KAF SURESİ 45. AYET VE… ….

Yüce Rabbim bizlere öyle bir kitap göndermiş ki, zerre kadar farkında bile değiliz. Nasıl farkında olalım onu anlamadan okumanın sevap olacağına inanan bir toplum, nasıl olur da içindeki bilgilerden haberdar olur? Sizlere daha önceki yazılarımda verdiğim örneği burada da tekrar vermek istiyorum, çünkü bu örnek hayatımızdan ve yaşamımızdan konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.


Öğretmen sınıfa bilmedikleri dilden bir kitap dağıtıyor ve diyor ki, sizi bu kitaptan bir ay sonra imtihan edeceğim bu kitabı iyice okuyun. Bu durumda öğrenciler ne der öğretmenine sizce? Önce hepsi güler ve öğretmenin şaka yaptığını söylerler daha açıkçası bu sözü kimse ciddiye bile almaz. Çünkü dilini bilmedikleri bir kitabı okuduklarında içinde ne söylediğini nelerin açıklandığını bilmeden nasıl olur da sorulara cevap verirler, elbette bu ne akla ne de mantığa uymayan öğretmenlerinin sözü, olsa olsa şakadan başka ne olabilir? Evet, dostlar bu ancak 1 Nisan şakasından öteye gidemez.

Peki, yüzlerce yıldır bu şakayı bizlere yapanlara karşı neden duyarsız kalıyoruz da, onların ne akla ne de mantığa hatta kur’ana asla uymayan bu söylemlerine inanıyoruz. Bizler düşünme yeteneğimizi mi yitirdik
de, anlamadan anlamını dahi bilmeden Rabbin ne emrediyor farkında olmadan, kur’anı okuyacağız ve bizler bundan sevap kazanacağımıza inanacağız, öyle mi dostlar? Peki, Rabbin sizleri bu kitaptan imtihan edeceğim sözünü de mi duyan yok? Rahmanın ne emrettiğini anlamadan nasıl olur da Rabbin imtihanından geçeceğiz; hiç mi düşünmüyoruz bunları? Küçücük öğrenciler için verdiğim örnekten ne farkı var bizim yaptığımızın. Onlar gülüp geçmişken ciddiye bile almamışken bu sözleri, nasıl olur da biz büyükler bunun farkına varamayız nedir bu içine düştüğümüz yanlış, ne zaman bizler tüm bu hatanın farkına varacağız dersiniz?

Bir bilgiyi okumakla mı yoksa uygulamakla, yerine getirmekle mi bir değer, sevap kazanırız, bunun farkında bile değiliz. Sözlüye kalkan öğrenci öğretmenine; İnanın hocam kitabı çok okudum ama sizin sorduklarınıza cevap veremedim çünkü okuduğumu anlayamıyorum, bana en azından geçerli bir not verin diyebilir mi? Rabbin huzuruna gittikten sonra pişmanlığın fayda etmeyeceğini söyleyen Rabbim`e kulak verelim. Rabbim birazcık aklı olana bile nasıl sesleniyor ve bizleri bakın nereye yönlendiriyor, daha açıkçası görev verdiği elçisine nasıl bir emir verip insanlığı neyle uyar diyor. Hala anlamayana davul zurna az sanırım, onlara da söyleyecek sözümüz yok zaten.

Kaf 45: Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur`an`la öğüt ver.

İşte Rabbin kelamını anlamadan okursan bu gerçekleri göremezsin. Allah kur’anda bir ayetinde söylediğinin bir başka ayetinde tersini asla söylemez. Bunun tersini söyleyenlere değil, lütfen artık Rabbim`e kulak verelim. Elleriyle yazıp bunlar Allah katındandır diyenlerin foyasını ortaya çıkarmanın zamanı geldi ve geçiyor bile, bunu yapmayıp bana ne dersek bir gün bunun acısını hep birlikte çekeceğimizi de bilelim. Onun içindir ki öğüt alacağımız kitabın Kur’an olduğunu asla unutmayalım. Peygamberimizin aldığı emir gereği bizleri kur’an ile uyardığını söyleyen Rahmana kulak verelim. Bakın Rabbim bizleri yaratırken imtihan vesilesi olarak içimize yerleştirdiği, adeta bizi bizimle karşı karşıya bıraktığı nefsimiz ile ilgili, bakın ne söylüyor ve bizleri uyarıyor.

Kaf 16: Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız.

Yüce Rabbim adeta içimizdeki şeytanın, gerektiğinde insanın bizzat nefsi olduğunu ve onun bizlere süslü gösterdiği yanlışların farkında olmamız için, yine imtihanın özü olan aklı devreye sokmamızı emrediyor kur’anın birçok yerinde. Çünkü nefsimizin bizlere hiç de iyi şeyler fısıldamadığını anlatmaya çalışıyor ve bizleri uyarıyor. Nefsi yola getirenin, yanlışı düzeltenin kur’an ve aklımız olduğunu unutmayalım. Allah ayetlerin sonunda bizlerin düşünmemizi öneriyorsa bundan çıkaracağımız çok şeyler var demektir. Rabbim benim tehdidimden korkanlara KUR’AN ile öğüt ver diye açıkça emrediyorsa, kur’anda her şey yoktur diyenlerin tuzaklarına düşmenin, Rabbin yolundan uzaklaşmak olduğunun farkına varmalıyız. Aklımızı kur’an ile birleştirdiğimizde ise, gerçek doğru yolu bulacağımızı da Rabbim apaçık söylüyor. Bunu yapabilmek ve hayata geçirebilmek için de kur’anı anlayarak, anladığımız dilden ilk elden ona müracaat ederek, bol bol okumalıyız ve Rabbim`in ne söylediğini anlamaya çalışmalıyız. Rahman asla bizlerin anlayamayacağı zor bir kitap gönderip, daha sonrada bizleri bundan hesaba çekmez. Allah gönderdiği kitap için, yemin ederek sizler için kolaylaştırdım diyorsa, gelin beşere değil Rabbimize inanalım. Kur’anı herkes anlayamaz diyerek bizleri kur’andan uzaklaştırmak isteyenlerin tuzaklarına düşmeyelim. Bakın o zaman hayatımızın nasıl değiştiğini, her şeyin nasıl kolaylaştığını, ne kadar büyük yanılgı içinde olduğumuzu ve daha önemlisi nasıl daha mutlu olduğumuzu göreceksiniz.

Rabbimin kur’an gerçeklerinin farkında olan, ona bakan değil onu gören, anlayan ve uygulayan kulları arasına bizleri alması dileklerimle.

SAYGILARIMLA

Yazar : Haluk GÜMÜŞTABAK

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website