Kurban kesme konusunu araştırdığınızda, tüm inançlarda farklı şekillerde var olduğunu görürüz. Hatta insanlığın yaradılışıyla var olan bir gerçektir. Kurban kelimesinin anlamı, YAKLAŞMAK, ALLAH’A YAKINLAŞMAYA VESİLE OLAN ŞEY anlamına gelir. Bunun Kur’an da birçok yolu olduğu gibi, bir tanesi de Allah’ın rızasını kazanmak için kurban kesmektir. Örneğin zekât vermek, hayır ve hasenatta bulunmak, oruç tutmak, köle azat etmek de Allah’a yaklaştıranlar
(daha&helliip;)
“SEN” KARAR VERSEYDİN!.. A’raf Suresi 3. Ayet: “Rabbinizden size indirilene uyun; O’nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!” Bakara Suresi 170. Ayet: “Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” dendiğinde: “Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!…” Zümer Suresi 3. Ayet: Gözünüzü açıp kendinize
(daha&helliip;)
Kuranı Kerim’de sözün en güzeli ifadesi biden fazla ayette geçer. Bizler için sözün en güzelinin nasıl bir söz olduğu ve ne tür özellikler taşıdığı önemlidir. Güzel sözü nasıl anlayacağız? Öncelikli olarak, konuyla ilgili Kuranı Kerim’in diğer ayetleri göz önüne alınmadığında yanlış anlaşılabilen bir ayetten bahsedeceğim. O kimseler ki sözü dikkatle dinlerler, sonra onun en güzeline tâbi olurlar (uyarlar). İşte
(daha&helliip;)
Çok şükür bu yılda Ramazan ayına kavuştuk. Rabbim yalnız bizlere değil, bizden öncekilere de oruç tutmayı farz kıldığını bizlere Kuranda şöyle anlatır. 2 Bakara 183: Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. Bu ayetten de anlaşılıyor ki oruç bizlerin korunması maksadıyla emredilmiştir. Yine bir ayetinde orucun faydasını anlatmak içinde şöyle
(daha&helliip;)
Her Ramazan geldiğinde oruç ibadetinin anlamı üzerine tartışmalar başlar. Açın halinden anlamak, nefsimize hâkim olmak gibi anlamlar yüklenir oruca. Allah ise Kuran’ında açık bir biçimde orucun sakınmamız için bize farz kılındığını söylemektedir. Aslında bu nokta son derece önemlidir. Tüm günü oruçlu geçiren bir mümin otomatik olarak çevresindeki oruç tutmayan kişilerden ve kendisinin Ramazan dışındaki günlerinden farklılaşmış olur. Her zaman işe gidince
(daha&helliip;)
Salat (Namaz) ile ilgili olan yazımın ilk kısmında “secde” konusuna, ikinci kısmında “rüku” konusuna, üçüncü kısmında “huşu ve namaz” konularına değinmiştim. Salat (namaz) ile ilgili yazımın dördüncü ve aynı zamanda son kısmı olan bu kısımda ise “Kuranı Kerim’deki Kelimeler İçin Yeni Anlamlar Türetmek” başlığı altında, Kuranı Kerim’deki Arapça kelimelere Türkçe karşılık olarak yeni anlamlar türetmenin yanlış bir davranış olduğunu ayetlerle
(daha&helliip;)
Salat (Namaz) ile ilgili olan yazımın ilk kısmında “secde” konusuna, ikinci kısmında ise “rüku” konusuna değinmiştim. Salat (namaz) ile ilgili yazımın üçüncü kısmı olan bu kısımda ise “huşu ve namaz” konularına değineceğim. Huşu ve Namaz Kuranı Kerim insanların okuması için insanlara indirilmiş bir kitaptır. Bu kitap kendisini okuyan bazı kişilerde bir takım etkiler meydana getirebilir. Peki bu kitap insanların okuması
(daha&helliip;)
“Namaz” kelimesi Türkçede kıyam, rüku, secde gibi kısımları olan Allah’a kulluk etmek amacıyla yapılan bir ibadeti ifade eder. Kelimenin Türkçede başka bir anlamı yoktur. “Namaz” kelimesi Arapçadaki “salat” kelimesinin Türkçe karşılığı olarak kullanılır. Günümüzde üzülerek tanık oluyoruz ki Kuran’ı Kerimde geçen bazı Arapça kelimelerin mevcut Türkçe karşılıklarının yanlış olduğu iddia edilerek Arapça kelimelere yeni Türkçe karşılıklar verilmeye çalışılıyor. Salat (namaz)
(daha&helliip;)