Gazze…

4. Sure (Nisâ Suresi),
49.
Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Hayır! Allah dilediğini temize çıkarır ve kendilerine kıl kadar zulmedilmez.

60. Sure (Mümtehine Suresi),
9.
Allah, sizi ancak, sizinle din konusunda savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

Müslümanların bile Müslümanları katlettiği şu devirde, İsrail’in Filistin halkına yaptıklarına ne diyebiliyoruz ki? Hitler’ in kendilerine yaptığı zulmü unutmayan ve unutturmayan bu halk şimdi kendileri Filistin halkına zulmediyor. Üstüne üstlük kendilerini de temize çıkarıyorlar. Biz de sadece seyretmekle yetiniyoruz senelerdir.

Sadece Kuran üzere,başka başka şeyleri dine sokuşturmadan ”boyun eğmiş” Müslümanlar değil ”iman” etmiş Müslümanlar olmalıyız. Allah’ tan kalbimize imanı sokmasını dilemeliyiz. Kuranı derinlemesine inceleyen Rabbaniler olmalıyız. Kendi arzu, heves ve çıkarları doğrultusunda Allah ile aldatan saptırıcılardan Kuran ışığı altında kurtulmalı ve her bir birey olarak Kuran’ı kendimiz ”OKU” malı, düşünmeli, anlamaya çalışmalı ve APAÇIK olan Kuran hükümlerine göre hareket etmeliyiz.

3. Sure (Âl-i İmrân Suresi),
78.
Onlardan bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı halde Kitab’dan sanasınız diye Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Halbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.

3. Sure (Âl-inİmrân Suresi),
79.
Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir:) “Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah’ın istediği örnek ve dindar kullar) olun.”

”Müslümanların bile Müslümanları katlettiği şu devirde, İsrail’in Filistin halkına yaptıklarına ne diyebiliyoruz ki?” diye başladım yazıma, evet ne diyebiliriz ki? Biz Müslümanız diyoruz ama kendi içimizde gruplaşmış, parçalanmış biri diğerini kafir / münafık / mürted / müşrik  ilan ediyor, aynı şeyi karşı taraf ta yapıyor, hayır biz doğru yol üzereyiz kafir / münafık / mürted / müşrik sizsiniz diye.

6. Sure (En’âm Suresi),
159.
Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.

30. Sure (Rûm Suresi),
31.
Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. Her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.

”Her bir grup kendi katındaki ile sevinip böbürlenmektedir.” Şu anda Müslümanlar arasında olduğu gibi, ama Kuran dışındaki her şeyi bırakalım, Kuran üzere buluşalım denilse, Kuran anlaşılmaz, anlaşılamaz diye sanki Kuran boş bir kitapmış gibi dinden uzak tutuluyor.

25. Sure (Furkân Suresi),
30.
Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terkedilmiş bir şey haline getirdi” dedi.

Halbuki bütün Müslümanlar sadece Kuran hükümleri üzere toplansa hiçbir ihtilaf kalmayacak. Bakın Allah Kuran için ne diyor? Kamer Suresinde tam 4 farklı Ayette tekrarlayarak.

54. Sure (Kamer Suresi),
17-22-32-40.
Andolsun biz, Kur’anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

Allah gözümüze soka soka tam dört defa ”Kur’anı düşünüp öğüt almanız için kolaylaştırdık” diyor. Kuran da buna benzer bir çok Ayet var. Biz ise Kuran anlaşılmaz, herkes anlayamaz diyoruz. Onu anlamak için farklı farklı kitaplara ihtiyaç duyuyoruz. Tabi ki böyle olunca Müslümanlar arsında düşünsel ve içtihat olarak uçurumlar oluşuyor. Daha doğrusu tarih tekerrür ediyor ve bizler atalarımızın içtihatlarını, hikayelerini din kisvesi altında koşulsuz kabul ediyoruz. Tezat olan ise hepimizin adının Müslüman adı altında birleşmesi.

