) Ya ataları bir şey bilmiyor ve hidayete ermiyor idilerse?

Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah`adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir. MAİDE/104–105

“BU KİTAP MUTTAKİLER İÇİN HİDAYET/YOL REHBERİDİR. BAKARA/2

Kimseye kaldıramayacağından fazlasını yük olarak yüklemeyen Rabbimiz anladığımız ayetlerden bizi sorumlu tutmaktadır. Şayet kâfir olmak istemiyorsak Kitaba uymamızı bizden ister(BAKARA-286).

RABBİM KİTABA UYANLARDAN OLMAMIZI VE İMANLA – SALİH AMELLERLE – YAŞAMAYI- ÖLMEMİZİ NASİP ETSİN. a

Yazar : Mürüvvet Çalışkan

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website