Tevhid Ateşi Hacc

Yaralı gönüllerin tutuşturulan bir inkılap ateşi de hacc dır. Haccı bir kez daha inceleyelim. Hacc nedir niçin yapılır, acaba sadece bir gezimi midir? Başka anlamları var mıdır? Hacc bir tevhid eylemidir. Aynı zamanda insanın yüreğine, benliğine yaptığı yolculuktur. Bu zaman üstü yolculuk sembollerle (şe’air’) İŞARET lerle  doludur. Hacc bir arınma, bir sözleşmedir. Hacc’ın ritüelleriyle, sembollerini doğru anlamak önemlidir. Bu yolculukta ki bazı eylemleri inceleyerek muradı kavramak mümkündür. İhrama girmek ve ihramlı iken davranışlarını kontrol etmek ne demektir.

Hacc 32- Bu böyledir kim Allah’ın nişânelerine (şe’air’) hürmetli kıldığı alâmetlere saygı gösterirse, şüphesiz o saygı duyma, kalblerin takvasındandır; gönülleri (kötülükten) himaye edip koruyan sebeplerdendir. O halde Allah’ın nişanelerinden olan haccın o büyük kurbanlarına karşı saygı göstermeli, hürmetle bakmalı ve onları ancak Allah’ın adını anarak kurban etmelidir.

(şe’air’) Kelimesi üzerinde durmak gereklidir, zira Rabbimiz Haccı bize semboller üzerinden anlatmıştır. Arafat bir semboldür, Mina bir semboldür, Say bir semboldür, aslında kurban da bir semboldür neyi kestiğini bilene. Hacc 33- Sizin için onlarda, o nişanelerde belli bir süreye İhrama girmek ve ihramlı iken davranışlarını kontrol etmek ne demektir?

İnsanlar kabeye niçin davet edilmektedir. Yeryüzü müslümanlarları bir noktaya niçin yönlendirilmektedir. Nasıl arınılacak, nasıl bilenilecek, nasıl bilinçlenilecektir?

Saffat 95- İbrahim dedi ki: Siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?”

Saffat 96- “Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.”

Hacc tevhid eylemidir ve şirkten, acizlikten, ataletten sıyrılmadır. Sorumluluğunu tekrar hatırlatmaktır. Kabe bir semboldür ve Kabe (KÜP) olarak yapılan yapıdır ve asıl onun temsil ettiği düşüncedir. Nitekim bazı zaman dilimlerinde kabeden uzaklaşanlar yolculuklarında Kabe`den taş parçaları alarak ona secde etmişlerdir. Kabe`nin kendisi değil temsil ettiği düşünce önemlidir. Hacc süresindeki şe”air sembollere vurguyu anlamak gerekmektedir. `şe aire` kelimesinde de anlatıldığı gibi şekil üzerinde değil anlamlar üzerinde düşünmek gerekir.

İhrama girmek yeryüzü makamı, mevkiyi, ünü, şanı, namı bir kenara atarak, kulluk elbisesi ile ortaya çıkma istenmektedir. Tekbir kimlik var Rabb ve sen asıl olanda bu değil midir? Hangi zenginlik senin, hangi mevki makamda olman değil tevhid, senin asıl kimlik bu değil mi? Problemimiz asıl bunlar değil midir? Hangi elbiselerden, hangi örtülerden sıyrılmak gerekli, gerçek bir hacc yapmak için öncelikle onu idrak etmeli değil mi? Bu süre içinde normalde yapılan birçok şey artık yapılmaz çünkü, daha önemli yapılacak iş vardır.

Hacc 29- Sonra kirlerini giderip temizlensinler. Hac ibadetlerini yerine getirdikten sonra tırnaklarını kesmek, bıyığını ve sakalını düzeltmek, koltuklarını yolmak, başını ve kasığını tıraş etmek gibi temizlenmekle ilgili ihtiyaçlarını yerine getirsinler. Ve adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atîk’i, yani Kâbe’yi tekrar tekrar dolaşıp tavaf etsinler.

ARAFAT Arefe günü hacıların vakfeye durdukları dağın adıdır. Esas itibariyle “arefe” kelimesinin çoğulu veya çoğulu gibi olan “Arafat” isminin, bu dağa ne sebeple özel isim olduğu ve bunun doğrudan konulmuş bir isim mi, türetilmiş veya nakledilmiş mi olduğu hakkında çeşitli görüşler vardır. Türetilmiş olduğu görüşünde bulunanlar da tanımak manasına “marifet”ten veya “itiraf”tan, yahut da güzel koku manasına “arf”tan türetilmiş olduğunda ihtilaf etmişlerdir. Bu ihtilaflar sebebiyle isimlendirilme şekli kesin olarak tespit edilmiş değilse de her biri Arafat dağının bir özelliğini göstermiş olması itibariyle isimden çok o ismin sahibinin anlatılmasına yararlı olmuştur.

