Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, en doğru yol üzerindesin
(ZUHRUF 43)
Kur’an’da yukarıdaki ayetteki ifadeyle Allah’ın kitabına ve Allah’a sarılmak zikredilir… Kur’an’daki bu ifadeyi sarılmak olarak çevirmek sadece bir yorumdur. Sarılmak, yapışmak, dayanmak şeklinde de çevrilebilir. Ama önemli olan buradaki mesaj yani “sarılmak”tır. Yani, kitaba sarılın o sizi annelerinizin size sarılmasından daha çok sarılır. Bir annenin çocuğuna sarılmasını düşünün… Aslında buna sarılmak denilemez. Kucaklamaktır bu… İşte kitap kendisine sarılanı Allah’ın rahmetiyle kucaklar.
Sımsıkı sarılın yani bütün gücünüzle sarılın… Uygulayın bu kitaptaki hükümleri… Hükümlerinde gevşeklik etmeyin…
Sarılmak; insanın, büyük bir istekle kendisini bir şeyi vermesidir. Bu istekle yaşayan, daha doğrusu zorluklarla yaşayan, en Salih Kur’an Müslüman’ı Hz. Peygamber ‘dir. Ayette de görüldüğü gibi Allah Teâlâ Kur’an’a sarılan peygamberini dosdoğru yola yani en doğru yola(sırat-ı müstakim) iletmiştir. Bu yola ulaşmayı başka bir ayette de şöyle bildirmiştir:
…Kim ALLAH’a sarılırsa en doğru yola iletilmiştir
(Al-i İmran 101)
Dolayısıyla her gün ettiğimiz “Allah’ım bizi sırat-ı müstakim/dosdoğru yola ilet” duamızın nasıl gerçekleşeceğini sarılmayı dilediğimiz Kur’an bize öğretti… Ne öğretti? Allah’a ve kitabına sarılmayı… Tüm gayreti bu yola harcamayı… Allah’a sığınmayı… Allah’a bağlanmayı…
BU EN DOĞRU YOLA ALLAH’IN KİTABI SAYESİNDE ULAŞABİLMEK UMUDUYLA…
HADİ OLAN ALLAH DUALARIMIZI KABUL ETSİN…