Vicdanına Sor

Vicdanına Sor

 

Kendine Yalan Söyleme

Kendi kendine sor ve düşün… Allah neden “elçiler arasında ayrım yapmayın” dedi?

Sonra şunu sor ve bir daha düşün… Allah neden peygambere “De ki, ben de sizin gibi bir beşerim.” diye emretti?

Şunu da düşün… Allah neden “O, melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez. Siz, müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek?” diye soruyor?

Ve şunu da… Allah neden “Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara ‘Allah’ın yanında bana da kullar olun’ desin! O ancak okuduğunuz şu kitaba göre rabbaniler olun! der.” diye açıkladı?

Şimdiii… Şunları düşün.

“Peygamberimiz de bizim gibi bir insandı. Tek farkı Allah’ın ona kitabı vahyetmesi.” dediğimde bana “peygambere hakaret ediyorsun” diyorsun ya… “Hayır. Bizim gibi bir insan olamaz. O çok büyük üstün vasıfları olan bir peygamberdir.” diyorsun ya… Hangimizin söylediği Kuran’a uyuyor? Aç Kuran’ı bak.

“Peygamberimiz ilk peygamber ya da diğer peygamberlerden her yönüyle üstün olan bir elçi değildir. Her peygamberin de her insanın da kendine göre diğerlerinden farklı meziyetleri olabilir. Biz onların arasında ayrım yapamayız.” dediğimde bana “peygamberi itibarsızlaştırmaya çalışıyorsun.” diyorsun ya… “Hayır. Bizim peygamberimiz en üstün olan peygamberdir. Cennetin kapısında adı yazılıdır. Bizim âlimlerimiz bile İsrailoğlu peygamberlerinden üstündür.” diyorsun ya… Hangimizin söylediği Kuran’a uyuyor? Aç Kuran’ı bak.

Ve şimdi de şunları düşün…

Ben son peygamberin ve tüm gelmiş geçmiş peygamberlerin birer insan olduğunu söylediğimde, sen neden illa ki karşı çıkıyorsun? Bu itiraza seni sürükleyen endişenin kaynağı nedir? Düşün… Böyle şeyler duyduğunda neden kendini bu kadar rahatsız ve huzursuz hissediyorsun? Düşün… Yanında Allah’ın adı yalnız başına anıldığında umurunda bile değilken, peygamberin adı anıldığında neden tuhaf bir irkilme yaşıyor ve elini göğsüne götürüp salâvat çekiyorsun? Düşün… Hangisinin adının anılması irkilmene daha layık? Hangisi o gösterdiğin kalbine daha yakın? Düşün…

Peki ben sadece Allah’tan bahsettiğimde ve doğru yolu bulmada her yardımı O’ndan beklememiz gerektiğini söylediğimde, sadece O’nun şefaatini ummamız gerektiğini belirttiğimde, sadece O’nun vahyine uymamız gerektiğini hatırlattığımda neden yüzün ekşiyor ve “Ama peygamber de var. Onun sünneti de var. Hadisler de var. Tefsirler de var. Geçmiş âlimler de var. Fıkıh var, icma var, içtihat var, ilmihaller var. Peygamberin şefaati de var.” diye sayıp duruyorsun? Neden Allah’ın adını anmam sana yeterli olmuyor da illa ki O’nun isminin yanına başka isimler ve O’nun kitabının yanına başka kitaplar sıralıyorsun? Sana bunu söyleten neden nedir? Bildiğin için mi? Yoksa bugüne kadar sana hep öyle ezberletildiği için mi? Bilmek ve ezberlemek! Hangisi? Düşün…

Şimdi kendi vicdanına sor ve nefsine cevap ver. Ama lütfen en azından bir kere olsun samimi olarak bana değil, kendine, kalbine cevap ver. Sen bugüne kadar kaç tane hadis kitabı okudun? Sonraaa… Kaç tane ilmihali baştan sona kadar okudun? Pekiii… Kaç tane fıkıh kitabı, kaç tane tefsir ve kaç tane içtihattan teferruatlıca haberin var? Evinde, kitaplığında var mı diye sormuyorum, dikkat et… Okuduklarını soruyorum. Samimi ol. Bana odaklanma, kendine odaklan ve tekrarlıyorum bak, samimi ol. Kuran’ın yanına eklediğin o ortak kitaplardan hakkıyla okuduğun kaç tefsir, kaç icma sayfası, kaç fıkıh özeti, kaç hadis cildi var hatırında?… Hadi say!

Gördün mü? Kuran’ın yanına eklediğini ve onlara da inanmam gerektiğini söylediğin kitaplardan daha sen toplasan bir forma okumuş değilsin. Kuran’ın yanına ortak gösterdiğin kitapları okumayı bırak, çoğunun adını bile bilmiyorsun. Okumadığına göre nasıl inandın onlara? Onlara daha sen inanmamışsın ama bana onlara inanmam gerektiğini söyleyerek hem bana hem kendine yalan söylüyorsun. Sonra da kalkıp “Sen anlamazsın. Âlimler anlar.” diyorsun!

Peki hadi dön vicdanına bir daha sor. Kaç tane âlim tanıyorsun? Hadi üç tane alim ismi say kendine ve onların kitaplarının içeriğini bile değil sadece isimlerini söyle o şaşkın nefsine!… Hadi bekliyorum!

Vicdanına dön kardeşim. O vicdanına güven. Göreceksin ki sana “Kuran’ı anlamak için oku. Daha ne bekliyorsun?” diye cevap verecek. Çok geç kaldın. Daha fazla gecikme. Benim ne olup olmadığımla, doğru söyleyip söylemediğimle değil, benimle değil kendinle ilgilen. Sen kendi durumuna bak. Kendine yalan söylemeyi bırak. Ne soruyorsan vicdanına sor önce. Hadi güzel kardeşim, ezbere değil, git anladığın dilde oku şu kitabını artık. Tüm hayata bakışın değişecek. Ufkun ummadığın biçimde daha büyük ufuklara açılacak. Üzerindeki yük hafifleyecek. Sorgulayacaksın ve pişman olmayacaksın. Selam üzerine olsun.

www.kalemzade.net

twitter.com: @kalemzade


About the Author
Author

kalemzade

Leave a reply

Name (required)

Website