Allah Habib Edinir mi?


Sevgili, en sevgili, çok sevgili, double sevgili… Türkçeye zimmetlenmiş karşılığı “habib”. Allah’a zimmetlendirilen karşılığı ise “habibullah”. Yani “Allah’ın sevgilisi”.

Habib kelimesi lugatta, kökeninde sevgi barındıran başka manalara da geliyor. Fakat halk arasında bildik “sevgili” manasını taşıyor.

Habibullah diye nitelenen insan, Allah’ın “Allah’ın resulü ve Nebilerin sonuncusu” (33/40) olarak nitelediği Muhammed Peygamber’den (selam olsun) başkası değildir.

Peki bu sözün kaynağı ne olaki? Allah’a mı ait, yoksa birileri tarafından O’na isnad mı ediliyor?

Her uydurulan yalan gibi bu da Allah`a isnad edilen bir söz elbette. Kur’an’ın hiçbir ayetinde “habibullah” ifadesi geçmemektedir.

Peki nasıl oluyor da bu sözcük geçmişten günümüze dek kendilerine “İslam toplumu” denen toplumlar tarafından Allah adına dile getirilebiliyor?

Bu sorunun cevabını vahyin yegane kaynağından incil ehlini irdeleyerek aramak doğru bir davranış olacaktır.

İncil ehli Rahman’a çocuk isnad ederlerken bunun incilden bir emir olmadığını bilerek ediyorlardı. Böyle bir talep Allah’tan gelmemişti -ki gelmez de. Buna rağmen kendilerine gönderilen peygamberi Rahman’ın çocuğu olarak nitelemekten geri durmadılar.

Kur’an’ın indiriliş amacından bir tanesi de bu büyük iftirayı ortadan kaldırmak ve iftira sahiplerini uyarmak içindir.
Kehf 4- Ve “Allah çocuk edindi” diyenleri de uyarsın.

Kehf 5- Bu hususta ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük bir iftiradır. Onlar, yalandan başka bir şey söylemiyorlar.

Eğer “Allah çocuk edindi” ifadesi İncil veya Tevrat’da yazılı bir ifade olsaydı, Allah iftiracıları Kur’an’da sert bir dille uyarma gereği duymazdı.

Bu söz, görüldüğü gibi tamamen uydurulmuş, nesilden nesile aktarılmış bir iftiradan başka bir şey değildir.

Kur’an’a göre bu çirkin bir iftiradır. Öyle ki göklerin çatlamasına, yerin yarılmasına ve dağların parçalanmasına sebep olacak kadar büyük bir iftiradır (19/90). Fakat kitap ehline göre çok masumane bir itikat meselesidir. Hatta Hristiyan akaidinin temel prensiplerinden birisidir.

Elbetteki Rahman’a çocuk edinmek yaraşmaz. Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki O’nun huzuruna kul olarak çıkmasın.

Şimdi meselenin can alıcı noktasına gelelim.

Rahman’a çocuk edinmek yaraşmaz da, -ki yaraşmaz. Habib edinmek yaraşır mı? Sevgili edinmek yaraşır mı? Çocuk edinmekten müstağni olan Allah, sevgili edinmekten müstağni değil midir?

Sevgili edinmekten de müstağnidir ki, vahyin hiçbir yerinde bunu dile getirmemiştir.

Bu sözü Kitab’a uyduramayan bazı cingözler, her zaman yaptıkları gibi bu sözü de Peygamber’e söyletmeyi kendilerine görev addetmişlerdir. Yani meselenin asıl kaynağı Kur’an değil, birilerinin uydurmalarıdır.

Şimdi şöyle bir uyarlama yapalım. Kur’an’da geçen “Allah çocuk edindi” tabiri yerine, “Allah sevgili edindi” tabirini kullanalım. Bakınız, Muhammed peygamber’i habibullah ilan edenlerle, İsa peygamber’i “Allah’ın oğlu” ilan edenlerin bu anlayıştan ötürü birbirlerine ne kadar benzediklerine kendi gözlerinizle şahid olunuz.

Örnek 1:

10/68- Dediler ki: “Allah, kendine çocuk edindi”. O, böyle şeylerden münezzehtir. O, müstağnidir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O`nundur. Bu hususta elinizde hiç bir delil yoktur. Allah`a karşı bilmediğiniz bir şeyi neden söylüyorsunuz?

Dediler ki: “Allah, kendine sevgili (habib) edindi”. O, böyle şeylerden münezzehtir. O, müstağnidir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O`nundur. Bu hususta elinizde hiç bir delil yoktur. Allah`a karşı bilmediğiniz bir şeyi neden söylüyorsunuz?

Görüyorsunuz, ne oğul isnad edenlerin, ne de sevgili (habib) isnad edenlerin ellerinde, Kitaptan delil namına herhangi bir bilgi yoktur. Dolayısıyla Allah’a karşı bilmedikleri bir şey söylemektedirler.

Örnek 2:

18/4- Ve “Allah çocuk edindi” diyenleri de uyarsın.

18/5- Bu hususta ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük bir iftiradır. Onlar, yalandan başka bir şey söylemiyorlar.

Ve “Allah sevgili (habib) edindi” diyenleri de uyarsın.

Bu hususta ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük bir iftiradır. Onlar, yalandan başka bir şey söylemiyorlar.

