Kuran`ı Doğru Okumak – Anlamak

Rahman, Rahim, Alim, ilim ve hikmet sahibi Allah`ın Adı ile,

Kuran mealini okumanın iki yolu vardır:
1. Bugüne kadar kulaktan duyma öğretilerimiz ile, kuran ayetlerini karşılaştırarak
2. Kuran ayetlerini okuyup, öğretilerimizi sorgulayarak.

Günümüzde sözde din alimleri bu metodlardan 1. sini şiddetle tavsiye etmekte, hatta kuran ayetlerini pek anlayamayacığımızı, o nedenle bir bilene sormanın daha doğru olduğunu söylerler. Halbuki 2. metod ile okuyup, anladığımızı hayatımıza tatbik etmeye çalıştıkça, subhan – herşeyten münezzeh olan- Allah, bizim bu samimi çabamıza katından sonsuz lütüf ve ihsanda bulunarak ödüllendirmektedir. Bunu çok net söylüyorum, çünkü Rabbimin bana büyüklüğünü somut olarak dünyada gösterdiğine şahit oluyorum.

Kuran mealini anlamaya çalışarak ve öğretilerimizdeki ön yargılardan sıyrılarak incelediğimizde gözlemlediğim bazı gerçekler var. Bunlardan en önemli 4 unsur şöyledir:
1. Allah`a ortak koşmak.
2. Namaz
3. Zekat
4. Hac