2. Sure (Bakara Suresi),
99.
Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder.

Kendisi de apaçık olan bu Ayetten sonra neden Atalarımızın yaptıklarını birbirleri ile olan düşmanlıklarını unutup Kuran üzere Müslümanlar olarak birleşemiyoruz. Birleşemeyiz çünkü bazı gruplar bunun adına ”Kuran Müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı” diyorlar. Biz atalarımızın bize öğrettiği, naklettiği şekliyle inanırız, Kuran’ı okuyup kendi aklımızı kullanmayız. Anlayan zaten anlamış ve nakletmiş biz kimiz ki atalarımızın anlattığına karşı gelelim. Bu sözler Kuran’ daki bazı Ayetleri çağrıştırmıyor mu? Kuran’a göre hangisi hak din? Atalarımızın anlattığı din mi? Kuran’ın anlattığı din mi?

49. Sure (Hucurât Suresi),
9.
Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, âdaletli davrananları sever.

Görüldüğü üzere inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin diyor. Peki biz hangisinin içtihadına göre düzelteceğiz? İkisi de birbirini kafir / münafık / mürted / müşrik ilan etmiş durumda. Kuran hükümlerinden başka bir uzlaşma düşünebiliyor musunuz? Eğer Kuran hükümlerine uymazlarsa o zaman zaten kimin ne olduğu ortaya çıkıverir.

5. Sure (Mâide Suresi),
48.
Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.

5. Sure (Mâide Suresi),
49.
Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.

Yukarıdaki ”Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk” ifadesi Tevrat ve İncil ehli için geçerli. Şu anki Müslümanlık içindeki mezhepleşmelerle alakası yok, belirtmek istedim. Yani bizim Müslümanlık adı altında dinimizi gruplara bölme hakkımız yok. Şeriatımız tek şeriat, yolumuz tek yol olmalı ve sadece Kuran hükümleri üzerine bina edilmeli. Kimsenin arzusuna uymadan, şaşırmadan sadece Allah’ın indirdiği ile hükmedilmeli.

Şu anda da biz Müslümanlarız diyen gruplar birbirleriyle savaş halinde hepside Allah’ u Ekber  diyip birbirine saldırmakta. Bu gruplar Kuran hükümlerini hakem kılıp, atalarının yapmış olduğu hatalardan sıyrılıp aralarını düzeltseler yada üçüncü bir grup bunlar arasında Kuran hükümleri üzerinden hakemlik yapsa büyük bir ihtimalle sorun kalmayacak.

Ya bizim küfür ehli zannettiğimiz karşı grupta gerçek Müminler varsa ve biz onları öldürürsek.

4. Sure (Nisâ Suresi),
92.
Bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka. Kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldürülen kimse) mü’min olur ve düşmanınız olan bir topluluktan bulunursa, mü’min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir köle azad etmek gerekir. Bunlara imkan bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ardarda oruç tutması gerekir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

4. Sure (Nisâ Suresi),
93.
Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.

Peki Kuran kafir / münafık / mürted / müşrik  ilan ettiğiniz kişiyi hemen öldürün diyor mu? Tabi ki hayır ne zaman yerinize, yurdunuza, canınıza, dininize kastettiler, yaptığınız antlaşmaları bozdular o zaman onlarla Allah yolunda savaşın diyor. Bunlar Tövbe Suresinde açıkça anlatılıyor. Peygamberimizin antlaşma yapmış olduğu küfür ehli de var. Onlara antlaşmalarını bozmadıkları sürece dokunulması yasaklanmıştır.

4. Sure (Nisâ Suresi),
94.
Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, “Sen mü’min değilsin” demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu. Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

4. Sure (Nisâ Suresi),
88.
Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Allah onları yaptıkları işlerden dolayı başaşağı ederek eski konumlarına (küfre) döndürmüştür. Allah’ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için asla bir çıkış yolu bulamazsın.