Her iki söz de büyük bir iftiradır. Çünkü Allah ne İsa peygamber’e, ne de Muhammed peygamber’e böyle sıfatlar kullanmamıştır. Kullanmadığı için, kullanmış gibi muameleye tabi tutulduğu için büyük bir iftiradır. İftira dediğimiz şey de: Herhangi birinin yapmadığı bir şeyi yapmış gibi algılamak ve ona göre davranmak değil midir zaten?

İki tane örnek konunun anlaşılması için yeterlidir sanırım. Diğer ayetlerde geçen “Allah çocuk edindi” iftiralarını da sizler uyarlayabilirsiniz.

Muhammed Peygamber’e Habibullah diyenleri Kehf Suresi 4. ayete binaen uyarmak, her müslümanın boynunun borcudur.

Bu söz büyük bir yalandır, büyük bir iftiradır. Allah Peygamber’i için böyle bir tabir asla kullanmamıştır. Bu iftira da en az diğer kitap ehlinin iftirası kadar masum değildir. Her iki uydurma da göklerin çatlamasına, yerin yarılmasına ve dağların parçalanmasına sebep teşkil etmektedir.

Dolayısıyla her iki iftirayı Allah’tan bilip, ona göre muamele edenleri uyarmak her müslüman’ın boynunun borcudur. Bu bir sorumluluktur.

Uyarılmalarına rağmen, bu yazılanları okuyup, başucu kaynaklarına müracaat edeceklere, hocalarını bu yazıdan dolayı soru yağmuruna tutacak olanlara, Peygamber adına uydurulmuş hadis kitaplarına koşacak olanlara ve bir takım külliyatlara bakıp, “habibullah” sözünün yaldızlı sözlerle bezenmiş açılımını okuyup, “oh be, sapık adam bir sözü bize çok gördü, burada O’nun dediği gibi değil, bilakis bu sözün ne kadar hörmetli ve kıymetli olduğu yazıyor” diye kendilerini avutanlara da şunu belirtmek isterim:

“Yeryüzünde “Allah çocuk edindi” iftirasıyla avunan kaç milyar hristiyan var biliyor musunuz? Onlara göre bu iftira o kadar masumane ki ilk başlarda da belirttiğim gibi itikat konusu haline gelmiş. ”

Hem müslüman`ın akaid kitabı Kur`an değil midir? Niye başka kaynaklarda yer alan uydurmaları itikat konusu haline getiriyorsunuz. Siz Kur`an`dan mı yoksa başka kitaplardan dolayı mı sorguya çekileceksiniz?

Elbette aralarında bu iftirayı duyduğunda haya eden, bu iftirayı atanları ve diline dolayanları görünce hırsından çatlayan da yok değildir. Onlar her zaman azınlıktır.

Allah kendisine sevgili (habib) edinmez. Haşa, O sübhandır. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Hepsi O’na isteyerek veya istemeyerek boyun eymiştir. Bu sadece bir hatırlatmadır. Dileyen hatasından vazgeçer, dileyen ısrarcılığına devam eder.

Hele bir de Son nebi’ye “alemlerin efendisi” yakıştırması var ki, düpedüz şirk-i ekber’dir. Her ne hikmetse, her konuda Arapça kelimeler kullanmasını seven güruh, bu söze gelince “efendi” demeyi tercih etmiştir.

Niye hiç düşündünüz mü?

Efendi’nin karşılığı olan Arapça kelimeyi kullansalar, bütün rezillikleri ortaya çıkacak. Çünkü bu Allah’a ait bir sıfattır. Nasıl mı?

Rabbil alemin. Türkçesi, yaratılmışların efendisi.

Yarı Türkçe yarı arapçası: alemlerin efendisi.

Tam arapçası: alemlerin rabbi

Haddi aşmanın daniskasıdır bu. Üstüne üstlük günde 40 kere Fatiha okudukları halde bu sıfatı peygambere yakıştırmaya nasıl cesaret edebiliyorlar? Nasıl başlıyordu Fatiha Suresi? “Elhamdulillahi rabbil alemin” Yani, “Hamd alemlerin efendisine”

Hal böyleyken, Muhammed ümmeti (!) olduğunu iddia edenler şunun cevabını versinler? İsa Ümmeti ile örtüşmeyen / benzeşmeyen ne yanınız kaldı?

Yorumlar:
20. 04. 2009kadir kayaoğlu
“kainatın efendisi” ALLAH`tır. Rahman`ın katında Resuller arasında üstünlük varsada “o”ALLAH`IN İLMİNDEDİR. bizim haddimiz değildir irdelemek. hakikati ALLAH bilir. “la nüferrikubeyne ehadimmin rasulih”buyruluyor. “alemlerin efendisi” ALLAH!tır. “resulullah`ı tanrılaştırdılar… … … … … … … … … … … … … … … … … … … … … … … … … … …. ? Bilmem ben gibi kaç var ?övünerek şân’ıyla
Zikredildikçe adı, hamd’eden imân’ıyla
Kaç var ise, nerede ?rahman’ın selam’ıyla

Selam’larım kaç varsa, benim gibi kâfir’i
Dünyâ’da ve kıyam’da, hayır olsun âhir’i

Tanrı’sının yanında, kul’unada olmuş kul
Kul’u ilah eylemiş, tanrı’yı arada bul !
Kaldır o’nu aradan desen, o’na gelir zul

Kafir’e tanrı yetmez, eşi’yle tapcak o’na
Aklı kıt, imanı kıt, rahman neylesin bunaortak ettiler.

Yazar : yuksel güvenir

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website