El Ne Der Acaba(!)

El Ne Der Acaba(!)

El Ne Der Acaba (!)
“Ne derler acaba? diye kahrolası bir put vardır” der İsmet Özel. Bu sözüyle tam isabet olarak önemli bir tespitte bulunduğu kanaatindeyiz. Niye diye sorarsanız, hepimiz bu algıyla büyüdük. Çünkü rezil olmaktan çok çekiniyorduk. Ve ayrıca çekindiğimiz kişilerin dahi bizim gibi insan olduğunu unuttuk. O vakit gözümüzde biz hariç herkesin kusursuz olduğunu- belki bilerek ve yahut bilmeyerek- kabullenmiştik.
Bir insan niye bunu yapar, bir düşünelim. Düşünmemizi daha ileri boyutlara taşımak için İsmet Özel’in kalan sözlerini buraya nakledeyim: “Yine el ne der sözü sizin için Allah’ın emirlerinin üstüne geçiyorsa, sizin kaybedecek başka bir şeyiniz kalmamış demektir.” Sahi bu tespite candan katılmamak mümkün mü? Kur’an’da şöyle bir ayet geçer: “Gerçek şu ki, insanı yaratan Biziz ve onun iç benliğinin ona ne fısıldadığını Biz biliriz. Çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız” (Kaf Suresi 16.ayet) Şimdi şöyle konumuzun meyvelerini vermesi ve ayrıca ufkumuzun genişlemesi için şöyle bir soru sorayım: İnsan topluma karşı mı daha saygılıdır yoksa Allah’a karşı mı?
İlk öncelikle bir insanın zina edeceğini varsayalım. Bu kişi toplumun önünde bu günahı işleyebilir mi? Hepinizin ‘hayır’ dediğini duyar gibiyim. Çünkü insan topluma rezil olmaktan korkmakta ve ayrıca toplumdan utanmaktadır. Peki bu kişiler yalnız başlarına bu günahı işleyebilir mi? Hepinizin ‘evet’ dediğini duyar gibiyim. Bunun nedeni anlaşılırdır. Çünkü biz insanlar hâlâ uzakta bir Allah’ı kabul ediyoruz. Bu yönümüzle Mekkeli müşriklerden bir farkımız -yukarıdaki ayetin bilincinde olanlar hariç- yok. Eğer Allah’ın her an bizi görüp, işitip, her şeyi bildiğinin şuuruna varabilirsek iş kendiliğinden çözülecek zaten. Ama gel gelelim biz Müslümanlar onarım yaparken hem aynı dinin müntesipleri hem de Batı, bizim onardığımız şeyleri yerle bir etmek için tüm gün uğraştalar. Daha çok işimiz var!
Konumuzun sakıncalarını saymakla bitiremeyiz. İsmet Özel’in tabiriyle “bu kahrolası put” daha başımıza çok işler açacak bu kesin! Neden mi? Çünkü bu putun müntesipleri gün geçtikçe artmakta ve gelecek nesilleri bu algıyla yetiştirmeye devam edilirse yeni bir din daha ortaya çıkacaktır: “El Ne Der”.
Konumuza daha güncel meselelerle devam etmek istiyoruz. Mesela bir öğrenci düşünün, bu öğrenci matematik sınavından düşük alsın; bu öğrencinin annesi ve yahut babası “Senden başka yüksek alanlar nasıl aldı, sen bizi ele güne rezil etmeye utanmıyor musun, bir dahaki sınava o not hele bir düzelmesin gör bak o zaman ben sana ne yapacağım.” diyeceği aşikârdır. (Burada tüm ebeveynleri elbette kastetmiyor, genellemiyorum.)
İş yukarıda betimlediğimiz boyutlara varınca ana-baba çocuğuna “mükemmeliyetçilik” duygusunu aşılamış olacaktır. Ve bu duygu çocuğun kendisini hata yapmamaya odaklandıracak, yaptığı takdirde-illaki yapacak- sonuçları çocuk için çok ağır olacaktır. Ve bundan sonra “mükemmeliyetçi” bir nesil daha “El Ne Der” putuna müptela olacaktır.

Peki Ne Yapmalıyız?
Bir an önce bu huyumuzdan, alışkanlığımızdan vazgeçmeli ve “bu kahrolası putu” hayatımız-dan çıkartmalıyız. Ve bunu toplum ile beraber yapmalıyız. Zira Kur’an’da şöyle buyurur Allah Teala: “… Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez…”
Bu ayet toplumsal değişmeyi ifade eden bir yasadır. Lâkin bu değişmeyi topluma taşımak için önce bireysel olarak değişmeliyiz. Çünkü kendini eğitemeyen başkalarını eğitemez. Dolayısı ile değime önce kendimizden başlamalıyız.
Bu yolun çetin olduğunu söylemeliyiz. Ama her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğunu da belirtmek durumundayız. (İnşirah 5-6. ayetler) Bu yol insanın seçimleriyle şekillenecektir. “Mükemmellik” Allah’a mahsustur ve öyle de kalacak. Biz insanlar ise aciziz fakat “biz şah damarımızdan yakın olan” (Kaf 16. ayet) Allah sayesinde güç kazanırız. Fıtratımız, Rabbi-mizin bize yazmış olduğu bir nevi ruhi işletim sistemidir. Bunu unutmayınız. Toplumun size ne diyeceği önemli değil. Sizin için önemli olan, sizi yoktan var eden, Rabbinizdir.
Yazımızı şöyle özetleyebiliriz:
 Biz insanlar topluma göre hayatımızı belirlememeli, kendimize göre hayatımızı şekillendirmeliyiz. Seçimlerimizden biz sorumluyuz. Şu hâlde Rabbinin sözlerini her şeyin üstünde tutan, Kur’an’ı anlayan, yaşayan, ahlakını Kur’an’a göre şekillendiren-lere selam olsun
 “Kuluna şah damarından yakın olan” bir Allah tasavvuru Kur’an’da arı-duru duruyor-ken Mekkeli müşrikler gibi uzak Allah tasavvurunu edinmemeli, hayatımızdan çekip, çıkarmalıyız.
 Mümini karakterini işte bu değerler üzerine inşa etmeli ki bu sorunları, yokuşları azal-tabilelim.
 Son olarak toplum ile beraber değişmeliyiz. Lâkin bunu yaparken ilk önce birey olarak değişmemiz gerektiğini unutmayınız. Bu davada Râd 11. ayet rehberimizdir.
Biz insanlar olarak yeter ki bir adım atalım. Rabbimiz bize on adım atacaktır. Biz bir on adım atarsak Rabbimizin bize koşarak geleceğini hatırınızdan çıkartmayınız. Allah adımı ilk önce insandan beklemektedir. Bu adımı attığınız takdirde nice putları yerlerde serili bulacaksınız. Buna “El Ne Der” putu da dahil.

Süha ALTUNTAŞ


About the Author
Author

Suha Akademik

Leave a reply

Name (required)

Website