4. Sure (Nisâ Suresi),
89.
Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.

4. Sure (Nisâ Suresi),
90.
Ancak sizinle aralarında anlaşma olan bir topluma sığınmış bulunanlar, yahut ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı içlerine sığdıramayıp (tarafsız olarak) size gelenler başka. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah, onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir.

31. Sure (Lokmân Suresi),
23.
Kim inkar ederse, onun inkarı seni üzmesin. Onların dönüşleri ancak bizedir. Biz de onlara yaptıklarını haber veririz. Allah göğüslerin içindekini (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.

Sadece Yukarıdaki ”Nisa Suresi 88. Ayet” bile kendi halinde bir kafir / münafık / mürted / müşrik bir kişiyi dine zorlama ya da öldürme yetkimiz olmadığını açıklıyor. Bakın Allah öldürme yetkisi konusunda ta İsrailoğullarından bu yana ne hüküm vermiş.

5. Sure (Mâide Suresi),
32.
Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.

Bu Müslüman gruplar gördüğümüz kadarıyla Müslüman bir halk olan ve zulüm gören Filistin halkına İsrail’ in yaptıklarını görmezden gelip, birbirleri ile sözde Allah yolunda savaşıyorlar ki bizimde Müslüman bir ülke olarak ne bu gruplar hakkında nede Filistin hakkında bir şey yaptığımız söylenemez.

İşte bu Ayetlere rağmen sözde Müslümanlar olarak biz birbirimizi haksız yere öldürürken, bizi öldürmeye, dinimizden, yerimizden yurdumuzdan etmeye çalışan küfür ehline karşı ne diyebiliriz. Bir de kendimiz tam Müslüman olabildikte başkaların mı Müslüman etmeye çalışıyoruz? Müslümanlar olarak Sadece Kuran ışığı altında toplanıp, kendimize ve başkalarına zulmetmeden, sadece Hak olanı gözeterek gerçek Müslümanların ve ezilenlerin yanında olmaya çalışalım.

11. Sure (Hûd Suresi),
113.
Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.

26. Sure (Şuarâ Suresi),
151.
“Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.”

Bizler zulmedenlere meyleden, sesini çıkartmayan ve onları dost edinen sözde Müslümanlarız. Çünkü gerçek Müslümanlar olsak bu zulümlere karşı birlik olabilirdik ve zulüm yapanlara karşı savaşabilirdik. Bir slogan geldi aklıma ”susma sustukça sıra sana gelecek” diye, sıra bize geldiğinde Allah’a sığınmaya yüzümüz olacak mı? Şu dertsiz tasasız halimizde Allah yolunda harcamazken, yetime ikram etmezken, zulme karşı susarken, başımıza bir musibet geldiğinde Allah yolunda harcayan ve cihad eden kullar olabilecek miyiz?

49. Sure (Hucurât Suresi),
14.
Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. “Fakat boyun eğdik” deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

15. İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.

16. De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.”

17. Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki: “Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor.”

Bizler de kendini iman etmiş sanan Müslüman sanan ”boyun eğicileriz”. Kuran dışına çıkıp Allah’ a dinimizi öğretmeye çalışan cahilleriz. Mazlumun yanında olmaya çekinen korkaklarız.

Haydi savaş halindeki Müslüman gruplar arasına girip Kuran ile hükmedelim ya da İsrail ile Filistin arasına girip  Kuran ile hükmedelim eğer aşırıya giden olursa onlarla Allah yolunda cihad edelim.

4. Sure (Nisâ Suresi),
75.
Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?

22. Sure (Hac Suresi),
39.
Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeğe gücü yeter.

22. Sure (Hac Suresi),
60.
Bu böyle. Bir de kim kendisine verilen eziyetin dengiyle karşılık verir de sonra yine kendisine zulmedilirse, elbette Allah ona yardım eder. Hiç şüphesiz ki Allah çok affedendir, çok bağışlayandır.

Bütün mazlumların zalimlerin elinden kurtulması duası ile…

Selamun Aleyküm…

M. Soner İzgi


About the Author
Author

sonerizgi

Leave a reply

Name (required)

Website