Kuran ve Modernizm

Kuran’ın genel mesajında, Allah’ın insanlara yaşamlarını ve alışkanlıklarını Kuran’ın emirlerine göre tasarlamalarını ve yaşamalarını emrettiğini görmekteyiz. Bu çerçevede gerek modern değerlerini gerekse toplumların geleneklerini değerlendirirsek Kuran’ın Allah’ın emir ve yasaklarıyla çelişen gelenekleri ve modern değerleri dikkate almamamızı ve değiştirmemizi istediğini görürüz. Kuran ayetlerinde eski kavimlerle ilgili anlatılanlar bunlarla ilgili pek çok örnekle doludur. Diğer taraftan Allah Kuran’da belirtilmeyen konularda bizleri serbest bıraktığından Kuran ile çelişmeyen toplumsal alışkanlıklar veya günümüz modern değerlerini uygulamamızın ve sürdürmemizin bir sakıncası yoktur.

Bu yazıda değinmek istediğim son günlerde bir sinema filmi üzerinden de gündeme gelen eşcinsellik konusu. Eşcinsellik özellikle 20. yüzyıl Batı toplumunda oluşan özgürlük anlayışı ile kişisel bir özgürlük ve tercih olarak algılanmaya başlandı. Buna göre hayatta en yüce varlık olarak insanı ortaya koyan bu anlayış; insanın ister karşı cinsle isterse de hem cinsiyle istediği gibi cinselliği yaşayabileceğini, bunun yasaklanmasının ve kınanmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürmektedir. 20. yüzyıldan itibaren dünyada hâkim medeniyetin Avrupa ve Amerika olmasıyla bu gibi yaklaşımlar dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de kabul görmeye başladı. Etrafınızdaki insanlarla konuştuğumuzda inançlı hatta günlük hayatta dine uygun yaşamaya çalışan bazı insanların bile Batı toplumlarından yayılan modernist yaklaşımların etkisiyle eşcinsellere hoşgörü ile baktığını, eşcinselliği bir kişisel özgürlük olarak gördüğünü, onlara karışılmaması gerektiğini ifade etmekteler.

Hâlbuki Kuran hayatın merkezine Allah’ı koyarken, insanların Allah’ın yarattığı varlıklar olarak, O’nun koyduğu sınırlar içerisinde yaşamaları gerektiğini ifade etmektedir. Buna göre Kuran insanların hem cinsleriyle olan cinsel münasebetlerini kesinlikle hoş görmezken, karşı cinsle olan münasebetlerine de belirli sınırlamalar koyar. Kuran’a göre insan kendisine Allah tarafından bahşedilen vücudunu, aklını, sınırlı ömrünü Allah’ın koyduğu sınırlar içerisinde, Allah rızası için çalışarak ve ölüm sonrası için çabalayarak geçirmelidir. Yani Kuran’a göre insan en yüce varlık olmadığı gibi mutlak anlamda da davranışlarında ve yaşayışında özgür değildir. Kuran’a göre insan Allah’ın izin verdiği ve koyduğu sınırlar çerçevesinde özgürdür. İnsanın buna uygun olarak yaşaması da ona ölümden sonraki hayatta mutlak ve sonsuz mutluluğu getirecektir.

 


About the Author
Author

Leave a reply

Name (required)

Website