Sonrada cok uzaga gitmeden kendi içime bakıyorum. İnançlı bir insan olarak kendi içime. Cok bildik bir ornek Sezen Aksu’nun sarkılarını dınlerken her seferınde ona daha cok hayran oluyoruz, ama Allah’ın yarattıgı seylere her zaman aynı inanılmaz hislerle bakabiliyormuyuz, gökyüzüne baktığımızda, aynı anda yüzlerce rengi gordugumuzde, denize baktıgımızda, denızın ustundeyken hıc sasırıyormuyuz suyun dıbıne batmadan nasıl bır kutlenın ustunde gıdebıldıgımıze, her araca bındıgımizde bunun Allah’ın nimetı oldugunu hatırlıyormuyuz, bahar gelırken kı degısıme hayran kalabılıyormuyuz, durgun hallerınıde gordugumuz gokyuzunde cok hızla gıden bır ruzgara baktıgımızda, yada bosluktan gelıyor gıbı akan yagmura baktıgımızda sasırıp her seferınde Allah a hayran kalıyormuyuz. Her seferinde sasırıp şükredebilmek için, her seferinde aynı şekilde yabancılaşıp, tekrar tekrar
< görebilmek> için kendimizi tetikte tutmalıymışız gibi geliyor.
Basımıza gelen ıyılıktede Allah cok sukur deyıp ıcımızde Allah a karsı cok buyuk bır sevgı duyuyormuyuz ya da basımıza bır kötülük geldıgınde bu Allah’tandır o dogrusunu bılır deyıp yıne buyuk bır sevgıyle Allah a sarılabılıyormuyuz. Kuranı bas ucu kıtabı yapıp, onu aynı zamanda hayatı kullanma kılavuzu olarak kullanabılıyormuyuz. Birine küsüp sinirlendıgımızde onun hakkında kötü düşündüğümüzde aklımıza Allah gelip şimdi Allah katında dogrumu bu yaptıgım diye dusunebılıyormuyuz. Öyle görünüyor ki Allah`ın varlığını her an yanıbasımızda hissetmek ancak cok buyuk bir sevgi ve ozenle mümkün olabilir, olabiliyor.
Yazar : esra