İnsan vücudunu incelediğimizde her bir parçasında ayrı bir mükemmelliğe şahit oluruz. Göz, beyin, kalp, böbrek gibi pek çok organ ve sistem insanı hayranlığa sürükleyecek kadar önemli işlevlere sahiptir ve her biri birbiriyle uyum ve ahenk içinde görevlerini yerine getirir. Kendiliğinden oluşması imkânsız olan ve hayatımızın sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlayan bu mucizevî sistemlerden birkaç tanesini incelemek bile, aslında biz
(daha&helliip;)
Evet, bir anda ölüm meleklerini karşınızda görseniz; yaşadığınız yılların hesabını verebilecek misiniz? Şu ana kadar Allah`ın rızasını kazanabilmek için neler yaptınız? Allah’ın sınırlarını koruma konusunda yeterince dikkatli oldunuz mu? Bu sorulara samimiyetle yanıt vermeye çalışın. Belki tümüne vereceğiniz cevaplar olumsuz olabilir. Ancak şu anda Allah’tan bağışlanma dileyip, tevbe edebilir ve hayatınızı Allah`ın hoşnutluğunu amaçlayarak yaşamaya karar verebilirsiniz. Yüce Allah merhamet
(daha&helliip;)
Cehennem Olmasaydı… İnanan insanlar olarak hepimizin ortak kabulüdür Cehennem’in varlığı. Dünya sonrası hayatta, Yaratıcımızın tekliğine ve varlığına inanmayanların konağı; inanmayanların acı çekeceği yerdir Cehennem. Yüceliği sonsuz İlahımız bir ceza yeri olarak anlatıyor bizlere. İnananlar olarak imân ediyor, Cehennem’e gidenlerden değil Cennet’le şereflenenlerden olmayı arzuluyoruz; ibadet ediyoruz. İşte bu noktada kendimize sormamız gereken bir soru çıkıyor karşımıza: Yaratıcımıza bağlılığımızın kökeni gerçekten
(daha&helliip;)
Samimiyet ve içtenlik, kişinin güvenilir ve saygın olmasına vesile olan çok önemli bir özelliktir. Samimi olan insanlar hayatlarının her alanında bu güzel ahlakı sergileyerek topluma örnek olurlar. Samimiyetsiz insanlar ise çevreye güven telkin etmediği gibi, kendisine her zaman kuşku ile bakılan, ahlakından hiçbir zaman emin olunamayan kişilerdir. Bu karaktere sahip insanlar, İslam ahlakının gereği olan samimiyeti sosyal yaşamlarında hayata geçiremedikleri
(daha&helliip;)
Pek çoğumuz, sigorta şirketlerinin her yerde reklamını yaptıkları sağlık, trafik, deprem, konut ve hayat sigortası gibi ‘geleceğimizi garantiye alma’ amaçlı sigorta paketlerinden haberdarız. Burada insanlara her ay ödenecek belli bir ücret karşılığında dünyada sahip oldukları nimetlerini güvence altına alma garantisi veriliyor. Bu şekilde her ay ücret ödenerek sigorta yapılan onlarca yıl boyunca kişiye, başına ne felaket gelirse gelsin uğradığı zararın
(daha&helliip;)
Uzmanların tanımlarına göre aşk, insanın ayaklarını yerden kesen, içinde şiddetli heyecanlar yaşamasına vesile olan bir duyguymuş. Böyle bir durumda insanın sabah yataktan kalktığı anda ilk aklına gelen, âşık olduğu kişi olurmuş. Gece yatmadan önce onu düşünür, her girdiği ortamda ondan bahsetmek istermiş. Bütün planlarını, âşık olduğu kişiyi düşünerek ve onu da dâhil ederek yaparmış. O kişi için pek çok şeyden,
(daha&helliip;)
Bazı entelektüel çevrelerde yaygın olan din hakkındaki bir görüş de daha çok gelir düzeyi düşük, fakir insanların dindar olduklarıdır. Aslına bakılırsa bu doğru bir gözlemdir. Gerçekten de ortalamalara göre gelir düzeyi düşük olanların dini duygularının daha kuvvetli olduğunu görüyoruz. Çeşitli araştırma kuruluşlarının çalışmaları da bu sonucu destekler nitelikte. Gallup’ın yaptığı araştırmaya göre, kişi başı gelirin $2, 000’ın altında olduğu ülkelerde
(daha&helliip;)
İnsan davranışlarının temelinde motifler ve istekler bulunmaktadır. Yaptığımız her iş, verdiğimiz her karar ve tercihlerimizin altında bu motifler yatmaktadır. Örneğin her birimiz öğretim kurumlarında ilk ve orta öğretim eğitimlerini alırız. Her bir öğrencinin bu eğitimi alırken temeldeki motivasyonu farklıdır. Kimi merağından, öğrenmeyi çok sevdiğinden dolayı okula gider, kimi sosyal statü kazanıp saygın bir birey haline gelmek için, kimi aslında okumak
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- …
- 43
-