Zekât vermek yani Allah rızası için malından, parasından sarf etmek Kuran’da defalarca kez tekrarlanan ibadetlerdendir. Zekât Allah yolunda mücadelede kullanılmak üzere, yolda kalmışlara veya fakirlere, ihtiyaç sahiplerine verilebilir. Aşağıdaki ayet ise zekât ibadetinden hareketle çok önemli gerçeklere dikkat çekiyor.
36 – Yasin Suresi –
47. Kendilerine, “ALLAH’ın size verdiği rızıklardan verin,” denildiğinde, inkâr edenler inananlara, “ALLAH’ın, dilediği takdirde besleyebileceği kimseleri mi besleyelim? Siz gerçekten iyice sapıtmışsınız,” derler.
Bu ayette ihtiyaç sahiplerine yardım edilmesi, onların karınlarının doyurulması istendiğinde verilen olumsuz tepkiden bahsediliyor. Buna benzer tepkileri ne yazık ki çevremizde de sıklıkla görüyoruz. Bazı insanlar yardım talebinde bulunanlara “Allah versin!” diye karşılık veriyorlar. Ya da ihtiyaç sahiplerini çalışmadıkları, dilendikleri düşünceleriyle suçluyorlar. Bu şekilde düşünen pek çok insan da ne yazık ki inançlı olduğunu söyleyen kişiler.
Yukarıdaki ayette ihtiyaç sahiplerine yardım edilmesine verilen bu olumsuz tepkinin inkârcı bir tavır olduğu belirtiliyor. Bence bir inananın fakirlere yardım gündeme geldiğinde yardımdan kaçması ve “Allah versin” gibi düşünceyle yaklaşması da o kişilerin inançlarının kalplerine oturmadığının ve o kişilerin Allah’ın kudretini ve bizlere verdiği nimetleri gerektiği gibi takdir edememelerinin göstergesidir. Fakir ve ihtiyaç sahibi kişiden bahsederken “O da çalışsaydı, kazansaydı” diyen kişi aslında kendisi sahip olduğu parayı, malı, varlığı tamamen kendi çalışması ve gayreti ile kazandığını düşünmektedir.
Hâlbuki bu kişiler unutmaktadır ki Allah sadece ilk insanı yaratmakla veya insanların bireysel doğumlarıyla öylece bırakmamaktadır. Allah, evrende her an yaşamın sürmesini de sağlamaktadır. Dolayısıyla bizler sadece doğumumuzu değil yaşamımızı devam ettirmemizi, çalışabilmemizi, para kazanabilmemizi ve sahip olduğumuz akli ve fiziki her türlü imkânı Allah’a borçluyuz. Allah bazı insanları onlara para kazanmaya çalışmaya imkân vererek doyurmayı seçmişken bazılarına ise bu imkânı vermemiş veya daha az vermiş olabilir. Allah burada imkân sahibi olmayanları imkân sahibi zengin inananlar vasıtasıyla doyurmak istemiş olabilir. Kuran’da zekât konusunda belirli bir mal varlığı alt sınırından bahsedilmediğine göre her kişi kendinden daha az imkân sahiplerine veya fakir ve ihtiyaç sahiplerine imkânları ölçüsünde yardım etmek, gözetip kollamakla yükümlüdür.