Bazı Kelimelerin Kuran Çevirilerinde Kullanımlarındaki Hatalar…

Kuran’ın Türkçeye çevirilerinde bazı kelimelerin yanlış kullanımları bu çeviriler okunduğunda önemli yanlış anlaşılmalara ve ciddi hatalara sebep olmaktadır. Arapça kökenli olan bazı kelimeler Türkçemize de geçmiştir ancak Türkçeye geçen bazı Arapça kelimeler Türkçeye Arapçadaki anlamı ile değil farklı anlamlar ile geçmişlerdir. Kuran’ın Arapça orijinalinde geçen bu kelimeler bazı Kuran çevirilerinde ne yazıkki bu anlam kaymaları dikkate alınmadan aynı Arapçalarındaki gibi aktarılmışlardır.

Bu kelimelerden biri ‘örf’ kelimesidir.  Arapça ‘uygun olan’ anlamına gelen bu kelime Türkçe’de bambaşka bir anlamda kullanılmaktadır. Türkçe’de ise yasalarla belirlenmeyen, halkın kendiliğinden uyduğu gelenek anlamında kullanılmaktadır. Arapça ‘örf’ kelimesi Kuran çevirilerinde aynen Türkçeye aktarıldığında ayetin vermek istediği anlamda da ciddi kaymalar olmaktadır.

 

2 – Bakara Suresi – 180.
İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur: Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahiplerini üstüne bir hak olarak… (Yaşar Nuri Öztürk Çevirisi)

 

Yukarıdaki ayette görüleceği gibi inananlara uygun bir biçimde ölmeden önce vasiyet etmeleri tasviye edilmektedir. Kuran’a göre din ile ilgili olarak neyin ‘uygun’ olduğunu nasıl davranmanın ‘uygun’ olduğunu yine
Kuran ayetlerinden öğreniriz. Arapça ‘Örf’ kelimesi Türkçe Kuran çevirisine aynen aktarıldığında ise ‘Örf’ kelimesinin Türkçedeki kullanımı nedeniyle, Allah’ın inananlara Kuran ayetlerinden bağımsız olarak belirli bir dönemde ve coğrafyadaki bir topluluğun alışkanlıklarına göre davranılmasını emrettiği gibi bir durum anlaşılır. Bu durum hem ayetin gerçek anlamına uygun değildir hem de Kuran’daki başka bazı ayetler ile çelişkili bir durum oluşturur. Çünkü Kuran’da bahsedilen pek çok geçmiş kavimde peygamberlerin o kavmin dinle çelişen örf, adet ve geleneklerine karşı çıktığı ve onları yıkmaya çalıştığı görülür. Örneğin Lut peygamberin eşcinselliği alışkanlık haline getirmiş kavmine eşcinselliği kınadığı ve yasakladığı çok açıktır.

Kuran çevirilerinde benzer hatalı kullanımı olan bir diğer kelime ise ‘tespih’ kelimesidir. Arapça ‘yüceltmek’ anlamına gelen kelime Türkçe’de belirli dinî sözleri tekrarlamak veya elde oyalanmak için kullanılan, türlü maddelerden boncuk biçiminde yapılmış, genellikle otuz üç veya doksan dokuz taneden oluşmuş dizi anlamında kullanılmaktadır. Kuran’ın Arapçasında geçen ‘tespih’ kelimeleri aynen Türkçe çevirilere aktarıldığında ayetleri doğru anlamamız mümkün olmamaktadır.

 

7 – Araf Suresi – 206.
Rabbinin katında olanlar, büyüklük taslayıp O’na ibadetten yüz çevirmezler; O’nu tespih ederler ve yalnız O’na secde ederler.  (Yaşar Nuri Öztürk Çevirisi)

 

Yukarıda ayetin çevirisinde görüleceği gibi ‘tespih’ kelimesi Kuran’ın Arapça orijinalinden aynen Türkçeye aktarılmıştır. Arapça ‘Tespih’ kelimesinin Türkçe ne anlama geldiğini bilmeyen kişiler ayeti ve Allah’ın emrini doğru bir biçimde anlayamayabilirler.

Kuran çevirilerinde bazı Arapça kelimelerin kullanımına ilişkin yukarıda verdiğimiz bu 2 örnek dışında da çeşitli örnekler verebiliriz. Kuran çevirilerinde bu tip hataların olmaması için dikkat edilmesi gereken nokta Arapça kelimenin Türkçeye Arapçadaki anlamı ile mi yoksa anlam kayması ile mi girmiş olduğuna dikkat etmektir. Eğer Arapça kelimede anlam kayması olmuş ise ayetin Türkçe çevirisinde Arapça kelimenin aynen aktarılması yerine Türkçe uygun karşılığı olan başka bir kelime ya da kelime grubunun kullanılması daha uygun olacaktır.


About the Author
Author

Comments (4)
Leave a reply

Name (required)

Website