Bizim Neslimizin Sorumluluğu Çok Büyüktür..

‘‘ OKU’’ Kur’an’ın ilk ayeti, Allah’ın bildirdiği ilk emir ve ilk ibadettir..

Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizde okur yazar oranı yaklaşık yüzde 3-5 seviyelerindeydi. O yıllarda diğer İslam ülkelerinde de durum çok farklı değildi.

Müslümanların büyük çoğunluğu Kur’an vahiy edildikten yaklaşık 1400 sene sonra ancak günümüzde Allah’ın ilk emrini yerine getirme imkanına sahip olabilmişlerdir. Çünkü; ancak günümüzde okur yazar oranı yüzde yüzlere yakın seviyelere çıkmıştır ve Kur’an, bütün Müslüman milletlerin dillerine çevrilmiştir.

Dinini doğru ve eksiksiz olarak öğrenmek isteyen Müslümanların önünde artık hiçbir engel kalmamıştır. İsteyen herkes Kur’an’ı, Kur’an’ın istediği, bildirdiği şekilde derin derin, ağır ağır okuyarak, düşünerek, anlayarak dinini öğrenebilir..

İslam ümmeti yüzyıllar boyunca dini menfaat aracı yapanların, servet, saltanat peşinde koşanların ‘‘din adamı’’ ünvanlı dincilerin yanlış yönlendirmelerine, hurafeye, bid’ata mahkum edilmiştir..

Atatürk’ün Muhammed Hamdi Yazır’a yazdırdığı meal sayesinde Türk milleti ancak yaklaşık 80 yıl önce bildiği dil ile anadiliyle yazılmış Kur’an meali okuma ve İslam’ı asli ve tek kaynağından öğrenme imkanına sahip olmuştur..

Rahman süresi 1 ve 2. ayetinde Kur’an’ın-İslam’ın Yüce Allah tarafından öğretildiği bildirilir. Dinimizi Allah’tan daha iyi kimse bilemez ve dinimizi Kur’an’dan daha doğru hiçbir kitap anlatamaz…

‘‘Şüpheniz olmasın ki bu Kur`an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar. ’’
(İsra-9)

Dinimizin sahibi olan Yüce Allah, hükümlerini, emir ve yasaklarını bizlere Kur’an ile bildirmiştir. İslam dininin kapsam ve içeriğini Kur’an belirler..
Dinimizi en doğru, eksiksiz, yanlışsız şekilde ancak Kur’an okuyarak öğrenebiliriz..

Bizlere şimdiye kadar din diye söylenlerin, öğretilenlerin eksiğini, fazlasını, yanlışını, doğrusunu Kur’an onayına sunarak anlayabiliriz.. Bize dinin bir parçası olarak öğretilen mezhep kabüllerini, kurallarını, imamlardan, hacı, hoca abilerimizden duyduklarımızı mutlaka Kur’an onayından geçirmeliyiz. Ancak bu şekilde yanlışlarımızı düzeltir, eksiklerimizi tamamlar, inancımızı hurafe ve bid’adlardan arındırabiliriz..

‘‘Yüzyıllar boyunca nice imamlar, alimler, dervişler, ermişler şöyle söylemişler, böyle uygulamışlar, bunların hepsi yanlış söylemiş, eksik yapmış olamaz’’ şeklinde düşünmemiz en büyük hatamız olacaktır. Yüzyıllar boyunca bize din diye söylenenleri, öğretilenleri Kur’an süzgecinden geçirdiğimizde, sadece yanlışları, yanılgıları görmekle kalmayıp, bilinçli olarak yalanlarla, aldatıldığımızı, dinimizin ve inançlarımızın nasıl istismar edildiğini, bize öğretilen bildiğimiz, yaşadığımız din ile Allah’ın dini, Kur’an’daki İslam arasında ne kadar çok farklar, eksikler, ilaveler olduğunu, dinimizin nasıl yozlaştırıldığını üzülerek anlayacağız, göreceğiz..

Okuma yazma oranı yüzde yüze yakın olan Müslüman bir milletin fertleri olarak bizim neslimizin sorumluluğu çok büyüktür. Allah’ın İlk emri ‘‘OKU’’ nun bir anlamı da çağrı, davettir.

Bizler Kur’an’ı okur, İslam’ı en doğru şekilde anlar ve anlatırsak, insanları İslam’a, sadece Allah’a teslim olmaya davet edersek inanıyorum ki, İslam dünya üzerinde hızla sevilecek ve yayılacaktır..

Dinin sahibi ile tüm varoluşun, yaratılışın, insanların sahibi aynidir, Yüce Allahtır. Dinimizi doğru anlar ve anlatırsak; Yaradanın dinini yaratılanların sevmemesi, inanmaması söz konusu olamaz..

Kur’an okumanın ve İslam’ı Kur’an odaklı doğru ve tam öğrenmenin önemini, gereğini idrak etmeliyiz. İslam’ı anlamalı ve anlatmalıyız..

Yüce Allah cümlemizi hoşnutluğunu kazanmış kullardan eylesin…

Saygılarımla,

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Comments (2)
Leave a reply

Name (required)

Website