Müslüman bir ülke olan Irak’ta her geçen gün bölünmeyle sonuçlanacak bir içsavaş çıkma olasılığı yükseliyor. Müslümanlar birbirlerini sanki Allah için bir iş yaparmışcasına intihar saldırılarıyla öldürüyor. İşgalci kuvvetlerin taraflı tutumları elbette bu durumun oluşmasında tetikleyici bir etkiye sahip. Fakat asıl sebep herkesin de bildiği gibi çatışan iki tarafın kimliklerinde gizli. Şii ve sunni mezhepleri İslam tarihinde siyasal oluşumlarla ortaya çıkmış,
(daha&helliip;)
Dua ederken kendimiz dışında acaba kimler için Allah’tan birşeyler diliyoruz? Yoksa sadece kendimiz için mi dua ediyoruz? Dualarımızda sevdiklerimize, yakınlarımıza ve inanan kardeşlerimize de yer verirsek, onların isimlerini zikredip onlar için de hayırlı isteklerde bulunursak; kendimize sıra gelmeyeceğini yada Yüce ve rahmeti sınırsız olan Allah’ın, kendi isteklerimizin bir kısmını sevdikllerimiz icin istediklerimizin yerine sayacağını, dualarımızda isteyeceklerimizin bir limiti olduğunu ve
(daha&helliip;)
Gün içinde karşı karşıya kaldığımız olaylara kendimizi o kadar çok kaptırıyoruz ki herşeyi sadece dünden,bugünden ve yarından ibaret görüyoruz.Belki de bu dünyada elde etmek için çabaladığımız herşeyin bir anda elimizden gideceği düşüncesi bizi çok korkuttuğundandır. Aslında görmemiz gereken tek şey elde ettiğimiz ve uğruna çabaladığımız şeylerin gerçekte bizim olmayışıdır.Çünkü bu dünyada yaşamımız sona erdiğinde sahip olduğumuz hiçbir madde,ün,hırs bizimle gelmeyecektir
(daha&helliip;)
Allah,Kuran`da çoğu yerde birşeyleri anlatırken benzetme sanatını devreye sokuyor.İşte onlardan biri; Nebe Suresi, 6-Yeryüzünü bir döşek yapmadık mı? 7-Dağları da birer kazık? Bu ayetlerde, Allah dağların bir özelliğine dikkat çekmiş ve onları kazıklara benzetmiştir.Her ne kadar peygamberimiz devrinde bunun inceliği ve benzetme sanatı anlaşılmasa da son yüzyıllarda jeoloji biliminin gelişimi sayesinde bu daha iyi kavranmıştır.Şöyle ki ,dağların yerin altında kalan
(daha&helliip;)
Allah, Kuran-ı Kerim`de,Enam Suresi 59.ayet şöyle diyor;”Gaybın anahtarları O`nun yanındadır;onları O`ndan başkası bilmez.O,karada ve denizde olanı da bilir.O`nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez…”. İnsanların nedense kavrayamadıkları konulardan biride şudur;herşey nasıl oluyorda Allah`ın bilgisi dahilinde olabiliyor.Bu tip insanlar, olayları hep insani platformda düşündüklerinden ve Allah`ın şanını anlayamadıklarından kaynaklanıyor olabilir.Onlara göre, nasıl olurda Allah`ın herşeyden haberi olabilir.Anne-babanın,öğretmenin,polisin,arkadaşın,sokağa konan kameranın,gazetecinin herşeyden haberi
(daha&helliip;)
İnsan kelimesinin farsçada manası “Unutan” anlamına gelmektedir. Halbuki insan, -bir kahvenin bile kırk yıllık hatrı vardır- atasözlerini üreten bir varlık olarak birçok şeyi unutmaz; kapısını kilitlemeyi, kredi kartının son ödeme tarihini, faturasını yatırmayı, sevgililer gününü, doğum gününü, kendisine yapılan bir yanlışı , v.b… Bu kadar çok şeyi hafızasında tutan, dikkat eden insan, sanki kelime manasıyla alaksız gibi görünüyor. Fakat, aslında
(daha&helliip;)
Müslümanın gerçek manası arapçadaki teslim olmak fiilinden türeyen “teslim olan”’dır. Kelimeyi düşündüğümüzde Allah ile kulları arasındaki ilişkinin ne boyutta olduğu görülebilir. Allah’ın bize emrettiği veya yasakladığı şeyleri yerine getirmemizin en önemli ve hatta tek sebebi işte bu teslimiyet kavramının içinde saklıdır. Gerçek müslüman o emir ve yasaklara kendisine bu dünyada fayda sağlıyacak bir takım davranışlar niyetiyle hiç bir zaman yaklaşamaz.
(daha&helliip;)
