Meseleye bir de psikolojik açıdan bakalım, orada da aynı gerçeği göreceğiz. İnsanın da bilinçaltında bir ateş var: Allah`ın insana vermiş olduğu “GAZAP” gücünün bir yansıması olan öfke ve nefret potaniyeli. İşte cennette nasıl ki altta ırmak akacaksa, artık öfkelenmeyi gerektirecek hiç bir tehlike olmadığı için insanın bu “GAZAP” enerjisi çekilip alınacak. Ayete bakalım:
HİCR 47 Göğüslerindeki düşmanlığı çekip almışızdır. Köşkler/divanlar üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olmuşlardır.
Ayette geçen “göğüslerindeki düşmanlık” ifadesi insanların birbirlerine olan nefretleri, bastırılmış öfke, kzıgınlık ve küskünlükleri de dahil tüm karanlık yanlarını ifade eder. Bu, insandan çekilip alınır ve insanların da içinde adeta ırmaklar akar. İşte bu nedenle cennet sadece altından ırmaklar akan yer değil ayrıca insanalrın birbirlerine sadece “SELAM” dedikleri de bir yerdir:
VAKIA 25 Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey.
26 Sadece “selam, selam!” denir.
Özetle: Cennetin altından ırmaklar akar. Bu, mekan anlamında altta bir ateşin olmamasıdır. Psikolojik anlamda da insanların bilinç altında hiç öfke enerjisinin olmamasıdır. Bu mânada cennetin sadece mekanının altında değil onun sakinleri olan insanlarının biliç altında da ırmaklar akar. Aşağıdaki ayeti, özellikle de ilk iki cümleyi çok iyi okuyun:
ARAF 43 Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: “Hamt olsun bizi buraya ulaştıran Allah`a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Yemin olsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler. ” Şöyle seslenilir: “İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet!”
İnsanın “ŞEHVET” gücü ise yok edilmeyecek, ki insan cennet lezzetlerinden yararlanabilsin.
Selametle…
Yazar : Onur