Arafat aynı zamanda marifeti temsil eder yani marifete ulaşmanın kaynağı olan irfanı yani BİLGİ`yi , bu bilgi sıradan bir bilgi değildir. Aranan ve beklenen bir bilgiyi yani yer yüzü bu bilgiye ne kadar ihtiyacı vardı ve bu bilgi Hirada kac gece, kaç zaman beklendi? Yani imanı tanımlamak bilgi ile mümkündür. Yani arafata çıkmak bilgiye ulaşma çabasıdır. İmanı gerçekleştirecek olan bilgidir. Arafatın sembolü dönüştürücü bilgidir.

MEŞAR: Şuur; bilinç demektir. Yani bilgiyi arafatta elde ettik bu bilginin bilince dönüşmesi gerekmektedir. Şuur, açık duygu ile hissetmektir. Yani şu anda his halinde olan ve henüz hafızaya ve akla tamamen geçmemiş bulunan açık bir ilimdir ki, dalgınlığın zıddıdır. İdrakin ilk derecesi yani bir şeyin, düşünenin fikrine ilk varış derecesi, ilk görünümüdür. Çünkü ilim, nefsin mânâya ulaşmasıdır. Ve bu ulaşmanın birtakım dereceleri vardır ki, şuur bunların birincisi yani nefsin mânâya ilk varış mertebesidir. O mânânın tamamına nefsin anlayışı hasıl olunca tasavvur; bu mânâ şuurun gitmesinden sonra tekrar geri döndürülebilecek şekilde ruhda bakî kalmışsa hıfz (ezberleme), bunu istemeye hatırlama; tekrar bulan vicdana zikr (anma) ismi verilir. Şuur bir bakıma ilmin en zayıfıdır, çünkü onda sebat ve ihtiyatlı hareket yoktur. Bu sebeple Allah’ın ilmine şuur denmez. Diğer bir yönden de en canlı bir ilimdir. Çünkü o anda ve bizzat ince bir görüş anı ve huzurdur. Ve ilahî ilmin kemalini anlatacak en güzel bir şahittir.

“Ve bizim emrimiz yalnız birdir, bir göz kırpması gibi (sür’atlidir.” (Kamer, 54/50).

Her şuur, birlik içinde bir ikiliği, ikilik içinde bir birliği ihtiva eder. Sadece bilgi yeterli değildir.

Bilgi bağlayıcı olmalıdır. Allah vardır, birdir ama beni ilgilendirmez denilebilir. Ancak bu bilginin şuura dönüşmesi yani bağlayıcılığının oluşması gerekir. Allah bizimde Rabbimiz sizinde Rabbinizdir 42/15. Allah Kainatın sahibidir, 9/129. Allah dilediğine dilediği gibi davranır.13/125. Allah diriltir öldürür hesap sorar 30/40,44/8. Allah hakimlerin en adilidir.10/109. Allah hesap sorandır 3/199. Allah kıyamet gününün sahibidir 1/4. Yani bilgi bilince gönderen tarafından dönüştürülür. Yani bu bilgiler içselleştirilmek zorundadır. Bilgi bağlayıcı kuşatıcı, en önemlisi hesap sorucudur. Çünkü bu bilgi yakın yani bizim hayatımız fıtratımız varlığımızla ilgilidir. Arafatta Rabbimizden am-ldığımız bilgi bizim kendimiz dir aslında. Bunun için şuura ve bilince dönüşmesi gerekir.

TAVAF Evrende bir tesbihat vardır. Elektronlar, protonların etrafında dönerek tesbih yaparlar, Ay dünyanın etrafında. Fıtratı icabı dönerken, dünya güneşin, güneş samanyolundaki yörüngesinde dönerek kulluğunu gösterir bu evrensel koroya insanda katılarak, yeryüzünda Kabe etrafında dönerek tesbihatını gösterir ve Rabbim sen beni yarattın bende fıtratımı takip ediyorum varlık alemi seni tesbih ederken bende seni anıyor ve seni tesbih ediyorum. Varlığımı kulluğumu ifade ediyorum diyerek bu tavafa katılır valığımın ve kulluğumun orjini sensin ve her şey senin etrafında döner. Dönmek sürekliliği ve devamlılığı ifade eder. Hacc bir özgürlük ve fıtrat yürüyüşüdür. Fıtratını kendini inançlarını birkez daha hatırlamaktır. Hatırlatmaların sembolik olması evrensel olması ile ilgilidir. Rabbe verilen sözlerin bir kez daha toplumsal bir eylem olarak hatırlamaktır. Hacc verilen sözleri hatırlamak olduğu kadar yeniden sözleşme akidleşme olayıdır. Hacı artık hayatının geri kalanını evrensel özgürlük mücadelesi içinde geçirecektir. Artık bilenmiş olarak hayata ve zamana karşı duruşunu bozmayacaktır. Verdiği sözlerin muttaki takipçisi olacaktır. Her hacı bir özgürlük, takva bilincinde olan muvahhididir. Haccınız bereketli olsun.


About the Author
Author

servisoglu

Leave a reply

Name (required)

Website