1. Öğretilerimize bakığımızda, ilk olarak Muhammed A. S. , daha sonra halifeler, akabinde silsile yolu ile mezhep alimleri, ve sonra müçtahid dedikleri alimler Allah`a ortak koşulur hale getirilmiştir. Oysa ki, zaman ve mekandan münezzeh olan, bütün alemlerin Rabbi olan allah çok yücedir ve sadece kendisine kulluk ve ibadet edilmesini ister, sadece kendisinden derman, medet aranmasını bekler.
2. Namaz: Namazın en önemli unsurlarında olan secde, bilindiği gibi şeytanın cehennemlik olma sebebidir. Yani, şeytan Allah`ın ayeti karşısında, O`nun yüceliğini tesbih etmemiş, allah`ın emrine karşı gelmiştir. Peki biz insanlara ne oluyor da, bu durum bizlere apaçık bildirildiği halde secdelerden uzak kalıyoruz? Bu soruyu derinlemesine inceleyip düşündüğümüzde karşımıza çok ilginç sonuçlar çıkıyor:
2. 1. Namaz rekat, şekil ve sayılar arasına sıkıştırılmış ve sadece şeklen yapılabilen bir ibadet olarak bizlere sunulmuştur. bunun kaynağı olarak da miraç gösterilmektedir. Halbuki Allah, yine kuranda bazı ayetlerin muhkem-açık, bazılarının da müteşabbih olduğunu bizlere bildirirken, müteşabbih olanların üzerinde durmamamız gerektiğini de uyarır. Miraç hadisesine baktığımızda, bu hikayelerin, tamamen müteşabbih bir ayet olan İsra suresi 1. ayetten türetildiğini görmekteyiz. Pekii bu hikayenin bize be gibi ters etkileri olmuştur:
2. 2. Namaz vakitleri zamlandırılmıştır, rekat kavramı ortaya atılmıştır, namaz şekle sokulmuştur. Enteresan olan da, 13 rekatle en fazla zammın yatsı vakti olarak adlandırdıkları, insan vücudunun en fazla dinlenmeye ihtiyacı olduğu vakte denk getirilmesidir. Şöyle bir etrafınızı incelediğinizde, en samimi şekilde namaz kılmaya çalışanların bile, yatsı namazına üşenerek kalktıklarını görürsünüz. Peki bu münafıklık alameti midir? Hayır, aksine aciz olan insan vücdunun normal bir tepkisidir.
2. 3. Günümüzdeki öğretilen secdeler ve rukular sadece sayı ve şekillere endekslenmiş olup, bu halde iken, kalpten ağlamak, gönülden şükretmek imkansız hale getirilmiştir. Kalplerin rahatlamadığı bir ibadetin de, bir ihtiyaç olarak algılanması çok zordur. Şöyleki, nasıl insan acıkır, susar, kalpler de huzur arar. Kalpleri huzura kavuşturmanın yegane yolu da dosdoğru bir şekilde ruku etmek- yani Allahın yüceliği büyüklüğü karşısında eğilmek- ve secde etmektir. Aciz insan, ancak secde de, tek Dostu olan Allah`a dertlerini ve sevinçlerini açarsa, sadece Ondan medet umarsa rahatlayabilir, ağlayabilir. -Subhanerabbiyelala yı, 2 mi oldu, 3 dedim mi diye düşünürken beyin, secde beyinden kalbe inemez ve secde bir ihtiyaç olmaktan çıkar, yapılması zorunlu olan, gereksiz bir ödevmiş gibi algılanır. Yorum olduğu için, biraz kısa tutalım şimdilik.: )
3. Zekat: Namazı zamlandırıp, amacından saptıran fitne, tabiki insanın bu dünya mallarına tema etmemesi ve kendisine bu dünyada verilenlerin yine Allahın emaneti olduğunu hatırlayıp, elinin altındakilere eşitliği gözeterek dağıtmaya çalışmasını da engellemek için 40 da 1 ve senede 1 kere safsatası ile bu çok önemli ibadeti de küçültmüştür. Halbuki yüce Allah, kelamında bizlere şöyle demektedir: “Allah kiminize kiminize göre daha fazla rızık verir. Fazla verdiklerimiz elinin altındakilere vermiyorlarki eşitlik sağlansın. Allah`ın nimetlerini inkar mı ediyor bunlar” Bu ayeti biraz açar isek:
3. 1. Rızkı fazla olanın aslında çok daha çetin bir imtihanda olduğu
3. 2. Bu imtihandan doğru geçmesi için elinin altındakileri gözetmesi. ve eşitliği sağlamaya çalışması. Örneğin evimizde her türlü nimetle ferahla yaşarken, hele ramazanda zekatımızı da diyanete göre 40 ta 1 vermişken, huşu içinde TV karşısında demli çayımızı yudumlerken, alt kattaki komşumuzun, çocuğu TV de reklamda gördüğü sucuğu, gece belki rüyasında görerek doymaya çalıştığını göremeiyor, bu konuda dertlenmiyorsak vay halimize. Bu konuyu da şimdilik burada bırakalım.
4. Hac: Her ibadeti amacından saptıran fitne, tabiki hac ibadetinin zamanını ve içeriğini de saptırmıştır. Örneğin Medineyi ziyaret etmeden, hacılığı tamamlanmamış sayanlar, Kuranda Kabede 2 günde tamamalanabilen hac ibadeti için yapılan organizasyonları en az 15 günlük yapanlar. Maliyeti yükseltenler. Haram aylar olarak bilinen 4 ay içinde yapılabilen Hac ibadetini, 1 aylık zaman zarfına sıkıştırarak, 500-700 Eur ile yapılabilecek ibadeti, 3000 Eur lara çıkartıp, zorlaştırmaktadırlar. Şeytan taşlamak gibi garip bir hurafe sokulmuş, şeytana taş atılarak düşmanı yendiği safsatası kaplere işlenmiştir. Hacda, haremlik selamlık, mahrem namahrem rafa kaldırılmış, sanki orada insanın nefsi olduğu unutturulmuştur. Uzayıp gidiyor. burada bırakalım.

Ancak lütfen, sadece Kuran mealini, Allahın izni ve Onun yardımı ile okuyalım ve şu ayeti unutmayalım:
Kıyame Suresi, 19:
“Bu Kuranı açıklamak bize aittir”
Allahın selamı üzerimize olsun…

Yazar : Hayrullah


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website